ABD başta olmak üzere Avrupa ülkeleri İsrail’e bağlılığını bildirdiği ve Filistin konusunda halklarının iradelerine ipotek koymaya teşebbüs ettikleri halde Batı dünyasındaki Siyonizm karşıtı gösteriler, İslam dünyasındakileri fersah fersah aşmış vaziyette.


Batı dünyasındaki Filistin eylemleri

Türkiye’de binlerce STK olduğu halde, birlik olup dev bir gösteri yapmayı beceremediler. Yapılan münferit protestolar ise birkaç sloganın ötesine geçemedi ve bir gün bile sürmedi. Millet olarak Filistin için İsrail’e tepkimizi Yunanlılar kadar bile gösteremedik.


Beyazıt Meydanı'nda Filistin eylemi

İnsanı canavarlaştıran rejim: Uyuyan babasının boğazını kesti İnsanı canavarlaştıran rejim: Uyuyan babasının boğazını kesti

İktidardan 7 Ekim’den bu yana gelen çözüyoruz, çözdük, çözeceğiz minvalindeki açıklamalar, özellikle Filistin konusunda devlet erkânının sessizliği, milleti hareketlendirememesi de işin tuzu biberi oldu. Milletten gelen tazyiki dışarı doğru yönlendirerek sonuç elde etmesi gereken iktidar, bunun yerine milletin gazını almak için sibop vazifesi görmeyi tercih etti.

Tam da bu konjonktürde, sanki matah bir şeymiş gibi bütün siyasîlerin rejimin 100 yıl kutlamalarına hazırlanması da ayrı bir rezalet! Kutlayacakları da, 100 senedir siyasetten ekonomiye, hukuktan eğitime dek her alanda defalarca kez aynı haltı yiyip, sonunda her seferinde aynı duvara toslayan köhne rejimin 100. senesi... Bugün hava saldırılarıyla Siyonizm tarafından katledilen Filistin için konuşmaktan başka bir icraat ortaya koymaktan yana acziyet içindeki, sürekli suni teneffüsle ayağa dikmeye çalıştıkları, makineye bağlı kokuşmuş rejimin 100. senesi… Bu kutlu bir gün değil, olsa olsa bir asırlık utanç yüküdür Müslüman milletimizin omuzlarında.

Lâfla peynir gemisi yürümüyor!

Müslümanların, somut adımlar atıldığını görene kadar iktidar üzerinde baskı oluşturmak üzere harekete geçmesi gerekiyor. Hani hep deniyor ya, “Biz burada ne yapabiliriz ki” diye, işte, en başta bizi bu acziyete mahkûm eden ve bir de utanmadan bu sefaletimizi bize kahramanlık hikayesiymiş gibi yutturmaya kalkan Batıcı, laik, Kemalist rejimi değiştirmeye davranarak işe başlayabiliriz. STK’lar suyumuz kesilir korkusuyla değil Allah korkusuyla meydanlara inmelidir ve halkı da meydanlara çekmeli, lâfla peynir gemisinin yürümeyeceğini iktidara göstermelidir.

Avrupa ülkelerindeki Filistin eylemleri, bir aynadır yüzümüze tutulan; umulur ki kanıksamış, bezgin, inançsız hâlimizden utanırız!

Baran Dergisi