Koyun yediklerini hazmediyor ve sonra bedeninde ot cinsinden yediği ne varsa hepsi bambaşka ve katma değeri çok yüksek bir ürün olan süte dönüşüyor.

Ve yavrusunu o katma değeri yüksek olan sütle besliyor.

Dikkat edin yediklerinin hiçbiri süte benzemiyor.

Katma değeri yüksek ürün üretmek budur.

Peki kuşlar ne yapıyor?

Bulduğu bütün yiyecekleri çekirge, karınca, böcek vesaire hepsini çiğnemeden ağzıyla getiriyor sadece eziyor ve yavrusunun ağzının içine bırakıyor.

Onların beslenme tarzı da böyle.

***

Son yüzyılın en önemli bilgelerinden biri öğretmeni şöyle tarif ediyor; “Alim-i mürşid koyun olmalı kuş olmamalı, koyun yavrusuna süt, kuş yavrusuna kay verir.”

Yani çiğne diyor.

Neyi?

Bilgiyi.

Bilgiyi çiğnersen hazmedersin, hazmedersen ondan daha farklı bilgiler üretirsin. O farklı bilgiler de seni başkalarından ayırır ve daha farklı insana dönüştürür.

***

Şimdi çiğnenmeden yutulan bilgi ile çiğnenmeden yutulan lokmaların moda olduğu ve çiğnenmeden kazanılan paranın bol keseden harcanmasının genel bir alışkanlığa dönüştüğü bir dönemdeyiz.

Ne zararı var diyeceksiniz?

Şu zararı var; Çiğnenmeden yutulan hazır bilgi düşünce tembelliğine yol açıyor.

Düşünmeden, emek vermeden alınan hazır bilgiler de cahil bırakıyor bizi.

Sosyal medya en büyük cehalet meydanımız.

Mideler de gerekli gereksiz gıdalarla doldurulan en kirli kabımız.

Zenginin de fakirin de orta hallinin de gelirinin üstünde harcama yaptığı israf ve gösteriş dünyasında ne kadar insan kalabiliriz?

***

Çiğnenmeden yutulan yiyeceklerin ve hızlı yemek yeme tarzının gereksiz kilolara, çiğnenmeden alınan bilgilerin de gereksiz kibir ve egoya neden olduğunu hepimiz biliyoruz.

Bugün dünyasının en büyük üç sorununun cehalet ve şişmanlık ve israftan kaynaklanan sefahat olması şaşırtıcı değil.

Eğitimde ezbercilik, beslenmede atıştırmalık hâkim.

Beyni boş mideleri dolu bir yaratığa dönüştürüyor insanları küresel ekonomik sistem.

Neden?

Varlığını devam ettirmek için.

Kendimize gelmek ve gerçeği kavramak Kendimize gelmek ve gerçeği kavramak

***

İştahımız ve aldığımız kalori büyük ölçüde hormonlar tarafından kontrol ediliyor.

Bu hormonlar beyine mesaj ileterek yemek yediğinizi ve besinlerin sindirildiğini haber verir. Bu da iştahınızı azaltır, tokluk hissi verir ve yemek yemenizi durdurmaya yardımcı olur.

Uzmanlara göre bu işlem yemeğe başladıktan sonra 20 dakika kadar sürer. Çok hızlı yemek, beynin tokluk sinyallerini alacak vakti bulmasını engeller.

Böyle olunca da çoğunlukla fazla besin tüketilmesine yol açılır.

Yavaş yemek yenildiğinde de normal olarak daha az besin tüketilir.

***

İşin sırrı ilk 20 dakikada diyor doktorlar.

Beyindeki “yeter doydum” dedirten tokluk hissi ilk 20 dakikanın sonunda oluşuyor.

Yani ilk 20 dakikada ne kadar çok çiğnerseniz o kadar az yemiş olursunuz ve yemekten hem doymuş hem de az yemiş olarak kalkarsınız.

Hızlı yemek yiyenler yavaş yiyenlere nazaran yaklaşık yüzde 115 oranında daha fazla obezite riskine sahipmiş.

Araştırmalar yavaş yemek yemenin insanı daha tok hissettirdiğini ve kilo vermeye yardımcı olduğunu gösteriyor.

529 kişi 8 yıldan fazla gözlenerek kilo değişiklikleri incelenmiş.

Sonuçlar “hızlı” yemek yiyenlerin “yavaş” veya “orta hızda” yemek yiyenlere nazaran iki kat daha fazla kilo aldığını ortaya koymuş.

Çevrenizden de gözlemleyebilirsiniz; Hızlı yemek yediklerini söyleyen insanlar yavaş yiyenlere nazaran daha kiloludur.

Yapılan bir araştırmada 4.000’in üzerinde orta yaşta kadın ve erkeğin yiyecekleri ne hızda tükettiği sorgulanmış.

Çok hızlı yemek yediklerini söyleyenlerin daha fazla kilo alma eğiliminde oldukları görülmüş.

Başka bir araştırmada da yavaş yiyenlerin hızlı yiyenlere göre daha az acıktıkları tespit edilmiş.

***

Sağlıklı zayıflamanın tek yolu son peygamberin tavsiye ettiği yol; Ne yersen ye ağzındaki lokmayı çiğne, çiğnemeden yutma.

Lokmaları yeterince çiğnediğinde zaten az yemiş oluyorsun.

Beyin ilk 20 dakika geçince karnını şişirmeden sana doydum sinyalini vermiş oluyor ve yemeği karnın ve gözün doymuş biçimde bırakıyorsun.

Bilimin varacağı en son yer de burası.

***

Para kazanma konusuna da böyle bakmak lazım.

Kazandığın parayı hazmedemediysen budala, kibirli değeri servetinden ibaret biri olur çıkarsın.

Parayı, bilgiyi ve besinleri yeterince hazmedersiniz hem sağlığınızı hem yaşamınızı hem de insan kalitenizi artırırsınız.

Bu üç konuda işi ağırdan alın, paranın, bilginin, lokmaların hakkını verin ve keyfini çıkarın.

Yaşar Süngü, Yeni Şafak