Irak Ticaret Bakanı Etir Davud Selman Al-Greyri, Harici’den Esra Karahindiba’nın sorularını yanıtladı. Iraklı Bakan, Kalkınma Yolu Projesi, Türkiye-Irak ilişkileri, bölgedeki diğer dış yatırımlar ve ülke ekonomisiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Irak Kalkınma Yolu Projesi ile ilgili öngörüleriniz nelerdir? Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Çin ziyaretinde projeden bahsetti. Türkiye projeye büyük önem veriyor. Irak için ne anlama geliyor?
Çok önemli bir proje. Bugün Irak’la imzalanan anlaşmanın ardından ve Irak, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Türkiye arasında Mutabakat Zaptı imzalandıktan sonra Türkiye de projenin vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Kalkınma Yolu projesi, Türkiye’nin bugün Irak’ın üçüncü büyük ticaret ortağı olduğu göz önüne alındığında, Irak pazarının yanı sıra Avrupa ile Asya arasındaki ulaşım ve ticaret biçimi açısından da bir gerçeklik ve umut verici bir gelecek oluşturmaktadır.
Irak ve Çin’in ticari ilişkilerinden bahseder misiniz? Projenin Çin’in Kuşak ve Yol projesi ve Orta Koridor ile bağlantısından da bahsediliyor… Amerikan işgalinden sonra Irak’ın imajı tamamen yerle bir olmuştu. Sizce bu proje ve ortaya çıkacak faydaları sayesinde Irak yeniden Orta Doğu’nun yıldızı olacak mı?
Irak ile Çin arasındaki anlaşmalar hâlâ iyi durumda ve iki ülke arasındaki ticari ilişkiler oldukça kapsamlı. Ancak Irak’ın ithalatı daha büyük bir rol oynuyor. Genel olarak malların dış ticaret hacmi ise 73 milyar dolardır. Bunda aslan payı ya da en büyük pay Çin’e ait.
Bu arada Irak ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi ve gelişimine de odaklanıyoruz. Irak’ın tüm ülkelerle iyi ilişkileri var ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ziyareti de bunun kanıtıydı. Bu ticareti geliştirecek önemli mutabakat anlaşmalarının imzalanması için gerçek bir iz oluşturuyor.
BAE, Katar, Türkiye ve Irak’ın projedeki rolleri nelerdir? 20 milyar dolarlık yatırım ülkeler arasında nasıl paylaşılacak?
Hangi ülkeye ne kadar yatırım payı düşüyor, bundan bahsetmek için henüz çok erken ama Irak’ın ana ortağı Türkiye. Elbette Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden destek alacağız.
Türkiye bu yaz Süleymaniye’de terörle mücadele operasyonu sözü verdi ve PKK ve kollarına karşı Irak’tan Türkiye’ye destek sözü verildi. Peki Irak’tan terör silinecekse bu durum ticareti, uluslararası ilişkileri ve ticaretteki barış ortamını nasıl etkileyecek?
Yeni anlaşma nedeniyle Irak uydu olmuş olmuyor. Çünkü yeni hükümetin çok etkili olduğunu düşünüyorum. Irak’ın güvenliği ve gelişimi oldukça fazla. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretinin ardından genel olarak özellikle ticaretle yeni bir ilişki kuruluyor.
Bu hükümet, Irak’ta yatırım yapmak isteyen her ülkeyi olumlu bir rol üstlenmeye ve memnuniyetle karşılamaya karar verdi. Irak, fiili adımlar yoluyla bölge için olumlu bir unsur olmayı gerçekten çok istiyor. Arabuluculuk yapmaya başladı. Irak günümüzde Türkiye, İran ve ABD’nin tam ortasında yer alıyor. Gazze’de yaşananlara gelince Irak, Filistin halkını destekliyor. Ortadoğu’yu bilirsiniz, ülkemiz bu bölgedeki tüm çatışmalarda olumlu bir rol üstlenmek istiyor. Bu hükümetin temel hedefi sadece yatırım ve iş ortamını geliştirmektir. Ve ilk şey elbette ticaret ve dış ticaret konusu…
Irak ticaretini, bölgedeki ve küresel çaptaki dış ticareti büyütmeye yönelik en güncel stratejileriniz neler?
Bugün Irak, 2003 öncesindeki Irak’tan çok farklı; çünkü o dönemde sosyalist olan siyasi sistem artık kapitalizme dönüştü. Özel sektörün piyasaya girmesine izin verilmiyordu. Sınırlı sektörler vardı. 2003’ten sonra Irak ve ekonomi değişti. İşletmeler değişti. Sözleşmeler değişti. Bu nedenle özel sektörde çevre ülkelerden ve yabancı ülkelerden çok sayıda ortağımız var. Ve bu şirketlerin Irak’ta faaliyet göstermesine ve hükümetin kontrolü altında iş yapmasına izin veriliyor. Bugün onlarca özel bankamız var. 2003’ten önce izin verilmeyen bankacılık ve para transferi gibi şeylere başladık. Bugünlerde Irak’ta işler değişti. Harita da değişti. Giderek daha fazla güvenliğe ve istikrara sahibiz. Bu hükümet 2 yıl önce göreve başladı. Önceden terörü bitirmek istiyordunuz, IŞİD’in sıkıntısını çekiyordunuz. Bugün ise Irak’ta güvenle çalışan 85’ten fazla Türk şirketiniz var. Bu son iki dönemde herhangi bir sorun yok.
Ancak Irak’ın son 20 yılda yaşadığı olağanüstü koşullar dikkate alındığında bu dönüşüm hibrit bir hal alıyor. Şimdi gerçek ekonomik dönüşüm için reformlar, mevzuat ve yasa tasarısı ile başladık ve bu aşamada özel sektöre ve özel şirketlere önemli bir rol verdik. Bu nedenle özel sektör, kamu sektöründen çok daha değerlidir. Hükümet, özel sektöre önemli bir rol verecek ve iş ortamını, dijital ve elektronik dönüşümü iyileştirecek, yolsuzluk ve bürokratik zorlukları ortadan kaldıracak; bu saydıklarım aslında Irak’ta her süreci aksatan veya her büyüme veya gelişme sürecini engelliyor. Böylece gerçek adımlarla işe başladık ve ilgili tüm kurumlar bunu belirtti ve birçok ülke Irak’ın başarısına dikkat çekti. Allah’ın izniyle yakın zamanda güvenli ve endüstriyel şehirlere yönelik de gerçek adımlar atmaya başladık.
Son soru… Amerikalıların kalmasını mı istiyorsunuz yoksa gitmesini mi?
Irak’ın çıkarlarına hizmet eden her ülke memnuniyetle karşılanır. Amerika olup olmaması önemli değil. ABD dost bir ülkedir. Biz Amerika’ya terör ülkesi olarak bakmıyoruz. Aynı zamanda bir ortaktır. ABD ve Çin ile birçok anlaşmamız var. Birbirimize saygı duymak zorundayız. Ayrıca eşit uluslararası ilişkiler için bizim açımızdan hiçbir ülke arasında fark yoktur.
Harici.com.tr