Dijital Dünyada Masum Başlayan Oyunlar Tehlikeye Dönüşüyor

Mobil oyunların yaygınlaşmasıyla birlikte dijital dünyanın görünmeyen tehlikeleri her geçen gün daha fazla gün yüzüne çıkıyor. Eğlenceli ve masum bir etkinlik olarak başlayan oyun serüveni, artık çocukları tehdit eden bir felakete dönüşmüş durumda.

Son zamanlarda Brawl Stars ve benzeri oyunlarda yaşanan şantaj olayları, bu dijital dünyanın çocuklar için ne kadar güvensiz hâle geldiğini bir kez daha ortaya koyuyor.

Hürriyet'in haberine göre Astrolog Aygül Aydın’ın oğlunun yaşadığı olay, bu tehlikenin sadece istisnai bir durum olmadığını gözler önüne serdi. Oyun sırasında başlayan tehdit mesajları, kısa sürede sosyal medyaya ve mesajlaşma uygulamalarına sıçrayarak aileyi doğrudan hedef aldı. Çocuğun "Anneni, babanı bulacağım, evinizi biliyorum" gibi tehditlerle karşılaşması, sanal dünyadaki çetelerin çocukları nasıl korku ve baskı altına aldığını açıkça gösteriyor.

Şiddet, Ahlaksızlık ve Dolandırıcılık Tehlikesi Büyüyor

Bu oyunların en büyük tehlikesi sadece şiddet içeriğiyle sınırlı değil. Çocuklar, bu platformlarda dolandırıcılık, ahlaksız içerik ve siber zorbalık gibi ciddi tehditlerle karşı karşıya kalıyor. Yabancı kişilerle yapılan sohbetler, çocukların kişisel bilgilerini paylaşmasına ve dolandırıcıların eline geçmesine zemin hazırlıyor. Üstelik, oyunların sunduğu "ödül" ve "başarı" sistemleri, çocukları sahte vaatlerle tuzağa çekerek, para harcamaya teşvik ediyor.

"Ukraynalılar teslim olursa hayatlarını bağışlayacağız" "Ukraynalılar teslim olursa hayatlarını bağışlayacağız"

Denetim Eksikliği Çocukları Savunmasız Bırakıyor

Dijital oyun şirketlerinin bu konuda yeterli önlem almaması ise sorunu daha da büyütüyor. Ebeveyn denetimleri yetersiz kalırken, oyun içi denetim mekanizmalarının zayıf olması çocukları korumasız bırakıyor. Üstelik, uluslararası şirketlerin Türkiye yasalarına karşı duyarsızlığı, yerel denetimlerin yetersiz kalmasına neden oluyor. Bu durum, çocukların oyunlar aracılığıyla hem psikolojik hem de maddi olarak istismar edilmesine kapı aralıyor.

Bu oyunlar sadece ferdî değil, toplumsal bir tehdit haline de gelmiş durumda. Şiddet içerikli görevler, çocukları adeta suça teşvik ediyor; hırsızlık, dolandırıcılık, fizikî şiddet ve ahlaksızlık normalleştiriliyor. Oyunlarda kullanılan dil, davranış kalıpları ve rekabet ortamı, çocukların zihinsel gelişiminde yaralar açarken, toplumsal değerlerin aşınmasına da zemin hazırlıyor.

Ailelerin Sorumluluğu ve Devletin Rolü

Ailelerin bu konuda şuurlanması hayati önem taşıyor. Çocukların dijital dünyada karşılaştıkları tehlikelere karşı korunmaları, sadece ebeveynlerin sorumluluğunda değil; devlet kurumları, medya ve eğitim sistemi de bu konuda aktif bir rol üstlenmeli. Oyun içeriklerinin sıkı denetim altına alınması, yaş sınırlamalarının titizlikle uygulanması ve özellikle ahlaki değerleri zedeleyen içeriklerin yasaklanması kaçınılmaz bir zorunluluk haline gelmiştir.

Aile Yapısını Korumak İçin Dijital Tehlikelere Karşı Acil Önlem Şart

Sonuç olarak, çocuklarımızın dijital dünyada savunmasız bırakılması, sadece bireysel bir sorun değil, geleceğimizi tehdit eden toplumsal bir mesele olarak görülmelidir. Şiddet, ahlaksızlık ve suçu teşvik eden bu oyunların denetimsizliğine son verilmedikçe, aile yapısı ve toplumsal değerler üzerindeki yıkıcı etkileri giderek artacaktır. Çözüm, sadece teknolojik önlemlerle değil, aynı zamanda güçlü bir ahlaki ve kültürel duruşla mümkündür.

Baran Dergisi