Emerson College, İsrail’i eleştiren belgesel nedeniyle akademisyeni görevden aldı Emerson College, İsrail’i eleştiren belgesel nedeniyle akademisyeni görevden aldı

Yahudi’den Daha Yahudi, İsrail’den Daha İsrailci

Körfez ülkeleri, özellikle Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi hanedanlıklar, sadece Batı'nın değil, doğrudan İsrail’in çıkarlarına hizmet eden siyasi kuklalara dönüşmüş durumda.

Bir gazeteciyle yapılan görüşmede, Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın (MBS) ağzından dökülen sözler, Filistin’e değil, İsrail’e duyduğu sadakati açıkça ortaya koyuyor. Röportajda, MBS’ye Yahudiler ve Hristiyanlar hakkında ne düşündüğü soruluyor. Cevap: “İkisini de severim. Çünkü beni yetiştiren Etiyopyalı bir Yahudi evanjelikti.” Bu cevapla beraber, veliaht prensin ruh köklerinin nerelere bağlı olduğu alenen ortaya çıkıyor.

Tel Aviv’e sonsuz sadakat

Görüşmede daha da çarpıcı olan, MBS'nin Filistinlilere dair bakış açısı: “Filistinliler ne yapabilir?” sorusuna cevabı şu: “Çok basit, İsrail’i taklit etmeleri gerekiyor.” Yani on yıllardır işgal altında inleyen, ambargolarla boğulan, çocukları katledilen Filistin halkına verilen “çözüm” önerisi: İşgalciyi örnek almak. Bu zihniyet, Müslüman coğrafyaların başında yer aldığını iddia edenlerin kimlere kulluk ettiğini de ortaya koyuyor.

Ortadoğu’daki liderlerin neredeyse tamamı, İsrail’in Filistin’e yönelik her saldırısında sadece göstermelik birkaç cümleyle sözde kınama yayınlarken, perde arkasında Tel Aviv ile milyarlarca dolarlık iş birliklerine devam ediyor. Ne bir ambargo, ne bir askeri destek, ne de ciddi diplomatik adımlar… Tam aksine, İsrail’in çıkarları için her platformda hizmetkâr bir tutum sergiliyorlar.

Kınama Değil, İşbirliği

Ortadoğu’da birçok lider, terörist İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarına yalnızca göstermelik kınama mesajlarıyla tepki verirken, arka planda diplomatik ve ekonomik işbirlikleri sürdürülüyor. Milyarlarca dolarlık anlaşmalar, savunma sanayi ortaklıkları ve istihbarat paylaşımı gibi adımlar, bu liderlerin gerçek pozisyonunu ortaya koyuyor.

Filistin halkı için somut bir adım atmayan bu yöneticiler, bölgedeki Yahudi çıkarların devamı için bir garantör işlevi görüyor. Bu tavır, siyasi hesaplarla örtüşen bir teslimiyet ve İsrail’e duyulan uzun vadeli sadakatin açık göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.

Baran Dergisi