Gazze'deki savaşın gölgesinde, Refah Geçişi'nin mayıs ayından beri kapalı kalması, binlerce Filistinli ailenin sevdikleriyle bir araya gelmesini engelliyor. Geçişin kapatılması, sadece aileleri değil, aynı zamanda Gazze'den çıkmak isteyenlerin umutlarını da söndürüyor.

Mide kanseri hastası Anoud'un hikayesi, bu durumun acımasızlığını gözler önüne seriyor. Temmuz 2023'te teşhis konulan Anoud, tedavisi için Gazze'de imkânsız olan kemoterapiye ulaşmak için sık sık işgal altındaki Batı Şeria'ya seyahat etmek zorunda kaldı. Ancak, birkaç ay sonra Gazze'de başlayan savaş, Anoud'un seyahatini imkânsız hale getirdi. İsrail'in abluka altındaki bölgeye yönelik soykırımı nedeniyle temel ihtiyaçlara ulaşmak bile zorlaştı.

Anoud'un kocası İbrahim Rayyan, "Anoud'un tedavisi için seyahat etmesi gerekiyordu, ancak savaş bunu engelledi. Ne yazık ki kanser yayıldı ve durumu çok kötüleşti. Artık hareket edemiyor" diyerek yaşadıkları acıyı dile getiriyor.

Lübnan'da yeni saldırı: Hizbullah'a ait telsizler patladı Lübnan'da yeni saldırı: Hizbullah'a ait telsizler patladı

Anoud, tedavi için Mısır'a seyahat etme imkanı yakalasa da, altı ve üç yaşında olan kızları, seyahat kayıtlarında kayıtlı olmadıkları gerekçesiyle Mısır yetkilileri tarafından Anoud'a eşlik etmelerine izin verilmedi.

Aileyi yeniden bir araya getirmek için İbrahim, seyahat izinleri için gereken 10.000 doları karşılamak amacıyla bir bağış toplama kampanyası başlattı. Ancak 21 Mayıs'ta, İsrail ordusunun Refah Geçişi'ni işgal ederek Gazze'ye giriş-çıkışı durdurmasıyla aile bir araya gelemedi.

Anoud'un altı yaşındaki kızı Watin, "Neden annemle seyahat etmemizi engellediler? Onu çok özlüyorum. Savaş onun olmadan çok korkutucu. Anneme ihtiyacım var" diyerek yaşadığı ayrılık acısını dile getiriyor.

İbrahim, kızlarının sürekli olarak annesini sorguladığını ve İsrail'in geçişi yeniden açarak bir araya gelmelerini sağlayacağı zamanı merak ettiklerini söylüyor. "Onlar sadece çocuk ve anneleriyle olmak istiyorlar. Her bomba sesi duyduklarında bana koşarak 'Lütfen bizi anneme götürün. Orada bombalama yok' diyorlar. Özellikle savaş sırasında hem baba hem de anne olmak benim için çok zor," diyor.

Savaşın yaraları sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik olarak da derin. Üç çocuk annesi Rania, altı ay boyunca çadırlarda ve BM barınaklarında yaşadıktan sonra çocuklarıyla Mısır'a kaçmak zorunda kaldı. Kocası ise onlarla birlikte gelemedi. Rania'nın 10 yaşındaki kızı Siba, "Babamı bırakmak çok yürek burkan bir şeydi. Bombalamalardan korktuğumuzda bizi her zaman rahatlatırdı. Evimiz bombalandığında yüreğim paramparça oldu. Soso'nun, kaplumbağamın başına ne geldiğini bile bilmiyorum. Onu çok düşünüyorum. Yatağımı ve bebeklerimi özlüyorum. Savaş öncesi hayatı özlüyorum," diyerek yaşadığı travmayı anlatıyor.

Rania, "Derin bir travma geçirdiler. Savaş, silinmez psikolojik izler bıraktı. Bu izler tıpkı dövmeler gibi. Psikolojik yardım istememize bile gerek yok gibi hissediyorum. Keşke kıyamet günü gelseydi de bu hayatın tamamı son bulsaydı," diyerek savaşın derin etkilerine dikkat çekiyor.

Siba ve kardeşleri, Mısır'daki okulda zorlu bir uyum süreci yaşıyorlar. Siba, "Burada arkadaşım yok. Arkadaşlarımın olduğu Gazze'deki okula geri dönmek istiyorum. Oradaki okulumu çok seviyordum çünkü anne ve baba bizim için yeni sırt çantalarımızı ve kırtasiye malzemelerimizi alırdı. Ama anne ve baba için burada okula devam ediyorum," diyor.

Gazze'deki internet erişiminin kısıtlı olması nedeniyle babalarıyla iletişimleri de sınırlı. Siba, "Her zaman babamı düşünüyorum. Annemden her zaman onun yemek, su ve ayakkabıları olup olmadığını soruyorum. Annem onun en sevdiği yemek olan dolma kabak yaptığında kendimi çok suçlu hissediyorum," diyor.

Rania, çocuklarının babalarını çok özlediğini ve bazen onu almadan Gazze'den ayrıldığı için onu suçladıklarını belirtiyor. "Onu almadan ayrıldığım için beni suçluyorlar, sanki bu benim kararım gibi. Onlara her zaman hayatta kalmamız için tek şansımızın bu olduğunu söylüyorum. Kendi yüreğim paramparça ve onun güvenliği için çok korkuyorum. Başka seçeneğimiz kalmamıştı," diyor Rania.

Rafah Geçişi'nin kapatılması, Gazze'deki birçok insanın hayallerinin yıkılmasına yol açtı. Bunlardan biri de, İspanya'da Erasmus öğrencisi olarak eğitim görürken İsrail saldırısında yaralanan ve bursu iptal edilen Hamza Salha. Hamza, "Açlığa, tıbbi tedavi eksikliğine, suya ve tüm temel ihtiyaçlara katlandım çünkü savaştan kaçıp İspanya'ya ulaşabileceğim umudunu taşıyordum. Bu sadece bir burs değildi; hayatta kalmanın ve geleceğimi güvence altına almanın tek yolumdu. Ama geçişin kapatılması nedeniyle kaybettim," diyor.

Hamza, "Gazze'den İspanya'ya seyahat etmekten daha zor olan şey, Cabaliya'dan güneye 35 km seyahat etmeye çalışmaktır. İsrail askeri kontrol noktalarından korkuyorum. Birçok sivili tutukladılar ve öldürdüler," diyerek korkularını dile getiriyor.

Refah sınır kapısının kapalı kalması, Filistinli ailelerin sevdikleriyle bir araya gelmesini engelledi ve birçok insanı çaresizliğe sürükledi. Filistinliler Refah Geçişi'nin bir an önce yeniden açılmasını istiyor.

Middle East Eye