LGBT dayatmasına karşı gençliğini hatta mesleğini ortaya koyan bir arkadaşım, biyolojik cinsiyete son verilen ameliyatların nasıl yapıldığı ve gençlerde telafisi olmayan hasarlar bırakan “tezgahın” nasıl kurulduğuna dair edindiği önemli bilgileri paylaştı.

Dinledikçe “Nasıl olur?” dedim. Ancak olanlar olmuş ve anlaşılan olmaya da devam ediyormuş. Açıkçası artık şaşırmayacağım. Memlekette LGBT ekosisteminin beslendiği akıl almaz açıklar var. Ne yasalar ne yargı ne de bürokratik önlemler önleyici değil.

Bakın bir kez daha hatırlatıyorum; İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi’nde akademisyenlerinden oluşan bir kurulun, henüz reşit olmamış 22 çocuğa hormon tedavisi uygulatarak ve ameliyat ile destekleyerek cinsiyetlerini değiştirme süreçlerine onay verdiği ortaya çıkmıştı. Günlerce konuşuldu. Sağlık Bakanlığı, YÖK ve İstanbul Üniversitesi tarafından ayrı ayrı güya soruşturmalar açıldı. Lakin hiçbiri sonuçlanmadı. Açıklama dahi yapılmadı. Geçenlerde bir büyüğümüze akıbetini sordum, “Üzerini kapattılar” dedi. Tek beklentim kuruldaki doktorlardan birinin beni mahkemeye vermesiydi, en azından yargıya taşınırdı. Yeltenmediler tabii.

Bu arada şöyle iyi bir gelişme de oldu. Üniversite hastanelerinde kurulan ‘cinsiyet disforisi klinikleri’ artık denetlenecek. Sağlık Bakanlığı bünyesinde kurulan Cinsiyet Değişikliği Denetim ve Değerlendirme Bilimsel Komisyonu, mevzu bahis kliniklerin oluru ile yapılan hormon tedavisi ve ameliyat süreçlerini denetleyecek.

Lakin merdiven altlarında erkeklerin, kızların vücutları paramparça edilmeye devam ediyor. Bunu da zaten haberlerimiz sonrasında panikle açıklama yapan Çapa Tıp’ın Dekanı Tufan Tükek şöyle ifşa etmişti: “… bize dışarıda yapılıp gelenler. Merdiven altında aileler götürüyor, çocuklarını ameliyat ettiriyorlar.”

Bu “cinayetler” bağıra çağıra, tüm evreleri sosyal medyadan paylaşılarak yapılıyor hem de. Merdiven altı ameliyatların merkezinde ise İzmir varmış. Kaynağımın aktardıklarına göre; şimdilik bilinen üç mağdur var. Perişan olmuşlar. Çocuklar gizli gizli ameliyat edilmiş. Hayatları kararmış. İdrar ve bağırsak fonksiyonlarını kaybedenler var, başka ameliyatlar olmak zorunda kalmışlar.

Ameliyatlar, daha önce alınmış gerçek bir rapordan üretilen sahte raporla özel hastanelerde yapılıyormuş. Gece vakti, hastaneden el ayak çekilince ameliyathaneler kiralanıyormuş. Ameliyat bitiyor ancak gözetim altında olması gereken hastayı, hastaneye yakın bir apart eve yerleştiriyorlarmış. Tedavi ve bakımlar aparta giden hemşireler tarafından yapılıyormuş. Sıfır kayıt. Ne hastane ne de otel... Çünkü hiçbir işlem yasal değil.

Kaynağım diyor ki; “Mağdur çocuklardan biri Ege Ali Akyol diye birinden bahsediyor. Yazışmalarına kadar elinde deliller var.”

Kim mi bu Ege Ali Akyol? O aslında bir kadın. Ameliyatla erkek görünümü kazanmış. Instagram’da trans ameliyatları üzerine yayınlar yapıyor. Cinsiyet bunalımı yaşayan, merak eden ve yönelenler direkt onu buluyorlar. Zaten Akyol da kendisini “trans erkek dönüşüm uzmanı” olarak tanıtıyor. Adını açıkça yazıyorum çünkü, aleni yapıyor bu işleri. “Müşteri” olarak kız çocuklarını hedefliyor. Bir de ürün sattığı sayfaları var. Kız çocukları için “göğüs bağı” dedikleri korseleri ve yapay erkeklik organı satıyor. Web sitesine kadar açmış. Siparişleri Instagram’dan topluyor. O kadar rahat ki, 18 yaşından küçük olduğu her hallerinden belli olan kız çocuklarının, göğüs bölgelerini düzleştiren korseli fotoğraflarına kadar yayımlıyor.

Yani sadece ameliyatla kalınmıyor, öncesi ve sonrasının ekonomisini de yönetiliyor. Ameliyat fiyatlandırması asgari ücrete göre yapılıyormuş ancak 8-10 katı. Yani bugün için en az 250 bin TL. Çocuğunun girdiği yoldan dönüşü olmadığını düşünerek evini, arsasını satan ailelerin olduğu söyleniyor.

Diyeceksiniz ki; “Bu kadar şey yazdın. İddialar vahim. Açıkça yapılan yayınlar var. İsimler, danışmanlıklar ortada. Peki neden şikayet edilmiyor?” Edilmesine edilmiş ama delillendirilmediği için kimse bir şey yapmamış. Ya da yapmak istenmemiş. Çünkü bahsi geçen trans kadın medya ve içerik lobileri tarafından da destekleniyor. Rol model olarak sunuluyor.

Türkiye'de siyasal alevicilik muhalefetin omurgası oldu Türkiye'de siyasal alevicilik muhalefetin omurgası oldu

Ben yazdım. Gerisi, “Olmaz, müsaade etmeyiz böyle şeylere” diyecek yetkililerde…