Türkiye’nin seçim gündeminin geride kalmasıyla Suriye diplomasisi de Ankara’nın dış politika gündeminde yeniden öne çıkmaya başladı. Arap Birliğine Mayıs ayında geri dönen Suriye’nin Türkiye ile normalleşme gündemi Astana zemininde de devam ediyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Orta Doğu ve Afrika Ülkeleri Özel Temsilcisi ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov, Türkiye, Suriye, Rusya, İran dışişleri bakan yardımcılarının 21 Haziran’da Kazakistan’ın başkenti Astana’da toplanacağını duyurdu.
Bogdanov, “Yol haritası konusunda Rus projesi hazır. Görevimiz ortaklarımızla istişare etmek ve bu çalışmayı ilerletmektir. Astana’daki görüşmelerde ciddi ilerleme sağlayacağımızı umuyorum” ifadesini kullandı.
Türkiye, Rusya, İran ve Suriye Dışişleri Bakanları, 10 Mayıs’ta Rusya’nın başkenti Moskova’da bir araya gelmişti Ankara-Şam hattını onarmak için ilgili kurum olarak savunma bakanlığı ve istihbaratın katılımıyla 4’lü komite kurulmasına karar verilmişti.
Arap ülkeleri Suriye için Avrupa’yı yokluyor
Bloomberg’in haberine göre Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Suriye ile normalleşme gündemini Avrupa’ya taşımak için lobi çalışmalarına hız verdi. Körfez ülkelerinin ana hedefi Suriye’ye yönelik yaptırımların hafifletilmesi ve Suriye ile diplomatik bağların güçlendirilmesi.
Bloomberg’e bilgi veren kaynaklara göre BAE ve Suudi Arabistan, Avrupa Birliğindeki (AB) meslektaşlarıyla aylardır çeşitli düzeyde Suriye için lobi faaliyeti yürütüyor. Körfez ülkelerinin öncelikleri arasında 12 yıldır ağır yıkım yaşayan Suriye’nin yeniden inşası bulunuyor.
Arap ülkelerinin yetkilileri Suriyeli mültecilerin evlerine dönebilmesi için Suriye’deki enkazın kaldırılması gerektiği üzerinde duruyor. Batı’nın uyguladığı mevcut yaptırımlar Körfez sermayesinin yeniden inşa süreci için Suriye’ye aktarılması önündeki en büyük engel olarak duruyor.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ise Şam ile normalleşmeye ve Suriye’nin Arap Birliğine mevcut şartlar altında dönmesine itiraz etmişti. ABD’nin yaptırım siyasetine devam etmesi AB’nin de bu alanda atacağı adımları engelliyor.