7 Ekim’de başlayan Filistin-İsrail savaşı, İsrail’in Gazze’deki savunmasız Müslümanları gelişigüzel bombardımanlarla öldürdüğü bir katliama dönüşürken, dünyanın her yerinden yedek İsrail askerleri, İsrail Savunma Bakanlığı’nın Gazze’ye kara harekatı için yaptığı çağrı üzerine bu ülkeye gidiyor. Fransa, Almanya, İngiltere, ABD, Kanada, Arjantin, Brezilya gibi ülkelerden masum Müslümanları katletmek üzere İsrail’e giden yedek askerler kameralar önünde çeşitli propaganda mesajları vererek uçaklara binerken, Türkiye’den İsrail’e gidenler ise sessiz ve sinsice hareket ediyor. İstanbul, İzmir gibi büyük şehirlerde ikamet eden Türk vatandaşı Yahudiler, İsrail’in doğal vatandaşı sayıldıklarından bu ülkeye gidip askerlik yapıyor. Askerlikleri bittiğinde ise yedek asker kaydediliyorlar.
Kanunlar yasaklıyor
5901 Sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 29’uncu maddesi’nin ‘a’ ve ‘c’ bentlerinde, yabancı ülke adına askerlik vb. hizmetlerde bulunanların Türk vatandaşlığını, Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile kaybedebileceklerini öngörüyor. 29’uncu maddenin ‘a’ bendinde, “Yabancı bir devletin Türkiye’nin menfaatlerine uymayan herhangi bir hizmetinde bulunup da bu görevi bırakmaları kendilerine yurt dışında dış temsilcilikler, yurt içinde ise mülki idare amirleri tarafından bildirilmesine rağmen, üç aydan az olmamak üzere verilecek uygun bir süre içerisinde kendi istekleri ile bu görevi bırakmayanların”, ‘c’ bendinde ise “İzin almaksızın yabancı bir devlet hizmetinde gönüllü olarak askerlik yapanların” Türk vatandaşlığını kaybedebilecekleri hükmü yer alıyor.
İnsanlık suçu
Konuya ilişkin Akit’e konuşan Avukat Cüneyt Toraman, şunları dile getirdi: “Bugüne kadar bu maddeler hayata geçirilmedi. Ancak insanlık aleyhine işlenen suçlarla ilgili Türkiye Cumhuriyeti, Türk Yargısı sınır tanımaksızın yetkili olduğundan, Filistin’de bu saldırılara maruz kalan Filistinlilerin Türk mahkemelerine müracaat edip, bu suç faillerinin bazılarının Türkiye’de olduğunu, bu kişilerin İsrail adına katliamlara katıldığı konusunda bilgi ve belge bulunduğunu bildirip, bunların tespit edilerek cezalandırılmasını talep ederlerse, Cumhuriyet Savcıları soruşturma başlatmak zorundadır. Bu kişiler Türkiye’ye giriş yaptıklarında yakalanıp yargılanabilir, suça, katliama karıştığı sabit olursa cezalandırılabilir. Türkiye’de yaşayıp, hayatını kazanan, mal-mülk sahibi olan Türk vatandaşı Yahudilerin İsrail adına savaşa iştirak etmesi insanlık suçudur. Burada Filistinli Müslümanlara yönelik katliamlara İsrail ordusuna katılmaları insanlık adına utanç vericidir.”
Vatandaşlıktan atılmalı
Avukat Harun Akdere de, şu değerlendirmede bulundu: “Filistin’de direnişin yeniden canlanmasıyla birlikte, ülkemizdeki İsrail sevdalıları da İsrail ordusunda gönüllü olarak savaşmak üzere başvurdu. Hatta bir kısmının savaşmaya gittiğini biliyoruz. Yabancı bir ülkeye izin almaksızın askerlik hizmetinde bulunmak, vatandaşlıktan çıkarılma nedenidir. Biz kamuoyu olarak İsrail gibi bir terör örgütüne gönüllü yazılan bu kişilerin vatandaşlıktan çıkarılması için mevzuatın uygulanmasını bekliyoruz. Bu kişilerin hiçbir şey olmamış gibi yarın dönüp hayatlarına devam etmesi, başkaca terör örgütleri adına savaşmak için yurt dışına gidenleri de dokunulmaz kılacaktır. Nasıl DEAŞ adına savaşanları yargılıyor isek, bunlar da döndüklerinde yargılanmalılardır.”
Ay-Yıldızı hak etmiyor
İç Anadolu Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği Genel Başkanı Zeki Dilmen ise, şunları söyledi: “Bizim ekmeğimizi yiyip, suyumuzu içen, mal mülk sahibi olan herhangi bir kişi, hangi dine mensup olursa olsun, Türkiye’nin ve Müslümanların düşmanlarına hizmet etmek üzere gidiyorsa bir daha geri dönmesin. Resmi makamlara çağrıda bulunuyoruz: Bu hainleri Türk vatandaşlığından çıkarın. Bu hainler üzerinde Ay-Yıldız bulunan kimlikleri taşımayı hak etmiyorlar. İsrail adına savaşan ve yardım eden bu soykırım suçuna ortak olmuştur. Onların da şehit kanıyla sulanmış bu topraklarda bulunmaları vicdanlarda onarılmaz yaralar açar.”
Yeni Akit