Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in, “küfür kilerinden ekmek yemektense İslâm çilehanesinde aç kalmayı tercih” ederek yetiştirdiği “kötü dostlar” her yerde aleyhine propaganda yaptığı ihanet ortamında, “Dava çilekeşinin Hamurkârlığını yaptığı gençliğe «nerdesin?» cevabıyla değil; «murad edilenin GÖLGE’si kabul edilebilirsek burdayız, hedefimiz ASLI gibi olmaktır.» demek niyetiyle çıktık.” diyen Salih Mirzabeyoğlu bütün hasis hesapları yerle bir eder.
“Büyük Doğu mücadelesi ve onun yumuşattığı iklim” sayesinde yayımlanan dergilerden çok farklıdır Gölge Dergisi; “İlk ihtilâlci çığlıktır!..”
Yıllar sonra verdiği bir mülâkatta Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu Gölge Dergisi hakkında şunları söyleyecektir: “ Müslümanların önünde bir korkuluk gibi duran “Menemen” hatırasını bir tekmede deviren şanlı GÖLGE... Sene 1975... Benim yaşımda olup da, 1968’den başlayıp 12 Mart 1972’ye kadar meydan yerinde İslâmcı kesimin tozunu bile görmemiş gençler, bu dönem içinde madde ve mânâda pişip 1975’de patlayan GÖLGE’nin mânâsını herkesten iyi bilenlerdir... GÖLGE, İslâmcı gençliğin ezik, silik, pasif ve şu veya bu gruba hareketlilerini kaptıran bünyesini silkelemiş, “Akıncı”nın hem isim ve hem de mânâ babasıdır...”
Gölge, alelâde cam parçalarının elmas olduğu iddiasıyla Müslümanlara yutturulmaya, komünist faaliyetlere karşı mevcut rejimin payandası hâline dönüştürülmeye ve en küçük aksiyon isteğinin “Güçlenmeliyiz, büyümeliyiz yoksa sonumuz Menemen gibi olur.” diye pörsütülmeye çalışıldığı dönemde AKINCI ruhu ile ortaya çıkmış bir dergidir.
Gölge Dergisi, kızıl ve kara emperyalizme isyan bayrağı açarak, gül-bülbül edebiyatı yapan sözde İslâmî dergilerden ayrıldığı gibi komünist-ülkücü kamplaşması arasında kalan mukaddesatçı gençliğin, kimsenin yedeğine girmeden “akıncı” ismiyle zuhurunu sağlamıştır.
İlk sayıdan itibaren yerleştirilmeye çalışılan “Akıncılar” ibaresi ile Asl’ın (Büyük Doğu) Gölgesi’nin içtimaî meydan kavgasında teşkilâtlanma yolu da hedefleniyordu.
Birinci nüshasının kapağına yerleştirdiği “Çağlar Üstü Mutlak Fikir” yazısı bir spot değil, Varlık Hikmeti olarak görülüp ciltler dolusu kitaplarla detaylandırılacak ve “İSLÂM’A MUHATAB ANLAYIŞ DAVASI” kavramı içerisinde FİKRİ KAVGASI verilecek “İslâm’ın emir subaylığı” yani Büyük Doğu İdeolocyasının hayata geçirilmesinin de işaretiydi; Asl’ın yanında Gölge!
“İslâma Muhatab Anlayış Davası”, sadece “isimlendirme” olarak bile bir “edep”tir; “yaptığım, söylediğim söz ve işlerde bir hata var ise bu İslâm’ın değil benim anlayışımın hatasıdır”, demektir. Bir kavram olarak ise bu edebin üzerinde yükselen İslâm’ın Hicri 15. Asra hâkim kılınma mücadelesidir; bu mücadelenin Fikrî Yapısını kurmadır!
Gölge Dergisi I. dönemde (1975), fikir ihtiyacını uyarıcı ve pasifist çizgiyi kırıcı, ajite edici çizgisiyle, II. dönemde (1978) ise buna Bütün Fikrin Gerekliliği eseri ile fikir çzigisinin katılımıyla çıkar. Bu eserin alt başlığı iktidar-siyaset-hareket olup bu aynı zamanda Gölge’nin ihtilâl-inkılapçı temelleri atması demektir. Gölge’de atılan tohumlar Akıncı Güç Dergisi’nde (1979) ağaca dururken böylece İslâmcı hareketin temelleri oluşmuştur.
Ve bu uğurda “Büyük Doğu Devleti kurmak davranışı” suçuyla hakkında dava açılan ilk kişi de Mütefekkir Mirzabeyoğlu’dur.
Gölge; Moro, Zengibar, Eritre gibi “Dünya Akıncıları”yla, o dönemin şartlarında irtibata geçmeyi başarmış ve onlardan gelen haberleri yayımlayarak mücadelenin geniş dairede olması gerektiğini göstermiştir.
Ağızdan ağıza dolaşan, ezberlenen Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun “Aydınlık Savaşçıları -Moro Destanı” eserinin tohumları da Gölge’de atılmıştır.
1975-77 yılları arası 11 nüsha yayımlanan Gölge, 1978 senesinin Nisan’ında “Yeni Gölge” adıyla tekrar çıkar. Yayımlanan 3 nüshanın ardından Gölge; Akıncı Güç, Üstad’ın dergi-kitap formatında çıkan Raporlar’da “Yeni Dostlar” (1980-1981) ve İbda (1983’ten günümüze) olarak yürüyüşü sürer.
Hülâsa Gölge Dergisi, sadece bir dergi değil, fikir ve aksiyon tezgahlamanın manivela üssü olmuştur.
Aylık Baran Dergisi, 20.01.2024