Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Londra ziyareti sırasında Türkiye'nin Suriye politikasına dair kapsamlı açıklamalarda bulunuldu.

Fidan, Suriye'deki parçalanmış yapının ve İsrail’in Suriye’ye yönelik saldırılarının Türkiye-Suriye normalleşme sürecini büyük ölçüde zorlaştırdığını ifade etti.

Özellikle Astana süreci çerçevesinde rejim ile muhalifler arasında dondurulmuş bir çatışmasızlık ortamının sağlandığını belirten Fidan, Türkiye’nin bu süreci devam ettirme arzusunda olduğunu dile getirdi.

Ancak Fidan, Esad’ın kendi muhalefeti ile diyalog kurmaya ve muhalefetle bir anlaşmaya varmaya henüz hazır olmadığını belirtti. Türkiye'nin, Suriye’de kalıcı bir istikrarın sağlanabilmesi için rejim ve muhalefet arasında bir uzlaşı sağlanmasını önemsediğini vurgulayan Fidan, bu sürecin ancak iki tarafın da gerçek bir iş birliğine gitmesiyle sağlanabileceğini ifade etti.

Suriye topraklarının üçte birini kontrol eden PKK/YPG varlığı konusunda ABD ile yapılan görüşmelere değinen Fidan, Türkiye’nin ABD’ye bu terör örgütü ile işbirliğini sonlandırma çağrısını her fırsatta ilettiğini belirtti. ABD ile PKK konusundaki görüşmelerde kaydedilen gelişmelere de değinen Fidan, bu konuda nispi bir mesafe alındığını ve Türkiye’nin hassasiyetlerinin ABD tarafından dikkate alındığını ifade etti.

Terörist Yahudiler, Batı Şeria'da 7 yeni "kaçak yerleşim birimi" kurdu Terörist Yahudiler, Batı Şeria'da 7 yeni "kaçak yerleşim birimi" kurdu

Türkiye’nin Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunma noktasında taviz vermeden mücadelesini sürdüreceğini vurgulayan Fidan, ABD ile sağlanan bu nispi ilerlemenin önümüzdeki süreçte daha somut adımlara dönüşmesini umduklarını belirtti.

İsrail Başbakanı Netanyahu’nun bölgede geniş bir alana yayılan saldırılarını artırdığına dikkat çeken Fidan, Netanyahu’nun her ateşkes görüşmesinde yeni şartlar öne sürerek müzakereleri zaman kazanmak için kullandığını söyledi.

Türkiye'nin İsrail'in açlığı bir silah olarak kullanma stratejisine karşı uluslararası toplumdan daha sert bir duruş beklediğini ifade eden Fidan, bu stratejinin bölgedeki istikrarsızlığı daha da derinleştireceği uyarısında bulundu. Netanyahu’nun, ABD seçimlerinden sonra bölgedeki genişlemeci politikasını artırabileceğini ve bu durumun Filistinlilerin zorunlu göç ettirilmesi gibi senaryoları beraberinde getirebileceğini belirten Fidan, böyle bir senaryonun Orta Doğu’da daha büyük bir istikrarsızlık meydana getireceğine dikkat çekti. İsrail’in bölgedeki saldırgan tutumunun yalnızca Filistinliler için değil, tüm bölge için tehdit oluşturduğunu ifade eden Fidan, uluslararası toplumun bu konuda harekete geçmesi gerektiğini vurguladı.

Rusya-Ukrayna savaşı konusunda Türkiye’nin her iki tarafla yakın ilişkiler yürüttüğünü belirten Fidan, bu savaşın sonlandırılması için tüm tarafların çaba göstermesi gerektiğini söyledi. Türkiye'nin Rusya ve Ukrayna ile olan özel ilişkilerini sürdüreceğini ifade eden Fidan, Ukrayna’nın toprak bütünlüğü çerçevesinde adil bir çözüm bulunmasının önemine dikkat çekti. 2025 yılı itibarıyla savaşın sona erdirilmesi adına daha fazla çaba gösterileceğini öngören Fidan, Türkiye’nin bu süreçteki arabuluculuk rolünün önemine vurgu yaptı. Fidan, "Her iki tarafla da özel ilişkilerimiz var ve her iki tarafı da dinlemekten kaçınmıyoruz. Ancak dost acı söyler. Biz de bu savaşın adil bir şekilde sona erdirilmesi için üzerimize düşeni yapıyoruz" dedi.

Türkiye ve İngiltere arasındaki ikili ilişkilerin Brexit sonrası yeni bir döneme girdiğini belirten Fidan, serbest ticaret anlaşmasının güncellenmesi yönünde adımlar atıldığını ve iki ülke arasında savunma sanayi başta olmak üzere pek çok alanda ortak çalışmalar yapılacağını duyurdu. Fidan, İngiltere ile ilişkilerin güçlendirilmesinin her iki ülkenin de yararına olacağını ifade etti.

FETÖ ile mücadele konusuna da değinen Fidan, örgütün artık çöküş sürecine girdiğini ve yurtdışında taban kaybettiğini söyledi. ABD’den, FETÖ’ye bağlı kişilerin iadesi konusunda daha aktif bir yaklaşım beklediklerini ifade eden Fidan, ABD yönetiminin Türkiye aleyhine faaliyet gösteren örgüt mensuplarına karşı daha sert önlemler alması gerektiğini belirtti.

Fidan, FETÖ elebaşının ölümüyle birlikte örgütün ciddi bir zayıflama sürecine girdiğini ve yeni taban kazanmasının artık mümkün olmadığını vurguladı. "ABD, FETÖ'nün Türkiye'ye karşı faaliyetlerini engellemek için üzerine düşeni yapmalı," diyen Fidan, bu konuda ABD yönetiminden daha fazla işbirliği beklediklerini dile getirdi.

Fidan, BRICS zirvesinde Türkiye'nin üyelik durumuna da değinerek, BRICS’in henüz kurumsal bir yapıya sahip olmadığını ve genişleme konusundaki adımların ilerleyen süreçte netleşeceğini belirtti. Türkiye’nin BRICS ile olan ilişkilerinde pragmatik bir yaklaşımı benimsediğini ifade eden Fidan, BRICS’in genişleme kararı alması durumunda Türkiye’nin bu platformda aktif bir rol alabileceğini söyledi.

Son olarak, Fidan’ın Afrika’da Türkiye-Cibuti ortaklık toplantısına katılacağı ve bu toplantının Türkiye açısından bölgedeki ilk dışişleri bakanı düzeyindeki temas olduğunu ifade etti. Türkiye'nin Afrika kıtasındaki etkisini artırmak ve ilişkilerini derinleştirmek amacıyla Cibuti’de düzenlenecek olan bu toplantının, Türkiye’nin Afrika politikasında önemli bir adım olduğu belirtildi. Fidan, Afrika ile Türkiye arasındaki ilişkilerin güçlenmesinin her iki taraf için de yarar sağlayacağını ifade etti.

Kaynak: Hürriyet