Türkiye üzerinden Azeri petrolünün İsrail’e sevkiyatı devam ederken tepkiler çığ gibi büyüyor.

Zagreb'de, Türkiye'nin İsrail'e olan petrol tedarikini protesto eden bir gösteri düzenlendi. Göstericiler, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı İsrail'e petrol sağlamayı durdurmaya çağırarak, bunun Gazze'deki soykırıma neden olduğunu savundu. Zelen Akcija adlı çevreci aktivist grubunun öncülüğünde düzenlenen eylemde, katılımcılar ellerini kırmızıya boyayarak ve "Erdoğan, Gazze'deki Soykırımı Beslemeyi Durdur!" yazılı pankart açarak tepkilerini dile getirdi.

Eylemciler, Türkiye'nin Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı aracılığıyla İsrail'e petrol taşımasını Gazze'deki durumu ağırlaştıran bir faktör olarak gösterdiler ve Türkiye'nin bu durumdaki rolünü kınadılar. Gösteriye katılanlar, Filistin halkıyla dayanışma içinde olduklarını ve Türkiye'deki aktivistleri de desteklediklerini ifade ettiler. "Enerji ambargosu şimdi!" ve "Filistin özgür!" sloganları da gösterinin dikkat çekici unsurları arasındaydı.

“2024 yılında Türkiye üzerinden İsrail'e 2,37 milyon ton petrol sevk edildi”

Azerbaycan'ın Türkiye üzerinden İsrail'e petrol satıldığı ve bu ticaretten Türkiye'nin varil başına 1 dolar 27 sent kazandığı iddia edildi.

Azerbaycan Gümrük Komitesi'nden elde edilen belgelerde, 2023’te 1,99 milyon ton, 2024’te ise 2,37 milyon ton petrolün Türkiye üzerinden İsrail'e sevk edildiği öne sürüldü.

İsrail, Vatikan'ın Tel Aviv Büyükelçisini Dışişleri Bakanlığına çağırdı İsrail, Vatikan'ın Tel Aviv Büyükelçisini Dışişleri Bakanlığına çağırdı

UAD Kararları Sevkiyatı Engellemek İçin Gerekçe Olabilir

Türkiye, Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) boru hattı üzerinden İsrail’e yapılan petrol sevkiyatını durdurmak için ticari anlaşmaların getirdiği kısıtlamalarla karşı karşıya. Ancak, Gazze'deki sivil kayıplara dikkat çeken Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) bağlayıcı ihtiyati tedbir kararları, Ankara’ya yasal bir gerekçe sunabilir.

Uzmanlar, UAD kararlarının hukuki dayanak sağlayarak, Türkiye’nin limanlarını İsrail’in askeri operasyonlarına dolaylı olarak katkı sağlamak için kullanılmasına izin vermeme konusunda güçlü bir zemin oluşturabileceğini belirtiyor. Böyle bir adımın, hem uluslararası kamuoyunda hem de diplomatik alanda İsrail üzerinde ciddi bir baskı yaratma potansiyeli bulunuyor.