Avrupa'da son dönemde üniversitelerdeki Filistin yanlısı konuşmaların ve aktivizmin baskı altına alınması, özgür akademik araştırma ve ifade özgürlüğü ilkelerinin zayıfladığını gözler önüne seriyor. Birçok Batılı yükseköğretim kurumu, İsrail’in Gazze’deki katliamına karşı çıkan akademisyen ve öğrencileri korumak yerine, bu sesleri susturma yoluna gitmiş durumda.

İsrail-Filistin Çatışmasının Üniversitelerdeki Yansıması

Kassam Tugayları'dan terörist İsrail'e pusu Kassam Tugayları'dan terörist İsrail'e pusu

Birleşik Krallık’ta, hükümetin Gazze'deki savaşı tam desteklemesiyle birlikte, üniversiteler de hükümetin bu duruşuna uyum sağlamak zorunda kaldı. İsrail’in Gazze’de yürüttüğü katliam, Uluslararası Adalet Divanı (ICJ) tarafından soykırım olarak nitelendirilebilecek bir durum olarak değerlendirildi ve bu çatışmada yaklaşık 186 bin Filistinlinin öldüğü tahmin ediliyor. Ancak, birçok üniversite bu insanlık dramına karşı ses çıkaran öğrencileri ve akademisyenleri korumak yerine onları baskı altına almayı tercih etti.

Filistin Yanlısı Aktivizme Karşı Baskılar

Ağustos ayında Orta Doğu çalışmaları alanında önde gelen bir organizasyon olan BRISMES tarafından yayımlanan açık mektup, Birleşik Krallık'taki üniversitelerde Filistin yanlısı ifade özgürlüğüne karşı uygulanan baskıları belgeledi. Bu baskılar, bazı konuşma etkinliklerinin iptal edilmesinden, akademisyen ve öğrencilerin sosyal medya paylaşımlarının polise bildirilmesine kadar uzanıyor. İnsan hakları kuruluşu Liberty’nin belirttiğine göre, bazı üniversiteler, kendi öğrencilerinin protesto faaliyetlerini ve sosyal medya paylaşımlarını polise ihbar etti.

Örneğin, Londra Queen Mary Üniversitesi’nde, yerel bir topluluk tarafından kampüs yakınlarında asılan Filistin bayrağı, üniversite yönetimi tarafından yerel konseyden kaldırılması istendi. Ayrıca, üniversite, kampüste bulunan bir sendika ofisine baskın düzenleyerek, Filistin’e destek veren iki posteri “ifade özgürlüğü endişeleri” gerekçesiyle kaldırttı.

Filistin Yanlısı Akademisyenlere Yönelik Baskılar

Üniversiteler sadece öğrencileri değil, aynı zamanda Filistin yanlısı görüşleri ile bilinen akademisyenleri de baskı altına alıyor. Nisan ayında, Kudüs İbrani Üniversitesi’nde görev yapan Filistinli akademisyen Prof. Nadera Shalhoub-Kevorkian, Gazze'deki İsrail eylemlerini eleştirdiği için İsrail yetkilileri tarafından tutuklandı ve hapiste kötü muamele gördü. Queen Mary Üniversitesi'nde de görev yapan bu akademisyenin karşılaştığı zulme karşı üniversite yönetimi sessiz kaldı; hatta üniversite bünyesindeki 250’den fazla akademisyenin imzaladığı açık mektuba rağmen, yönetim resmi bir kınama yayımlamadı.

Terörle Mücadele Yasaları Kapsamında Akademisyen ve Öğrencilere Yönelik Baskılar

Bazı üniversite yönetimleri, kampüslerde Filistin’e destek veren faaliyetleri daha da sert şekilde bastırdı. Örneğin, Avrupa Hukuk Destek Merkezi (ELSC) tarafından hazırlanan bir rapor, Ekim 2024'ten bu yana Birleşik Krallık üniversitelerinde Filistin yanlısı savunuculuk faaliyetlerine karşı uygulanan disiplin cezalarını ve cezai yaptırımları belgeledi. Bu bulgular, "baskı veritabanı" olarak adlandırılacak bir raporda toplanarak önümüzdeki yıl yayımlanacak.

ELSC raporuna göre, Sussex Üniversitesi’nde okuyan 22 yaşındaki Hanin Barghouthi, Filistin yanlısı bir protestoda yaptığı konuşma nedeniyle terörle mücadele yasaları kapsamında tutuklandı ve üniversite tarafından soruşturma başlatıldı. Aynı şekilde, Portsmouth Üniversitesi'nde çalışan Amira Abdelhamid, sosyal medya paylaşımlarında İngiltere’nin terörle mücadele yasalarını eleştirdiği için işinden uzaklaştırıldı ve ardından polis tarafından evinde arama yapıldı. Manchester Üniversitesi'nde okuyan Filistin asıllı Dana Abu Qamar ise İsrail'in hava saldırısında ailesinin bazı üyelerini kaybettikten sonra yaptığı bir televizyon röportajında Filistinlilere destek verdiği için sınır dışı edilme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.

Avrupa Genelinde Benzer Baskılar

Avrupa’nın diğer ülkelerinde de benzer baskılar gözlemleniyor. Fransa’da, üniversiteler Filistin’e destek gösterilerini engellemeye zorlanırken, Alman polis teşkilatları üniversitelerle koordineli bir şekilde öğrenci protestolarını bastırdı. Almanya Eğitim Bakanlığı, gelecekte fon sağlanmasını engellemek amacıyla Filistin yanlısı akademisyenlerin listesini hazırladı. Amerika Birleşik Devletleri'nde de üniversitelerde protesto kampları düzenleyen öğrencilere karşı silahlı polis güçleri konuşlandırıldı ve binlerce kişi tutuklandı.

Sonuç olarak, Avrupa’daki üniversiteler, özgür akademik araştırma ve ifade özgürlüğü alanında ciddi bir sınavla karşı karşıya. Bu baskılar, akademik özgürlüğün sadece teoride kalmasına neden oluyor ve üniversitelerin, devletin baskı araçlarına dönüşmesine yol açıyor. Filistin yanlısı görüşlerin bu denli baskı altında tutulması, Avrupa’nın akademik özgürlük ilkelerinin ciddi şekilde zedelendiğini gösteriyor.

Al Jazeera