Selam ile…

Dünya, büyük bir değişim ve dönüşüm sürecinin içine girmiş bulunuyor. Büyük aktörler statükodan kaynaklanan imtiyazlarını muhafaza edebilmek için çabalıyor. Türkiye gibi mahallî çaptaki güçler ise büyük devletlerin hegemonyasından kendisini kurtarmaya ve bunu yaparken de bulundukları bölgelerdeki hâkimiyetlerini genişletmeye ve siyasî bir güce dönüşmeye çalışıyorlar.

Biz de bu vesileyse dergimizde Türkiye’nin ortaya koymuş olduğu “Büyük Türkiye”, “Türkiye Yüzyılı” ve “Dünya beşten büyüktür” gibi iddiaların üzerinde durduk. Evet, “Büyük Türkiye” ama nasıl bir “Büyük Türkiye” sorusunu sorduk. Keza nasıl bir “Türkiye Yüzyılı”. Bu idealleri gerçekleştirecek siyasî güce erişmek için gereken faktörleri idealden başlayarak sanat ve edebiyata kadar geniş bir perspektifte değerlendik.

Bu vesileyle de kapağımızda “Siyasi güç olmak iktisadi, hukuki, kültürel kuvvetle mümkündür” ifadesine yer verdik.

Muhtevamıza gelirsek;

Ömer Emre Akcebe, “Türkiye yüzyılı ama nasıl bir Türkiye’nin yüzyılı” başlıklı yazısında kapak mevzumuzu teferruatlı bir şekilde işliyor.

Yavuz Beyoğlu, “Milleti bir kez daha söğüşlediler” başlıklı yazısında Türk lirasının faiz artırım kararıyla niçin değer kaybettiğini ele alıyor.

Melih Oktay, "İktisatçıların tutarsızlığı: Faizin doğası" başlıklı yazısında 41 madde halinde faizin insan ve toplum için getirdiği problemlere temas ediyor.

Aylık Baran Dergisi 33. sayı çıktı Aylık Baran Dergisi 33. sayı çıktı

Nazım Erol, "Eğitimde sinemanın önemi" başlıklı yazısında eğitimde sinemanın da yeri olması gerektiğini belirtiyor ve eğitime dair 4 film öneriyor.

Mehmet Akif Çeç ile modernizm ve gelenek üzerine bir röportaj yaptık. Çeç, sahih bir İslam medeniyetinin yeniden inşa edilebilmesi, modern tecdide karşılık sahih tecdid anlayışının nasıl ikame edilmesi gerektiğini anlattı.

Kazım Albay, "Gayret-i diniyye ve asabiyyet-i imaniyye" başlıklı yazısında din gayreti ve iman öfkesini ele alıyor.

Yavuz Arslan, "Ya sonra?" başlıklı yazısında insanın hayatının her safhasında sorulara ve bu soruların türlü türlü cevaplarına muhatap olduğunu işliyor ve Mutlak'a muhatap bir dünya görüşüne nasıl muhatap olunacağını tarif ediyor.

Nazif Arıman ile sütun bilezikleri ve bilezik yazıları üzerine bir röportaj yaptık. Bu minvalde hakkakları, günümüze kadar nasıl geldiğini ve nasıl korunması gerektiğini konuştuk.

Tayyar Tercan, "Kültürsüzlük kültürü" başlıklı yazısında, kültür iktidarını elinde tutan kesimin toplumu yönlendirdiğini, Müslümanların bu sahayı hakiki manada kullanamadıkları takdirde hiçbir şeye de hakim olmayacaklarını belirtiyor.

M. Taha İnci, "Bunalım ve intihar" başlıklı yazısında insanın içsel sıkıntı ve çatışmalarının ilaçlarla örtülmeye; Allah'a olan özlemin dünyevi oyuncaklarla bastırılmaya ve giderilmeye çalışıldığını anlatıyor.

Faruk Hanoğlu, "Şehirli ve köylünün hikâyesi" başlıklı yazısında Cumhuriyet devrinde Müslümanlara yapılan zulüm ve baskıları hikâye diliyle anlatıyor.

Zeynel Abidin Danalıoğlu, "Yeni bir asrın eşiğinde: Altı oklu akrebin kıskacında bir millet" başlıklı yazısında CHP'nin bir ideolojinin değil nefretin partisi olduğunu, Türkün tarihinden imanına kadar her şeye nefret kustuğunu anlatıyor.

Oğuzcan Şahin, "Balzac'ın hayat hikayesi" serisine devam ediyor.

Fatih Haznedar, kullanılan bazı sözlerin insan ve topluma verdiği zarardan bahsediyor.

Muharrem Çetin, “HDP ve Kürt coğrafyası” başlıklı yazısında HDP’nin düşen oylarının sebeplerini, bölgeye yansımasını ve bölgede ne gibi faaliyetler yapılması gerektiğini anlatıyor.

Gelecek sayımızda görüşmek üzere…

Allah’a emanet olun…