Aksa Tufanı'nın başladığı 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze’de oluşan tablo, Filistin-İsrail çatışmasının genel seyrini tamamen değiştirecek 2 ana gelişme çerçevesinde şekilleniyor. Bunlardan ilki, Kassam Tugayları öncülüğündeki Gazze direnişinin, işgal devletine beklentilerin çok ötesinde verdirdiği zarardır. Tarihindeki en uzun soluklu fiili savaşını Gazze’ye karşı yürüten İsrail, askeri kayıplarının yanı sıra ekonomik, toplumsal ve psikolojik çöküşle beraber derin bir krizle yüzleşiyor. Ayrıca küresel siyasette siyonist yönetime desteğin azalması ve uluslararası kamuoyunda Filistin yanlısı güçlü bir blokun teşekkülü, İsrail’in itibarını ve imajını sarsarak dünya genelinde tüm meşruiyetini ortadan kaldırıyor.
Netanyahu'nun soykırım stratejisi
Filistin ve İsrail arasındaki çatışma ekseninde Gazze’deki durumu şekillendiren 2'nci husus ise Binyamin Netanyahu hükümetinin yürüttüğü soykırım stratejisidir. Önceki yıllarda Gazze’de çok sayıda katliam yapmasına rağmen uluslararası toplumdan yükselen tepkileri dikkate alarak görece geri adım atan Tel Aviv yönetimi, son aylarda ise Gazze’yi ilhak için gerekli şartları oluşturmak adına sahada eşi benzeri görülmeyen bir saldırganlık örneği sergiliyor.
Siyonist yönetim, yıllardır sürdürdüğü agresif yayılmacı siyaseti meşrulaştırmak ve Batı dünyasının desteğini kaybetmemek için mütemadiyen Hamas’ı "terör örgütü" şeklinde tasvir eden bir dil inşa etti. Böylece Filistin direnişinin haklı mücadelesini gölgeleyerek yeni yerleşim yerlerinin önünü açmak, Tel Aviv’in başlıca önceliğiydi. Lakin bu süre zarfında Netanyahu hükümeti, Gazze’nin kuzey kısmına saldırmaya başladığında, işlediği suçlara ve gerçekleştirdiği katliamlara gerekçe üretebilmek maksadıyla sivillerin Gazze’nin güney kısmına geçiş yapması çağrısında bulundu. 10 kilometrelik bir alanda güvenli bölge oluşturma planı, işgal devletinin Gazze’nin tamamı üzerinde bir egemenlik iddiasında bulunma hamlesinin ilk aşamasıydı. Sonraki günlerde kara harekatının genişlemesi ve Filistinlilerin Gazze’de can güvenliğinin kalmaması sebebiyle bir buçuk milyona yaklaşan insan Refah’a sığındı.
Netanyahu Refah saldırısıyla neyi hedefliyor?
Netanyahu açısından tüm göstergelerin aleyhine geliştiği bu süreçte, siyonist yönetim Refah’taki Filistinlileri Mısır’a sürerek Gazze’de tam manasıyla bir yıkım gerçekleştiriyor. Netanyahu, Refah üzerinde oluşturduğu kara harekatı baskısıyla temelde 2 şeyi hedefliyor; Gazze’nin Filistinlilerden arındırılmasını hızlandırmak ve İsrail kamuoyunda kaybettiği meşruiyetini yeniden kazanmak. Netanyahu, Refah’a sıkışıp kalan insanlara doğru büyük bir harekat tehdidiyle uluslararası aktörlerin devreye girmesi ve Filistinlilerin sınırın diğer tarafa geçirilmesinin koordine edilmesini planlıyor. Bir yandan da Biden yönetiminin Refah’a yönelik toplu bir saldırının felaketle sonuçlanacağını dillendirmesine rağmen İsrail’e mühimmat desteği vermeye devam etmesi, Tel Aviv’in mevcut pozisyonunu korumasına olanak tanıyor. Netanyahu, Gazzelileri yurtlarını terk etmeye zorlayarak hem bölgenin ilhakını tamamlamayı hem de taş üstüne taş bırakmayacak şekilde yürütülecek bir operasyon ile Gazze’yi tüm direniş gruplarından arındırmayı amaçlıyor.
Refah’a başlatılacak bir harekat ile Hamas’ı Gazze’de tam olarak mağlup edeceğini düşünen Netanyahu, bu yolla İsrail toplumuna ve özellikle de muhalefete açık bir mesaj vererek üstünlük sağlamayı amaçlıyor. Son yıllarda kendisi ve yakınlarının isimlerinin sıklıkla yolsuzluklarla anılması, Netanyahu’nun toplumdaki karşılığının büyük oranda zarar görmesine neden oldu. Benzer şekilde siyasi alanı kendi konumunu muhafaza edecek şekilde yeniden dizayn etmeye çalışması da ciddi şekilde eleştirilerek Netanyahu karşısında güçlü bir muhalif blok oluşturdu. 7 Ekim İsrail ordusunun Gazze’deki rehineleri kurtarma konusunda yetersiz kalması ve artan saldırganlık nedeniyle savaşın etkilerinin İsrail toplumunu ciddi şekilde sarsması gerekse de Gazze’deki soykırımdan ötürü uluslararası toplumda İsrail karşıtlığının yükselişi, Netanyahu’nun işini güçleştirdiği gibi aynı zamanda siyasal varlığını da bitirme noktasına getirdi. Bu nedenle savaşın sonunda en azından bir başarı hikayesi yazabilmek adına Hamas’ı hedef tahtasına koyan Netanyahu, Refah üzerinden Gazze’nin ilhakı ve direnişin yok edilmesi yoluyla kendi toplumunun karşısına muzaffer bir edayla çıkmaya çalışıyor. Yenilgiyi Filistinlileri katlederek örtmeye çalışan Netanyahu, kendi gerçekliğiyle yüzleşmemek adına tüm bölgeyi büyük bir istikrarsızlığa sürükleyecek ve yeni katliamların yaşanmasına kapı aralayacak ısrarcı tutumundan asla taviz vermiyor.
AA, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammed Hüseyin Mercan