Wallander, dün Kiev’e silah ve askeri teçhizat sevkiyatını koordine etmek üzere Batı tarafından kurulan temas grubunun olağan toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında, “Türkiye de dahil olmak üzere Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerle, Türkiye’nin karar verdiği ve Montrö Sözleşmesi’nin bir nevi vekili olarak Montrö Sözleşmesi’nin bu hükmüne başvurduğu çatışma durumundan uzaklaşabileceğimiz koşullar üzerinde çalışmak istiyoruz,” dedi.
Yetkili, “Ancak ticari deniz taşımacılığına geri dönüşü başlatacak asıl anahtar Rusya’nın Ukrayna’daki işgali durdurması olacaktır,” ifadelerini kullandı.
Türkiye, 1936 yılında imzalanan Montrö Sözleşmesi’ne sıkı sıkıya bağlı olduğunu defalarca belirtmiş ve 19. maddesine dayanarak Karadeniz havzasında gerilimin daha fazla tırmanmasını önlemek amacıyla Ukrayna’da çatışmaların başlamasıyla birlikte İstanbul ve Çanakkale Boğazlarını çatışmaya taraf olan ülkelerin ve denize kıyısı olmayan ülkelerin savaş gemilerinin geçişine kapatmıştı.
İngiliz büyükelçi: Türkiye’nin Montrö’yü uygulama yönündeki tutumunu destekliyoruz
Britanya’nın Kiev Büyükelçisi Martin Harris, European Pravda gazetesine verdiği mülakatta, Ukrayna’ya yapılan askeri yardımların kesilmesine dair talepleri ve Rusya ile devam eden çatışmanın seyrini değerlendirdi.
Harris, ülkesinin Ukrayna’ya desteği hala sarsılmaz olan ülkelerden biri olduğunu ve İngiliz parlamentosundaki hiçbir partinin Kiev’e yapılan siyasi, iktisadi veya askeri yardımın azaltılmasını savunmadığını belirterek ‘Kiev’e silah tedarikinin sadece politikaları değil, görevleri’ olduğunu ifade etti.
Geçen haftalarda Başbakan Rishi Sunak’ın Kiev’e yaptığı sürpriz ziyarette imzalanan savunma anlaşmasını değerlendiren Harris, “Bu anlaşmanın imzalanmasının ülkelerimiz için tarihi bir adım olduğunu söylemek abartı olmaz. Ancak bu anlaşmanın Britanya ve Avrupa’nın güvenliği açısından da son derece önemli olduğuna inanıyorum. Britanya, Ukrayna ile bu türden bir anlaşma imzalayan ilk ülke oldu ama Ukrayna’nın diğer ortaklarıyla daha fazla anlaşma imzalanacaktır,” dedi.
‘Tüm üye ülkeler Ukrayna’nın NATO’ya katılımı konusunda ikna edilmeli’
Bununla birlikte ittifakın tüm üye ülkelerinin Ukrayna’nın NATO’ya katılımının kendi çıkarlarına ve Avrupa’nın güvenliğine uygun olduğuna ikna edilmesi gerektiğini kaydede Harris, şöyle devam etti:
“Sadece ordumuz değil savunma sanayimiz de entegre olmuşsa, Ukrayna neden NATO dışında kalsın? Britanya’nın bu konuda çok net bir tutumu var: Bunun bizim çıkarımıza olduğuna inanıyoruz ve Ukrayna’nın NATO’ya katılacağından eminiz. Ukrayna’yı destekleyen mevcut pozisyonun çok güçlü olduğunu düşünüyorum. Herkes Ukraynalıların ülkelerimizle nasıl işbirliği yaptığını ve Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin NATO standartlarındaki silahları ne kadar etkin bir şekilde kullandığını görüyor. Umarım tüm İttifak üyelerini Ukrayna’nın üyeliğinin gerekliliği konusunda hızla ikna edebiliriz.”
‘Montrö Sözleşmesi aslında Ukrayna’nın yararına’
Montrö Sözleşmesi’nin mayın tarama gemilerinin boğazlardan geçişine kısıtlama getirmesi hakkındaki görüşü sorulan Büyükelçi, “Türkiye, Karadeniz’de bir savaş durumunda savaş gemilerinin İstanbul ve Çanakkale Boğazlarından geçişini yasaklayan Montrö Sözleşmesi nedeniyle onları içeri almıyor. Britanya sözleşmeye taraf ve biz [Türkiye’nin] bu tutumunu destekliyoruz. Bu aslında Ukrayna’nın yararına, zira sözleşme sayesinde Rusya, tahrip olan filosunu yenileyemiyor,” diye konuştu.
Harris, boğazların savaş halindeki taraflara kapatıldığı, dolayısıyla Romanya veya Bulgaristan’ın mayın tarama gemilerini almasının mümkün olduğu yorumuna ise, “Hayır, bu da mümkün değil. Bizim tutumuz da budur. Montrö Sözleşmesi’ne uymadığı takdirde bu tür gemileri tedarik etmeyeceğiz,” değerlendirmesini yaptı.