Birleşmiş Milletler (BM) ve Batı merkezli sistemler insanlığa hiçbir fayda sağlamıyor. 

BM kuruluş amacına rağmen adaletsiz ve güçsüz bir yapı olarak kaldığı gibi sadece büyük güçlerin çıkarlarına da hizmet etmeye devam ediyor. Ahlâki yapıdan yoksun olan bu yapılar güç merkezli bir yaklaşımı benimsiyor.

7 Ekim'den beri Gazze'de yaşanan katliama ve soykırıma net bir tavır koyamayan BM Güvenlik Konseyi'nin reform ihtiyacı son dönemde giderek daha fazla tartışılmaya başlandı.

'Mossad'a casusluk' davasında karar: 37 sanık ceza aldı 'Mossad'a casusluk' davasında karar: 37 sanık ceza aldı

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güvenlik Konseyi'nin mevcut yapısının, İkinci Dünya Savaşı'nın galipleri tarafından tasarlandığını ve bugünün dünyasının gereksinimlerine cevap veremediğini tekrar belirtti. Özellikle Afrika kıtasının bir milyardan fazla nüfusu temsil edecek daimi bir üyeye sahip olmamasını eleştiren Guterres, bu durumu kabul edilemez bulduğunu vurguladı.

Bu eleştirilere Cumhurbaşkanı Erdoğan da destek vererek, BM Güvenlik Konseyi'nin yapısının köklü bir şekilde değiştirilmesi gerektiğini ifade etti. Erdoğan, küresel barış ve güvenliği sağlama görevinde yetersiz kalan Güvenlik Konseyi'nin reforme edilmesinin zorunlu olduğunu belirterek, “Dünya 5'ten büyüktür” anlayışını yineledi. Ayrıca, "Daha Adil Bir Dünya Mümkün" sloganıyla hareket etmeye devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, Türkiye olarak adil bir uluslararası sistemin oluşması için mücadele veren dostlarının yanında olacaklarını ifade etti.

Bu tartışmaların ışığında, Aylık Baran Dergisi'ne daha önce bir röportaj veren gazeteci Barış Adıbelli de BM'nin yapısının değişmesi gerektiğine dikkat çekmişti. Adıbelli, röportajında BM'nin mevcut yapısının, özellikle ABD'nin politikaları ve vetoları nedeniyle etkisiz hale geldiğini belirtmişti. Adıbelli, BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesinin veto hakları sayesinde birçok kritik kararın alınmasının engellendiğini ve bu durumun BM'yi işlevsiz kıldığını vurgulamıştı.

Barış Adıbelli, ABD'nin BM üzerindeki hegemonyasının küresel barış ve istikrarı tehdit ettiğini, bu yüzden BM'nin günümüz dünyasının ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırılması gerektiğini savunmuştu. Adıbelli, BM'nin mevcut yapısının dünya barışına hizmet edemediğini, dolayısıyla daha adil ve temsil gücü yüksek bir yapının inşa edilmesi gerektiğini belirterek, Guterres ve Erdoğan’ın görüşleriyle paralel bir duruş sergilemişti.