Hindistan Filistinlileri destekleyen protestoları yasaklıyor.
Batılı başkentlerden Müslüman ülkelere, İsrail'in Gazze saldırılarına karşı düzenlenen protesto gösterileri manşetlere taşındı. Ancak Filistin yanlısı duruşuyla bilinen bir yer dikkat çekici bir şekilde sessiz kaldı: Hindistan kontrolündeki Keşmir.
Associated Press'e konuşan bölge sakinleri ve dini liderler, Hintli yetkililerin Müslümanların çoğunlukta olduğu Keşmir'de herhangi bir dayanışma protestosunu yasakladığını ve Müslüman vaizlerden vaazlarında Filistin bölgesindeki İsrail saldırılarından bahsetmemelerini istediğini söyledi.
Kısıtlamalar, Hindistan'ın Yeni Delhi'nin tartışmalı bölgede oluşabilecek her türlü protestoyu engelleme çabalarının bir parçası.
Hindistan uzun zamandır savaşan taraflar arasında bir ip üzerinde yürüyor ve her iki tarafla da tarihsel olarak yakın bağları var. Hindistan, Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırısını şiddetle kınayıp İsrail'le dayanışma içinde olduğunu ifade ederken, sivil ölümlerin arttığı Gazze'de uluslararası insani hukuka uyulması çağrısında bulundu.
Ancak Keşmir'de sessiz kalmak pek çok kişi için acı verici.
Sirinagar bölgesindeki direniş liderlerinden ve Müslüman bir din adamı olan Mirveys Ömer Faruk, "Filistin bizim için çok değerli ve oradaki zulme karşı sesimizi yükseltmek zorundayız. Ancak sessiz kalmaya zorlanıyoruz" diyor.
Faruk, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının başladığı günden bu yana bu yana her Cuma ev hapsinde tutulduğunu söylüyor.
Hindistan ve Pakistan arasında bölünmüş olan ve her iki tarafın da üzerinde hak iddia ettiği Himalaya bölgesinde Hindistan karşıtı duygular oldukça derin. Yeni Delhi, 2019 yılında bölgenin yarı özerkliğini kaldırarak her türlü muhalefeti, sivil özgürlükleri ve medya özgürlüğünü büyük ölçüde kısıtladı.
Keşmirliler uzun zamandır Filistinlilerle güçlü bir dayanışma sergiliyor ve Gazze'deki önceki çatışmalar sırasında sık sık İsrail karşıtı büyük protestolar düzenliyorlardı. Bu protestolar sık sık sokak çatışmalarına dönüşmüş, Hindistan'ın bölgedeki yönetimine son verilmesi talep edilmiş ve onlarca kişi hayatını kaybetmişti.
Koyu bir Hindu milliyetçisi olan Başbakan Modi, İsrail ile dayanışmasını hızlı bir şekilde ifade eden ve Hamas saldırısını "terörizm" olarak nitelendiren ilk liderlerden biri oldu.
İsrail Gazze'ye giriş yapan yardım konvoyuna saldırdı İsrail Gazze'ye giriş yapan yardım konvoyuna saldırdı
Ancak 12 Ekim'de Hindistan Dışişleri Bakanlığı, Yeni Delhi'nin "İsrail ile barış içinde yan yana, güvenli ve tanınmış sınırlar içinde yaşayan egemen, bağımsız ve yaşayabilir bir Filistin devleti" kurulmasını destekleyen tutumunu yineleyen bir açıklama yayınladı.
İki hafta sonra Hindistan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda Gazze'de insani ateşkes çağrısında bulunulan oylamada çekimser kalarak her zamanki oylama sicilinden farklı bir tutum sergiledi.
Yeni Delhi oylamada Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırısının kınamadığını söyledi.
Wilson Center'ın Güney Asya Enstitüsü Direktörü Michael Kugelman "Bu alışılmadık bir durum" dedi.
Kugelman, "Hindistan, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısını Hamas'ı ortadan kaldırmaya yönelik bir terörle mücadele operasyonu olarak görüyor ve doğrudan Filistinli sivilleri hedef almadığını düşünüyor, tam da İsrail'in çatışmayı gördüğü gibi" dedi.
Kugelman, Yeni Delhi'nin bakış açısına göre "bu tür operasyonların hiçbir insani ateşkes için duraksamayacağını" da sözlerine ekledi.
Uluslararası Kriz Grubu'nun kıdemli analisti Praveen Donthi, diğer küresel çatışmalardan farklı olarak, büyük Müslüman nüfusu nedeniyle savaşın Hindistan'da yerel bir etkiye sahip olabileceğini söyledi. Hindistan, çoğunluğu Hindu olan ülkenin en büyük azınlık grubunu oluşturan yaklaşık 200 milyon Müslüman'a ev sahipliği yapıyor.
Muhalefet partileri tarafından yönetilen eyaletlerde bile bazı kişiler Filistin yanlısı protestolara katıldıkları için polis tarafından kısa süreliğine gözaltına alındı. Filistin yanlısı kitlesel protestoların gerçekleştiği tek eyalet, solcu bir hükümet tarafından yönetilen güney Kerala'dır.
Ancak Keşmir'de sessizlik dayatması sadece ifade özgürlüğünün ihlali olarak değil, aynı zamanda dini görevlerin yerine getirilmesinin engellenmesi olarak da görülüyor.
Keşmirli bir dini lider olan Ağa Seyit Muhammed Hadi, o günlerde ev hapsinde olduğu için son üç Cuma namazını kıldıramadı. Hadi, "İsrail'in apaçık saldırganlığına karşı bir protesto mitingi düzenlemek istediğini" söyledi.
Hintli yetkililer bu tür ev hapsi uygulamaları hakkında yorum yapmadı.
Muhammed Hadi, "Polis başlangıçta camilerin içinde İsrail'in zulmünü protesto etmemize izin veriyordu. Ancak geçen Cuma günü camilerin içinde (Filistinliler hakkında) konuşmanın bile yasak olduğunu söylediler" dedi ve ekledi: "Sadece Filistin için dua edebileceğimizi söylediler o da Arapça, yerel Keşmir dilinde değil."
Kaynak: Mepa News, Associated Press