İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları sonucunda korkunç bir insanlık dramı yaşanıyor. Birleşmiş Milletler yetkilileri, İsrail ordusunun sivilleri sürekli olarak sözde "güvenli bölgeler"e tahliye ettiğini, ancak bu bölgelerin de saldırı altında kaldığını ve gerçekte güvenli olmadığını belirtiyor. Son olarak Han Yunus'ta ilan edilen tahliye emriyle yeni bir zorunlu göç dalgası başladı.

Terörist İsrail'in Lübnan'a düzenlediği saldırılarda can kaybı 3 bin 386'ya yükseldi Terörist İsrail'in Lübnan'a düzenlediği saldırılarda can kaybı 3 bin 386'ya yükseldi

İsrail, 7 Ekim'den bu yana Gazze'nin büyük bölümünü "çatışma alanı" ilan ederek sivilleri sistematik bir şekilde yerlerinden ediyor. Yaklaşık 2,3 milyon Gazzeli, bu süreçte defalarca evlerini terk etmek zorunda kaldı. Birleşmiş Milletler verilerine göre, Gazze'de her 10 kişiden 9'u zorla yerinden edildi ve insanların çoğu ayda en az bir kez göç etmek zorunda kaldı.

İsrail ordusu, sivilleri "güvenli" olduğunu iddia ettiği bölgelerden bir süre sonra çeşitli bahanelerle çıkartıp, başka bölgelere yönlendiriyor. Ancak bu "güvenli bölgeler" de genellikle altyapısı yetersiz, insani yardıma erişimin kısıtlı olduğu ve temel ihtiyaçların karşılanamadığı yerler oluyor.

Şu anda Gazze nüfusunun büyük çoğunluğu, Deyr Belah, Han Yunus ve Refah bölgeleri arasında yer alan dar bir kıyı şeridi olan El-Mevasi'ye sıkışmış durumda. Ancak İsrail ordusu, son haftalarda El-Mevasi'nin bazı kesimlerinden de tahliye taleplerinde bulunmaya başladı.

İsrail'in bu insanlık dışı uygulamaları, uluslararası toplumun tepkisizliğiyle sürüyor. Birleşmiş Milletler yetkilileri, İsrail'i uluslararası insanî hukuka uymaya ve sivillerin güvenliğini sağlamaya çağırsa da, bu çağrılar karşılıksız kalıyor.