Gazze, İsrail'in yoğun hava ve kara saldırıları altında büyük bir insani krizin ortasında. Saldırılarda şehit sayısı her geçen gün artarken, özellikle çocukların hedef alınması bölgedeki trajedinin boyutlarını derinleştiriyor.

Suriyelilerin vatan hasreti son buluyor Suriyelilerin vatan hasreti son buluyor

İsrail bombardımanları sonucunda şehit olan çocukların parçalanmış cesetleri, yaşanan katliamın dehşetini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Bu durum, Gazze'de yaşanan insani felaketin boyutlarını uluslararası kamuoyuna bir kez daha hatırlatıyor.

Sağlık hizmetlerinin neredeyse tamamen çöktüğü Gazze'de, özellikle Nasır Hastanesi'nde tıbbi malzeme eksikliği büyük bir kriz haline gelmiş durumda. Hastane yetkilileri, yaralıların tedavi edilememesi nedeniyle ölümlerin her geçen gün arttığını ve durumun daha da kötüleşeceğini belirterek, uluslararası topluma acil yardım çağrısında bulunuyor. Hastanedeki sağlık çalışanları, bu zor şartlar altında hayat kurtarmaya çalışırken, temel ihtiyaçların dahi karşılanamadığını ifade ediyor.

Hem katlediyorlar hem dalga geçiyorlar 

Bu soykırımın yanı sıra, Yahudi askerlerin Gazze'deki insanlık dışı uygulamaları da uluslararası toplumun dikkatini çekmiyor, "Maymun Çiçeği virüsü" kadar bile alaka uyandırmıyor.

Sosyal medyada yayılan  görüntülerde, bir Yahudi askerin yaralı bir Filistinlinin üzerine defalarca ateş ettiği ve ardından alaycı ifadeler kullandığı görülüyor. Bunun yanı sıra, Tulkerm'de bir İsrail askerinin bir Filistinlinin evini kurşunladıktan sonra "Evin güzeldi ama üzgünüz" şeklindeki küçümseyici ifadesi, İsrail askerlerinin Filistinlilere yönelik insanlık dışı tutumunu gözler önüne seriyor. Bu tür olaylar, İsrail'in Gazze'deki saldırganlığının yalnızca askeri operasyonlarla sınırlı kalmadığını, aynı zamanda psikolojik savaş yöntemleriyle Filistinlilerin onurunu zedelemeyi hedeflediğini ortaya koyuyor.

Saldırılar sırasında hayatını kaybedenlerin yanı sıra çok sayıda çocuk ciddi şekilde yaralanıyor. Bazılarında bu durum kalıcı sakatlıklara neden oluyor.

"İsrail, çocukları öldürüyor, bunu dünyaya duyuruyor"

İsrail'in Beni Suheyla beldesine saldırısında yaşamını yitiren, kafatası kısmen parçalanmış çocuğun görüntüsü sosyal medyada infial uyandırdı.

Saldırının akabinde çocuğun kimliğine ilişkin bilgi bulunmadığı ifade edilirken çocuğu taşıyan kişi, "İsrail, çocukları öldürüyor, bunu dünyaya duyuruyor" diye bağırıyordu.

Küçük çocuğun görüntüsü bir başka videoda daha yer aldı. Nasır Tıp Kompleksine getirilmiş hayatını kaybetmiş bir başka çocuğun annesinin evladını kucakladığı videoda da görüldü. Küçük çocuk, diğerinin yanına uzatılmıştı.

Bir diğeri de Nusayrat Mülteci Kampı'ndaki Ebu Rahme ailesinin evini hedef alan ve dört kişinin hayatını kaybettiği İsrail saldırısına ilişkin görüntülerdi.

Videoda saldırı sonrası cansız bedenlerin arasında yer alan bir çocuğun ayaklarının ezildiği görüldü. Bu korkunç manzaranın ardından iki kişi, çocuğun cansız bedenini hastaneye götürmek için koşuşturuyor; çocuğun vücudunun bazı kısımlarının düşmesini önlemek için üzerini örtmeye çalışıyordu.

Gazze Cesetler Fj(1)

Çocukların cesetlerinin parçaları torbalar içinde ailelerine veriliyor

İsrail ordusunun 11 Ağustos'ta Gazze'deki Et-Tabiin Okulu'nu bombalaması sonucu gerçekleştirdiği katliamın ardından El-Ehli Baptist Hastanesinde çalışan Dr. Fadıl Naim, Facebook sayfasında şunları kaydetti:

"Katliamdan sonra yaşadığımız en zor anlardan biri, 16 yaşında bir gencin alt kısmı parçalanmış ve sol eli kesilmiş, derin yaralar ve yanıklarla bize getirilmesi oldu. Ameliyat sırasında başka bir kişinin kafasının parçalanan bacak kemikleri arasında ezilmiş olduğunu görünce şoke oldum. Kurtarma çabalarına rağmen durmayan şiddetli kanamanın ardından hayatını kaybetti."

Et-Tabiin Okulu katliamında öldürülen bir çocuğun babası Filistinli Hasan'ın sosyal medyada yayınlanan ifadeleri de şu şekildeydi:

"Oğlumun cesedini bulamadık. Onlara oğlum Ali’nin altı yaşında olduğunu söyledim. Bana 18 kilo ceset parçası içeren bir poşet verdiler. Bu ceset parçalarını gömüyorum ama onların içinde Ali’ye ait parçalar var mı, bilmiyorum."

Sosyal medyada ayrıca pirinç paketinde ölen 10 yaşındaki oğlu Rayan'a ait ceset parçalarını taşıyan bir babanın videosu da gündeme geldi. Videoda baba, "Bu torbada, öldürülmeden önceki ağırlığı 20 kilogram olan oğlumun yaklaşık 3 kiloluk parçaları var. Sadece parçalarını bulabildik." ifadelerini kullandı.

"İsrail, çocukları 'korkunç' yollarla hedef alıyor"

Gazze'de gönüllü çalışan ABD'li doktorlar, şahit kaldıkları manzaranın korkunç olduğunu; her gün baş, göğüs ve karın bölgesinden yaralanan çocuklarla karşılaştıklarını belirtiyor.

Chicago'da çalışan ve iki kez gönüllü olarak Gazze'ye gittiğini kaydeden ABD'li doktor Tami Ebu Ganim, açıklamada, "İsrail bombalarının hedef aldığı evlerden çıkarılan yaralıların yüzde 60-70'i çocuk." dedi.

Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Örgütü (Euro-Med) Başkanı Rami Abdu ise "İsrail ordusu, 10 aydır aralıksız, kasıtlı, sistematik ve geniş çapta, en vahşi ve korkunç yöntemlerle çocukları hedef alıyor. İsrail'in geçen 7 Ekim'den bu yana gerçekleştirdiği soykırımın başlangıcından bu yana Gazze Şeridi'nde öldürdüğü yaklaşık 17 bin çocuktan 2 bin 100'ü 2 yaşın altında bebekler. " diye konuştu.

İsrail tarafından öldürülen çocuk sayısının "modern savaş tarihinde eşi benzeri görülmemiş korkunç bir sayı" olduğunu belirten Abdu, "İsrail'in evleri, binaları, yerleşim alanlarını, barınma merkezlerini ve zorla yerinden edilenlerin sığındığı çadırları son derece yıkıcı bir şekilde bombalayarak sivilleri hedef alması sonucunda pek çok çocuğun başı ve vücut parçaları koptu." ifadelerini kullandı.

Çocukların İsrail tarafından "kasıtlı bir şekilde" hedef alındığını vurgulayan Abdu, şöyle devam etti:

"İsrail ordusu ileri teknolojiye sahip; bir evi veya barınma merkezini hedef aldığında içinde çocuk ve kadınların da yer aldığı sivillerin bulunduğunu biliyor ama yine de füzeler ve bombalarla hedef alıyor.

İsrail'in Gazze'deki sivilleri tekrar tekrar, sistematik ve yaygın şekilde hedef alması ve özellikle sivil nüfusun yoğun olduğu bölgelere karşı son derece yıkıcı silahlar kullanmasının kanıtlandığı gibi, ordu saldırılarında kasıtlı olarak mümkün olan en büyük sayıda sivil kayıplar ve ağır yaralanmalara neden oluyor."

Uluslararası toplum sessiz

Gazze'de yaşanan bu trajedi karşısında, uluslararası toplumun büyük bir kısmı sessiz kalmakla eleştiriliyor. Gazze'deki bu insanlık dramına karşı küresel bir müdahale çağrıları her geçen gün daha güçlü bir şekilde dile getirilse de şiddetten başka bir şeyden anlamayan İsrail'e karşı İslam dünyasında hala sessizlik hakim.