Doğumu ve çocukluk yılları

Mehmet Zahid Kotku Hazretleri, 1897 yılında Bursa’da, Osmanlı’nın son döneminde doğmuş; ilim ve irfan dolu bir atmosferde yetişmiştir. Bursa’nın manevi havasında büyüyen Kotku Hazretleri, daha çocuk yaşta İslamî ilimlere ilgi duymuş ve tasavvuf yoluna girmeye gönül vermiştir. Babası Ali Efendi ve annesi Saadet Hanım, ona İslam terbiyesini ve edebini kazandırmış; küçük yaşlarda Allah ve Peygamber sevgisiyle dolup taşmasını sağlamışlardır. İlk eğitimini Bursa’nın medreselerinde alan Mehmet Zahid Kotku, burada Kur’an, hadis, fıkıh ve tefsir gibi temel İslamî ilimlerle tanışmıştır. Henüz genç yaşta, ruhundaki manevi derinliği keşfetmiş ve bu yolda ilerlemeye karar vermiştir.

Tasavvufa ilk adım

Genç yaşlarında Gümüşhanevî tarikatına intisap eden Kotku Hazretleri, tasavvuf yoluna girerek büyük bir manevi yolculuğa adım atmıştır. Bu yolculukta, nefsin arındırılması, sabır ve Allah’a teslimiyet gibi tasavvufun temel ilkeleri onun hayatına yön vermiştir. "Kalbinizi dünya heveslerinden arındırın, çünkü Allah’ın nazargahı kalptir" ifadesi, Kotku Hazretleri’nin ruhunu şekillendiren ve onu tüm dünya hırslarından uzaklaştıran derin bir ilkeyi yansıtır. Tasavvufun incelikleriyle yoğrulan bu genç derviş, nefsin terbiyesi yolunda büyük çabalar göstermiş; manevi dünyasını zenginleştirmiştir.

İskenderpaşa Camii 

II. Dünya Savaşı sonrasındaki dönemde, Türkiye'de sekülerizm yaygınlaşıp ahlaki değerler yitiridiği sırada Mehmet Zahid Kotku Hazretleri İstanbul’a yerleşerek burada İskenderpaşa Camii’nde irşat görevine başlamıştır. İskenderpaşa Camii’nde düzenlediği sohbetler, kısa sürede birçok insanın kalbine dokunmuş; insanlar onun samimi anlatımında huzur bulmuşlardır. Bu sohbetlerde dünya hayatının geçiciliği, Allah’a yakın olmanın huzuru ve İslam ahlakının güzellikleri vurgulanırdı. "Dünya, geçici bir yurt; ahiret ise asıl yurttur. Bu geçici yurtta, asıl yurdunuza yatırım yapın" diyerek insanları dünya nimetlerinden uzaklaştırır, ahiret yurduna hazırlanmaya davet ederdi.

Rehber

Mehmet Zahid Kotku Hazretleri, İskenderpaşa Camii’nde kurduğu sohbet halkasında gençlere ve ilim ehli kişilere büyük ilgi göstermiştir. O, insanların nefsini terbiye etmesi, dünya hırslarından uzak durması ve ahlaklı bir yaşam sürmesi için nasihatlerde bulunurdu. “Allah’a teslim olmuş bir kalp, dünya ateşini sönmeye mahkum eder” diyerek, kalplerin dünyevi hırslardan arındırılması gerektiğini öğütlerdi. Talebelerine sadece dini bilgiler değil, aynı zamanda ahlak, tevazu ve edep gibi İslam ahlakının inceliklerini de öğretirdi. Gençlerin İslam ahlakını içselleştirmesi ve toplumda erdemli insanlar olmaları için büyük çaba gösterirdi.

Şâzeliyye Tarikatı

Tasavvuf anlayışı

Kotku Hazretleri’nin tasavvuf anlayışı, züht ve takvaya dayanırdı. Dünyevi zevklerden ve gösterişten uzak bir hayatı esas alır; sade bir yaşam sürerdi. "Kalbinizi Allah’ın zikriyle doldurun; her şey O’nun rızası içindir" diyerek, insanların gönüllerini dünya işlerinden uzaklaştırıp Allah’a yönelmelerini teşvik ederdi. Onun sade ve mütevazı yaşam tarzı, çevresindeki insanlara da örnek olmuş; ona gönülden bağlı olanlar üzerinde derin bir etki bırakmıştır. Züht ve takvaya dayalı bu tasavvuf anlayışı, Kotku Hazretleri’nin hayatının her anında kendini göstermiştir.

Öğretileri

Kotku Hazretleri’nin sohbetlerinde, dünya hayatının geçiciliği ve ahiret hayatının ebediliği sıklıkla vurgulanırdı. “Dostlar, dünya hayatı bir oyun ve oyalanmadan ibarettir. Asıl hayat, Allah’a yakın olunduğunda başlar” sözleriyle insanların dikkatini ahiret yurduna çeker, dünya nimetlerinin geçici olduğunu, asıl saadetin ahirette olduğunu anlatırdı. Onun en büyük arzusu, Allah rızasını kazanmak ve insanlara doğru yolu göstermekti. Bu nedenle, talebelerine İslam ahlakını öğrenmeleri ve yaşamaları gerektiğini sürekli olarak öğütlerdi.

Hakk’a yürüyüş 

13 Kasım 1980 yılında Hakk’a yürüyen Mehmet Zahid Kotku Hazretleri, ardında yüzlerce talebe ve hikmet dolu bir manevi miras bırakmıştır. Yaşamı boyunca Allah rızası için çalışmış, insanlara İslam’ın güzelliklerini ve manevi derinliğini öğretmiştir. Onun öğütleri, sözleri ve sade yaşam tarzı, gönüllerde derin izler bırakmış; talebelerine ve sevenlerine örnek olmuştur. Kotku Hazretleri, Türkiye’de tasavvuf geleneğini yeniden canlandıran, insanlara İslam ahlakını öğreten ve İslam’a bağlı bir yaşam sürerek örnek bir mürşid olarak anılmaktadır.

Kalbini Allah'a bağla

Bir gün Mehmet Zahid Kotku Hazretleri'nin yanına, geçim sıkıntısı çeken bir talebesi gelir. Bu talebe, üzüntülü bir halde, “Efendim, çok sıkıntıdayım, borçlarım birikmiş, nasıl çıkacağımı bilemiyorum” diyerek dert yanar. Kotku Hazretleri ona şefkatle bakarak, “Evladım, eğer gerçekten tevekkül etsen, Allah senin işlerini düzeltir. Sen, kalbini Allah’a bağla, dünya ile olan irtibatını hafiflet, her şey yoluna girecektir” der.

Bu talebe, hocasının öğüdüne uyarak sıkıntılarını Allah’a havale etmeye başlar. Kalbinde Allah’a olan güvenini artırır, borçlarını düşünmek yerine ibadetlerine daha fazla yönelir. Günler geçtikçe tevekkülünün ve kalp huzurunun arttığını fark eder. Ancak sıkıntıları tam anlamıyla geçmese de, gönlünde bir rahatlık hissetmeye başlar. Bir süre sonra, borçlarından bir kısmını ödeyebilme imkanı doğar; beklenmedik yardımlar gelir ve sıkıntıları azalmaya başlar.

Sadece Allah'a hamd et!

Zahid Kotku Hazretleri camide sohbet ederken yaşlı bir adam yanına gelir. Adam, ihtiyaçlarını karşılayamadığını, geçimini sağlamada zorlandığını anlatır. Kotku Hazretleri ona sessizce ve gizlice yardım eder, cebindeki parayı çıkarıp adama verir. Ardından, “Bu yardımı kimseden bahsetmeden al, Allah’a hamd et” diyerek yaşlı adamı sakince gönderir. Bu olay, etraftaki talebelerine örnek olur; zira Kotku Hazretleri, yardım ederken gösterişten, yardımı açıklamaktan kaçınır. "Sağ elin yaptığını sol elin görmemesi" usulünü baz alan Kotku hazretleri, bu konuda hassas davranır.

Mehmet Zahit Kotku hazretlerinden inciler

  • "Namaz, İslam’ın nurudur."

  • "Yalan, insanın yüzünü karartır."

  • "Mü’min geçimlidir. Geçimsiz kimselerde hayır yoktur."

  • "Misafire ikramda israf olmaz."

  • "Cahillik, küfre; gözün siyahının beyazına yakınlığından daha yakındır."

  • "Nefsini bilmeyenin, Allah Teâlâ’yı bilmesine imkân yoktur."

  • "Mümkün olduğu kadar kimseden bir şey isteme."

  • "Allah’a teslim olmuş bir kalp, dünya ateşini sönmeye mahkum eder."
  • "Kendi eksikliğini gören, başkasını tenkit etmekten uzak durur."
  • "İnsan, nefsi kadar değil, Allah’a olan sevgisi kadar insandır."

Not: Çeşitli sitelerden faydalanılarak derlenmiştir.