Eğitim Sen’de eğitim dışında ne ararsan var. LGBT ile komisyon kuruyor, cinsiyetsizlik propagandası yapıyor, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği dersleri veriyor, dernek ve sendikaları örgütlüyor, İslam düşmanlığı yapıyor, Batıcı laik hayat tarzını empoze ediyor.
MEB’in öğrencilere dini eğitim verilmesi hususundaki çalışmalarını eleştiren Eğitim Sen Bursa Şube Başkanı Derviş Erdem, “Siyasi iktidarın eğitim alanında, uzun süredir kendi siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda attığı adımlar, erken çocukluk eğitiminden (okul öncesi) başlayarak çeşitli vakıf ve derneklerle iş birliği halinde hayata geçirilen ‘dini eğitim’ merkezli uygulamalar, başta öğrenciler olmak üzere, öğretmenler, eğitim emekçileri ve velileri doğrudan etkilemiştir. Eğitimde ticarileşme ve eğitimi dinselleştirme uygulamaları hız kesmeden devam etmektedir. Siyasi iktidar ve MEB’in eğitim kurumlarında laik-bilimsel eğitim anlayışını dışlayarak hayata geçirdiği uygulamalar eğitimin niteliğinde yaşanan gerilemenin öncelikli nedeni olmayı sürdürmektedir” dedi.
Geçtiğimiz günlerde de Eğitim Sen, Van’da bulunan Şehit Murat Demirci Anadolu İmam Hatip Lisesi, Van Merkez İmam Hatip Lisesi ve 15 Temmuz Şehitleri Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde kız ve erkek öğrencilerin ayrı ayrı ders almasına kudurmuş, uygulamanın laikliğe aykırı olduğunu açıklamıştı. İslami yönden yapılan faaliyetler dedikleri gibi laikliğe aykırı. Madem Müslüman Anadolu’nun tarihine, dinine, diline, kültürüne ve değerlerine sahip çıkılması isteniyorsa laiklik kaldırılmalı ve Eğitim-Sen gibi sapkın kuruluşlar da kapatılmalı!
Eğitim yeniden tesis edilmeli
Batıcı hayat tarzının benimsenmesiyle toplumumuzda oluşan ve her geçen gün artan ahlâkî dejenerasyon neticesinde toplumun bütün müesseseleri bozulmuş vaziyette. Artık ne aile tam manasıyla aile, ne okul tam manasıyla bir eğitim-öğretim müessesesi, ne de diğer müesseseler ve toplumun diğer şubeleri olması gerektiği gibi.
Öğrenciler hem Batıcı resmî ideolojinin hem de kuralsız postmodern düşüncenin maksadına matuf şekilde yetiştiriliyor, ahlâksızlaştırılıyor ve bu ahlâksızlığın bilgisiyle donatılıyor… İslâm ahlâkı önce aileden başlayıp sonra okullarda şiar edinmedikçe, öğretim müfredatı buna nisbetle yeniden tesis edilmedikçe, yapılan hiçbir maddi iyileştirmenin mânâsı olmayacak.
Dinin, kültürün, tarihin ve dilin muhafazası bakımından okul öncesi eğitimde ve ilkokulda din-ahlâk eğitiminin zorunlu olması gerekiyor. Kemalistlerin son zamanlarda neredeyse her bölgeye açtığı kreş, yuva, anaokulu gibi eğitim kurumlarında dinsiz anlayış empoze ediliyor, 3-6 yaş arası çocukların zihinleri Kemalizm ideoloji ile kirletiliyor. Adı “millî” olmasına rağmen bünyesinde çocuklara gayri millilik aşılanan Eğitim Bakanlığı’na bağlı bu eğitim kurumları hiçbir şekilde denetlenmiyor. İBB’nin kurduğu kreşler de yine iktidar tarafından denetlenmiyor. MEB’in içine çöreklenen Batıcı-Kemalist anlayış değiştirilmediği müddetçe, bu memleketle tüm bağları koparılan ve öz değerlerine düşman nesiller yetişmeye devam edecek.
Baran Haber