Pazartesi günü İsrail güçleri Gazze'nin merkezini ve ağır bir bombardımana maruz kalan güneydeki Han Yunus şehrini boşaltmaları çağrısında bulundu. IDF sosyal medyada numaralandırılmış çatışma bölgelerini gösteren bir harita yayınlayarak Filistinlilere güneye, yine bombardımana maruz kalan Refah'a ya da şeridin batısına gitmelerini söyledi.

Sözcü Tuğamiral Daniel Hagari Tel Aviv'de gazetecilere yaptığı açıklamada "IDF (İsrail Savunma Kuvvetleri) Gazze Şeridi'nin tamamındaki Hamas merkezlerine yönelik kara operasyonunu genişletmeye devam ediyor" dedi. Hagari, "Kuvvetler teröristlerle yüz yüze geliyor ve onları öldürüyor," diye ekledi. İsrail hükümet sözcüsü Eylon Levy ise ordunun 400'den fazla hedefi vurduğunu iddia etti.

Cibaliye mülteci kampı da İsrail'in yenilenen hedefleri arasında. Ancak çoğu zaten kuzeyden tahliye edilmiş olan yerel halk, gidecek güvenli bir yer kalmadığını söylüyor. OCHA, Gazze'de nüfusun %75'ine tekabül eden 1.8 milyon kişinin yerinden edildiğini tahmin ediyor.

Bu adım, İsrail ile Hamas arasında Cuma günü sağlanan geçici ateşkesin bozulmasından iki gün sonra geldi ve her iki taraf da birbirlerini anlaşmayı ihlal etmekle suçladı. Yedi günlük ara sırasında Hamas, İsrail hapishanelerinde tutulan 240 Filistinli kadın ve çocuğa karşılık 105 rehineyi serbest bırakmıştı.

Pazar günü Gazze'deki hükümet medya ofisinin genel müdürü İsmail el-Thawabteh Al Jazeera'ye yaptığı açıklamada 24 saatlik bir süre içinde 700 kadar Filistinlinin öldürüldüğünü söyledi. Gazze'de Hamas tarafından yönetilen sağlık bakanlığı, İsrail'in Gazze'yi bombalamaya başlamasından bu yana toplam 15.523 Filistinlinin öldürüldüğünün teyit edildiğini açıkladı. İsrail'de 7 Ekim'de Hamas tarafından rehin alınan 248 kişiyle birlikte 1200 kişi öldürüldü.

Tahliye emirleri kafa karışıklığına neden oldu

İsrail ilk olarak, Gazze'deki İsrail operasyonu sırasında kuzeyden kaçan 1.1 milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yapan Güney Gazze bölgesinin boşaltılmasını isteyen broşürler attı. Londra'daki Doğu ve Afrika Çalışmaları Okulu Filistin Çalışmaları Merkezi Başkanı Dina Matar, ilk tahliye emirlerinin siviller tarafından anlaşılmasının zor olduğunu söyledi.

Matar, "Orijinal broşürlerde, erişmek için telefonlarını kullanmaları ve ardından Gazze'nin neredeyse distopik bir şekilde numaralandırılmış haritasını okumaları gereken bir QR kodu vardı" diyor. Haritada Gazze yüzlerce numaralandırılmış bölgeye ayrılmış ve farklı bölgeler güvenli ya da güvensiz olarak belirlenmişti. Matar, savaşın başından beri internet bağlantısının düzensiz olması ve elektrik erişiminin son derece sınırlı olması nedeniyle haritanın pek çok sıradan Gazzeli için erişilemez olduğunu söylüyor. Ayrıca haritaya erişebilenler için de bölgelerin sayısal olarak etiketlenmesini anlamak zordu. "Her bir mahalleyi bilen biri için bile bu haritada gezinmek zor" diyor.

Kassam Tugayları'ndan Aşkelon'a roket saldırısı Kassam Tugayları'ndan Aşkelon'a roket saldırısı

Matar, İsrail'in bugün broşürleri güncellediğini ve o zamandan beri Gazze'nin batısında ve güneyinde halkın kaçması için belirli bölgeleri belirten broşürler attığını, ancak toparlanma ve ulaşım bulmanın karmaşık lojistiğinin çoğu kişi için bunu imkansız hale getirdiğini söylüyor. "İnsanların kısa bir süre içinde toplu olarak hareket etmelerini beklemek, insanların yaya ya da eşek dışında pek fazla ulaşım aracına sahip olmadıkları düşünüldüğünde zor" diyor.

Güneydeki Refah gibi sivillerin tahliye edilmeye teşvik edildiği yerlerde bile İsrail bombalarının sivil bölgelere atıldığına dair haberler geliyor.

Gıda, su ve ilaç sıkıntısı devam ediyor

Yardım kamyonlarının iki milyonu aşkın nüfusun talebini karşılayamadığı şeritte gıda ve temiz su bulmak da zor. İsrail ile Hamas arasında bir hafta süren ateşkes sırasında Mısır'dan Şerit'e günde yaklaşık 200 yardım kamyonu giriyordu. Ancak ateşkesin Cuma günü sona ermesinden bu yana girişine izin verilen yardım kamyonlarının sayısı azaldı. Filistin Kızılhaçı en son 2 Aralık Cumartesi günü 100 yardım kamyonu aldığını doğruladı ancak o tarihten bu yana herhangi bir yardım kamyonu almadığını açıkladı.

Matar, "Temiz su nadir bulunan bir meta" diyor. "İnsanlar su içebilmek, yemek pişirebilmek ve benzeri şeyler yapabilmek için kuyruğa girip teneke teneke su doldurmak zorunda kalıyor."

İsrail'in Kuzey Şeridi'ndeki operasyonu sırasında kaçan ve Güney'de kendilerine evlerini açabilecek akraba ya da arkadaş bulamayan yerinden edilmiş insanların çoğu çadırlarda yaşıyor ve ortak tesisleri kullanıyor. Matar, "İnsanlar tuvalet gibi tesisleri kullanmak için sıraya girmek zorunda, bu çok ilkel bir durum" diyor.

Bölge sakinleri savaşın başlamasından bu yana temel ilaçlardan da yoksun. Güneydeki hastanelerde Ekim ayından bu yana ameliyatlar anestezi olmadan yapılıyor. Dünya Sağlık Örgütü, temel sağlık hizmetlerinin sürdürülmesi imkânsız hale geldikçe hastalıkların bombalardan daha fazla insanı öldüreceği uyarısında bulundu.

İshalli hastalıklar, temiz olmayan su ile kalabalık yaşam koşullarında yaşayan nüfus arasında son derece yaygındır ve dünya genelinde çocuk ölümlerinin %15'inden sorumlu.

DSÖ'den Margaret Harris 28 Kasım'da Cenevre'de düzenlenen bir BM brifinginde Gazze'deki duruma atıfta bulunarak, "Şu anda her yerde herkesin korkunç sağlık ihtiyaçları var çünkü açlık çekiyorlar çünkü temiz suları yok ve (bir arada) kalabalıklar" dedi.