Bayramlaşmanın ardından Üstad Necip Fazıl ve Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun kabirleri ziyaret edilerek, Kur'an-ı Kerim tilaveti ve dualarla geçmiş büyükler yâd edildi. Gazze başta olmak üzere dünya çapında savaşan Akıncıların zaferi ve Müslümanların dünya çapında yeniden hâkim olması adına dualar edildi.
Kabir ziyaretinden sonra dernek genel merkezine geçildi. Buradaki misafirlerle tekrar bayramlaşılırken, yeni katılan gençlerle tanışma faslı düzenlendi. Yeni katılımcılar Büyük Doğu-İbda hakkında ve dernek faaliyetleriyle alâkalı bilgilendirilirken ve bayramın manevî atmosferi içerisinde samimi sohbetler gerçekleştirildi.
Sohbet esnasında, Eyüpsultan’dan geçerken dernek binasının camında Üstad Necip Fazıl’ın fotoğrafını görüp, bu vesileyle derneği ziyaret eden emekli imam Halil Hoca, "Ben buraya ilk kez geliyorum, sizleri de ilk kez görüyorum. Dikkatimi çeken şey ise buradaki insanların arasındaki samimiyet ve muhabbet." sözleriyle, gönüldaşlar arasındaki birlik ve beraberliğe dikkat çekti. Kumandan’ın “birbirinizi sevin” ve sizden bir tek şey istiyorum, samimiyet” sözleri bu vesileyle bir kez daha hatırlanırken, gönüldaşların dışarıdan bakan bir göze akseden ruh tablosunun manası memnuniyet vericiydi.
Bayramlaşma programına katılan Hodri Meydan Gazetesi genel yayın yönetmeni Hasret Yıldırım, hukukî süreçlerdeki çifte standarda dikkat çekti. Özellikle, Atatürk’ü Koruma Kanunu’nun (5816) ihlali gibi davalarda sanıkların tutuklu yargılanma yoluyla cezalandırıldığını belirtirken, kendisinin tarafı olduğu bir başka davadan örnek verip, Hatay’da depremin ardından baraj patladığına dair Babala TV tarafından atılan tweet hakkında açılan davanın, ancak iki yıl sonra yargı sürecine taşınabildiğine dikkat çekti. Bu durumun, hukukî işleyişteki taraflı yaklaşımları gözler önüne serdiğini ifade etti. Sohbetin devamında hâli hazırda kendisinin de 5816’dan 12 ayrı davadan yargılandığını ifade eden Hasret Yıldırım, bu davalardan biriyle alakalı olarak da şu anektodu paylaştı:
“2024 senesinin Kasım ayında bu dernekteki bir toplantıdan yaptığım fotoğraf paylaşımı ile alakalı olarak, Cübbeli Ahmet ile bağlantılı olanlar tarafından organize bir şekilde, 'Hasret Yıldırım, İBDA-C Terör Örgütü propagandası yapıyor ve terör örgütü liderini (Salih Mirzabeyoğlu) övüyor' diyerek Cimer’e aynı anda onlarca şikâyette bulunmuşlar. Bunun neticesi olarak örgüt propagandası kapsamında soruşturmaya yer yoktur kararı çıktı; fakat 5816 sayılı Atatürk’ü Koruma Kanunu'na muhalefet suçlamasıyla karşı karşıya kaldım! Emniyet bir araştırma raporu hazırlamış, öyle bir sunmuşlar ki sanki Allah, vatan ve millet düşmanı bir terörist tespit etmişler! Bay Savcı, ispiyon edilen hesaptan yapılan diğer paylaşımları tek tek incelemiş, içlerinden suçlamaya münasip olanları seçmiş ve cezalandırılmamı istedi. Şu paylaşımlarla ilgili, üç günlük dünya hayatında verilebilecek cezaların benim gözümde ne bir manası var ne de bir kıymeti! Çünkü ben bir davaya iman ettim. Tek bir kelime dahi yanlış söylediğime inanmıyorum! Ama şu ispiyonculuk yok mu, işte o fena bir şey be! Bir insanın kisvesine, büründüğü kimliğe hiç yakışmıyor! Çıkarın üstünüzdekileri, maskelerinizi de düşün artık milletin yakasından! İnsanlar sizin pislik yüzünüze okkalı bir tükürük savurup çöp etsin sizi! Gerçi siz, çöplüğü bile kirletirsiniz ama biz yine de bu kadarla iktifa edelim...” dedi.
Geçtiğimiz hafta Şehzadebaşı Camii’nde yaşananlar da bayramlaşma toplantısının ana gündem maddelerinden biriydi. CHP, Saraçhane’deki İBB binası önünde Ekrem İmamoğlu’nun yolsuzluk gerekçesiyle tutuklanmasını protesto etmek için bir gösteri düzenlemişti. Bu sırada bazı İslâm düşmanları Şehzadebaşı Camii’ne yönelik, avlusunda içki içmek, cami duvarına bevletmek, cami haziresindeki asırlık mezarları tahrip etmek gibi çirkin eylemler sergilemişlerdi. Bunun üzerine Büyük Doğu Akıncıları Derneği, mukaddesatımıza sahip çıkmak ve memleketin sahipsiz olmadığını göstermek üzere Şehzadebaşı Camisinde iftar çağrısı yapmıştı. Ardından araya İçişleri Bakanlığı ile İstanbul Valisi’nin girmesi ve her türlü tedbirin alınacağının teminatının vermesi neticesinde maksat hâsıl olmuş ve organize bir katılımdan ziyade dernekten bir heyet, tedbirleri yerinde görmek ve eğer ki tekrar bir menfilik yaşanacak olursa müdahale etmek için camiyi ziyaret etmişti. Eylem öncesindeki süreç, Şehzadebaşı camiinde yaşananlar ve sonrasında gelen tepkiler de sohbetlerin konusu oldu. Dernek başkanı Mehmet Ali Bayram, bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da mukaddesatımıza sahip çıkmak noktasında hiçbir tereddüt sergilenmeyeceğini, sağına soluna bakmadan “ben varım” diyerek atılmanın akıncılığın şiarı olduğunu belirtti. Şehzadebaşı Camiine yönelik saldırıya karşı ortaya konan bu irade dolayısıyla Müslümanlardan yoğun bir destek geldiği ve fikre olan alakadaki artış da somut örnekler üzerinden paylaşıldı.
Bayramlaşma programı, gönüldaşların bir araya gelerek kardeşlik bağlarını kuvvetlendirdiği, fikir ve mücadele azmini pekiştirdiği, geçmişten gelen mirası geleceğe taşımak adına kararlılıkla hareket etme iradesinin bir kez daha vurgulandığı bir atmosferde sona erdi.