Kassam Tugayları’nın 7 Ekim 2023’te yapmış olduğu Aksa Tufanı operasyonu, İsrail'in Gazze üzerindeki uzun süredir devam eden ablukasına ve Arap devletlerinin İsrail ile olan yakınlaşmasına karşı bir direniş ve baş kaldırıştı.
Dünyanın en mazlum bölgelerinden biri olarak bilinen Gazze, küçük bir toprak parçası üzerinde, denizden, havadan ve karadan abluka altında yaşayan 2-2,5 milyon insanı barındırıyor ve adeta açık hava hapishanesinde ömür boyu hapsedilmiş vaziyetteler. Özellikle Mısır sınırındaki kapılar, Gazze'yi dış dünyaya tamamen kapatırken, Batı Şeria'da nispeten daha serbest bir hayat sürdürülüyor.
Ancak, bu kriz esnasında İsrail'e yönelik operasyonların yanı sıra dikkat çeken bir diğer nokta, Arap rejimlerinin pasif tutumu oldu. Birçok Arap devleti, Filistinlilerin yaşadığı zulme karşı ses çıkarmak bir yana, İsrail'in güvenliği için kalkan oluyor. Bu durum, İsrail'in bölgedeki katliamını ve soykırımını artırmasına ve Gazze'ye yönelik saldırılarını daha rahat bir şekilde sürdürmesine olanak tanıyor.
1973'ten bu yana İsrail'in sürekli olarak güç kaybettiği bir süreç yaşanırken, Arap rejimlerinin tutumu bu gerilemeyi durdurmaya yönelik değil, aksine destekler nitelikte. Arap ülkelerinin, İsrail karşısında sessiz kalmaları, özellikle Mısır’ın, Camp David Anlaşması'ndan bu yana Filistinlilere karşı acımasız bir tutum sergilerken, İsrail'e yönelik her türlü desteği vermesi, Ürdün’ün göstermelik yardımlarla sokağa dökülen halkın gazını alması; bu rejimlerin, İsrail'e karşı herhangi bir direnişi engellemek adına sınırlarını kapatmaları, bölgedeki direnişi daha da zayıflatıyor. Ürdün, Lübnan ve Suriye gibi ülkeler, Gazze'ye yardım ulaştırılmasını veya direnişçilere destek sağlanmasını engelleyerek, İsrail'in saldırılarının önündeki engelleri kaldırmış durumda.
Gazzeli bir çocuk, 10 Ağustos'ta Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deir al-Balah'taki El-Aksa Şehitleri Hastanesi'nin bahçesinde, İsrail'in gece boyunca düzenlediği saldırıda öldürülen insanların kefenlenmiş cesetlerinin yanında oturuyor.
Arap yöneticilerle halk arasında uçurum derinleşti
Gazze’de soykırım birinci senesine girerken, Hamas lideri Haniye de şehit edildi ve cenaze namazı Doha'daki İmam Muhammed bin Abdülvehhab Camii'nde binlerce kişinin katılımıyla kılındı. Cenazeye Ürdün, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Mısır ve Fas'tan temsilciler katılmadı. Bu durum, Arap devletlerinin Filistin'e olan desteğini ve Arap Baharı sonrası değişen politikalarını yeniden gündeme getirdi. Bugün, otoriter rejimler, Filistin meselesine olan ilgiyi azaltarak ABD-İsrail güvenlik düzeni doğrultusunda politikalarını şekillendiriyor. Ancak Gazze'de yaşananlar, Arap halkları ile yöneticileri arasındaki uçurumun daha da derinleşmesine yol açıyor ve bu durumun uzun vadede sürdürülemez olduğu aşikar.
Arap liderlerin İsrail ile yakınlaşması, Filistin meselesini daha az önemli hale getirirken, bu gelişme Arap halkları ile yöneticileri arasındaki uçurumu da derinleştiriyor. Gazze'deki soykırım Arap dünyasında bir neslin inançlarını ve siyasi tercihlerini etkilemeye devam edecek. Ayrıca bu sessizliğin ve iş birliğinin, İsrail'in uzun vadede ayakta kalmasına katkı sağladığı düşünülse de bu zulüm Arap rejimlerinin de İsrail'in de sonunu getirecek.
Kaynak: Baran Dergisi, Middle East Eye