Paris'te 22-23 Haziran'da düzenlenen iklim değişikliği ve yoksullukla mücadeleyi amaçlayan Yeni Küresel Finansman Antlaşması Zirvesi oturumları tamamlandı.
Zirvede 40'tan fazla ülkenin lideri, dönüşümlü olarak, kalkınma zorluklarıyla ve yoksullukla mücadele etmek, çevreyi korumak, iklim değişikliğinin ve felaketlerin etkileriyle başa çıkmak ve kalkınma planlarını uygulamak için gerekli fonların bulunmasını sağlayacak yollara ve araçlara ilişkin önerilerini sundu.
Güney ülkeleri, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Bretton Woods anlaşmasıyla ortaya çıkan yeni uluslararası para sisteminin ve günümüz dünyasının jeopolitik alanına artık uygun olmayan kurumların reformu için çağrıda bulundu.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise "bu kurumların dağılmasını sağlayacak ve böylece ülkeler arasındaki uçurumu derinleştirecek radikal reformlar" için acele edilmemesi uyarısında bulundu.
Macron, bu kurumların mevcut güçleri daha iyi temsil edebilmeleri için performanslarının geliştirilmesini ve var olanı korumak için kademeli değişiklikler yapılmasını önerdi.
Zirvenin sonunda taraflar, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres'in Bridgeton Programı 2.0 ve İklim değişikliğine karşı 'Savunmasız 20' (The Vulnerable Twenty/V20) ülke grubunun Akra-Marakeş Gündemi (Accra–Marrakech Agenda) gibi diğer programlarla birlikteSürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) gündemini harekete geçirmek için sunduğu planın önemine dikkat çektiler.
Katılımcılar ayrıca, insanların iyiliği ve gezegenin korunması için Paris Anlaşması'nı destekleyecekleri ve 2023-2024 yılları arasındaki uluslararası konferans ve toplantılarda ve Yeni Delhi'deki G20 zirvesinde, BM'deki SKA Zirvesi, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası yıllık genel kurul toplantıları, kasım ayında Dubai'de düzenlenecek olan 28. İklim Zirvesi ve Nairobi Zirvesi'nde bu konuda atılacak adımların ele alınması için çalışacakları taahhütlerinde bulundular.
Zirvede, borcun sürdürülebilir kalkınmayı finanse etmek için güvenilir bir araç olarak kullanılmasını sağlamanın ve uygun bir şekilde yeniden müzakere ve yapılandırma yoluyla borç yükünü azaltmanın yolları konusunda uzlaşıldı.
Zirveye katılan kaynaklara göre zirvede, tarihi bir aşama oluşturan Zambiya'nın borçlarının yeniden yapılandırılacağı ve bunun önümüzdeki temmuz ayında IMF'den yeni fon sağlamasına imkan tanıyacağı açıklandı.
Fildişi Sahili'nin 1,14 milyar euroluk borcu 'hibeye' dönüştürüldü
Ayrıca, borçları hafifletmek ve kalkınma sürecini ilerletmek için Fransa ile Fildişi Sahili arasında anlaşma sağlandı.
Fildişi'nin 1,14 milyar euroluk borcunun 72,1 milyonu eğitim sektöründe kullanılacak olan çeşitli kalkınma projelerini finanse etmek için hibeye dönüştürüldü.
Zirvenin çıktılarından en dikkat çekeni, IMF'nin en kırılgan ülkelerdeki insanlara yardım etmek için IMF'nin para biriminin özel ihraçlarına 100 milyar hak tahsis ettiğinin duyurulması oldu.
Bu duyuru özellikle Çin ve Suudi Arabistan başta olmak üzere G20'deki ortakların çabaları sayesinde oldu. Çin ve Suudi Arabistan, haklarının yüzde 20'sini yeniden tahsis etme taahhüdünde bulundular.
Fransa da benzer bir adım atarak haklarının yüzde 40'ını Kovid-19 salgını sırasında en çok ihtiyacı olan ülkelere aktarılmak üzere oluşturulan özel fona tahsis edeceğini açıkladı.
Böylece en büyük yüzdeyi tahsis eden ülke olan Fransa daha önce bu miktarı yüzde 20'den yüzde 30'a çıkarmıştı.
Paris Zirvesi'nde, Afrika ekonomilerine yardımcı olmak için açıklanan 100 milyar doların yanı sıra 100 milyar dolarlık çevre fonu kurulduğu da duyuruldu.
G20 ülkeleri, kullanmadıkları ek Özel Çekme Hakları'nın (Special Drawing Right/SDR) bir kısmını ihtiyacı olan ülkelere devrettiler.
Zirvede mali işlemler ve deniz taşımacılığının sera gazı salımlarının küresel ölçekte vergilendirilmesi de ele alındı, ancak mali işlemler konusu Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın (EİT) yetki alanına giren küresel bir anlaşma yapılmasını gerektirirken deniz taşımacılığına ilişkin vergi konusu önümüzdeki ay İngiltere'de tartışılacak.
Çin Başbakanı Li Qiang, zirvede yaptığı konuşmada, ülkesinin kalkınmaya ve yönetime önem verdiğini ve 'Küresel Kalkınma Girişimi' ile 'Küresel Güvenlik Girişimi' adlı girişimleri başlattığını, 100 milyon insanı yoksulluktan kurtardığını ve böylece dünya genelinde yoksulluğun azaltılmasına katkıda bulunduğunu ve borç servisini ortadan kaldırmaya çalıştığını vurguladı.
Çin'in bir tehdit olarak değil, uluslararası ekonomiye katkı sağlayan bir ülke olarak görülmesi gerektiğinin altını çizen Başbakanı Li, Pekin'in küresel büyümenin yüzde 30'una katkıda bulunduğunu ve ülkesinin çevreyi koruma çabalarının Çin felsefesinin özünü oluşturan insan ve doğa birliği ilkesinden kaynaklandığını da sözlerine ekledi.
Mısır Cumhurbaşkanı 200 milyar dolarlık hedeflere ulaşılması konusunda şüpheci
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, 200 milyar dolarlık hedeflere ulaşılması konusundaki şüphelerini dile getirdi.
2015 yılındaki iklim zirvesinde açıklanan hedeflere henüz ulaşılamadığını hatırlatan Sisi, miktarları açıklamanın, onlara ulaşmak anlamına gelmediğini söyledi.
Gelişmiş ülkelerin iklim planlarına katkı olarak taahhüt ettikleri 100 milyar doların verilen sözlerin ötesine geçemediğine dikkati çeken Sisi, Afrika'daki altyapı projelerinin finansmanının önemine ve yardımın para olarak değil, kalkınma projelerine katkı şeklinde verildiğine işaret ederek "Acaba yedi yıl önce verilen bu sözler gerçekten yerine getirildi mi? Açıklamalar, bir mekanizmayla takip etmeli" dedi.
Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva ise yaşının enerjik ve hedeflere ulaşmada kararlı olmasına engel olmadığını söylerken sertti.
2030 yılına kadar Amazon ormanlarında hiçbir ağacın kesilmeyeceğini taahhüt eden Lula, Güney Amerika ülkeleri arasındaki ticaret işlemlerinde neden doların kullanıldığını sordu.
Lula, Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (FIDA) çerçevesinde verilecek sözleri ve kıta genelinde altyapı projelerine tahsis edilecek 360 milyar dolarlık tahsisi gerçekleştirme taahhüdünü bir kez daha yineledi.
Ayrıca, doların istikrarlı bir para birimi olduğunu ve çok az ülkenin bu miktarlarda likidite sağlayabildiğini değerlendirmesinde bulunan ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, konuyu demokrasi ilkelerine bağladı.
Kalkınmaya ayrılan özel fonların elde edilmesinin önemine ilişkin öneriye dikkati çeken Yellen, dolar karşılığı dolar ilkesini, yani uluslararası kamu kurumları tarafından hibe edilen her bir dolar için özel sektörden bir dolar yatırım yapılması ilkesini açıkladı.
Zirvenin katılımcılarından Global Citizen ekibi, ülkeler tarafından iklim değişikliğiyle mücadele ve gelişmekte olan ülkelerin finansmanı konularında yapılan açıklamaları takip ederken kurumların değiştirilmesi ve reforme edilmesi gerektiğinin kabul edilmesinin, özellikle halen uygulanmayı bekleyen, tekrarlanan vaatler çerçevesinde Güney ülkelerinin güvenini yeniden tesis etmeye yönelik ilk adımı oluşturduğunu değerlendirdi.
Burada Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un, Yeni Küresel Finansman Antlaşması Zirvesi'nden çıkan kararların nasıl uygulanacağını izlemek için bir takip ve hesap verebilirlik mekanizması kurulması önerisinde bulunduğunu hatırlatmakta fayda var.
Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro ise Kuzey-Güney Diyaloğu'nun piyasa ve sermaye felsefesinin, yatırımı karlılığıyla ve getirisiyle ilişkilendirmeye dayandığını belirterek net bir yaklaşım ortaya koydu.
Ancak Petro'ya göre çevreye yatırım yapmak bu felsefenin ötesine geçmeli ve dünyanın yatırım için küresel düzeyde bir Marshall Planı'na ihtiyacı var.
Dış borcun çevre yararına yapılacak çalışmalarla değiştirilebileceği çeşitli finansman yolları olduğuna dikkati çeken Kolombiya Devlet Başkanı, çevresel dönüşümün adil ve uygulanabilir olması gerektiğini vurguladı.
Düşük karbon emisyonlu ekonomilere ulaşmak için çok taraflı fonlarla 20 yıl boyunca iş birliği içinde çevresel dönüşüme 600 milyar dolar yatırım yapılması gerektiğini belirten Petro, bunun da 20 yılda 200 milyon dolar anlamına geldiğinin altını çizdi.
Independent Arabia