Stratejist Abdullah Çiftçi, “ABD istihbarat sızıntısı! İsrail'in İran planı ifşa oldu! Geri sayım!” başlıklı konuşmasında son dönemde dünya çapında yaşanan siyasi hadiselere ve bu olayların perde arkasındaki güç mücadelesine dikkat çekti. Çeşitli gizli sızıntılar ve istihbarat sızıntılarına vurgu yaparak, bu gelişmelerin özellikle ABD seçimleri, İsrail ve İran ilişkileri, dünya ekonomisi ve küresel jeopolitik düzen üzerindeki etkilerini ele aldı.

Gizli sızıntılar ve İsrail-İran gerilimi

Çiftçi, Amerika Birleşik Devletleri'nin istihbarat bilgilerine dayanan bir sızıntının İran'a yönelik bir İsrail saldırısı planını ortaya çıkardığını belirtiyor. Bu planın, ABD seçimlerine ve küresel ekonomik dengeye önemli etkiler yapabileceğini, İsrail'in İran'a bir saldırı düzenlemesi halinde Hürmüz Boğazı'nın kapanabileceğini ve dünya çapında ekonomik krizlere neden olabileceğini ifade ediyor. Çiftçi, bu saldırı girişiminin ABD'deki mevcut yönetimin seçim stratejisini nasıl etkileyebileceğini sorguluyor.

ABD seçim mücadelesi

ABD'deki seçim mücadelesinde Trump ve Biden arasındaki çekişmeye de değinen Çiftçi, özellikle Trump'ın ifade özgürlüğü ve silahlanma hakkı gibi konularda Batı medeniyetinin sonu olarak nitelendirdiği bir retorik kullandığını belirtiyor. Çiftçi, bu mücadelenin sadece ABD'yi değil, dünya çapında siyasi, ekonomik ve askeri dengeleri etkilediğini vurguluyor.

“İngiltere ve ABD gibi ülkeler borç yüküyle başa çıkmakta zorlanıyor”

Çiftçi, IMF'nin kamu borçlarının küresel çapta 100 trilyon doları aştığını açıklaması üzerine, dünya ekonomisinin ciddi bir borç krizi ile karşı karşıya olduğunu, özellikle İtalya, Fransa, İngiltere ve ABD gibi ülkelerin bu borç yüküyle başa çıkmakta zorlandığını ve borçların azaltılması gerektiği yönünde uyarılar aldıklarını ifade ediyor. Bu durumun, dünya ekonomisinin mevcut sistemle sürdürülebilir olmadığını gösterdiğini belirtiyor.

İsrail'in bölgedeki politikaları

İsrail'in bölgedeki askeri faaliyetlerine ve Filistin'e yönelik baskıcı politikalarına dikkat çeken Çiftçi, İsrail'in Mesihçi hareketinin Mescid-i Aksa'nın altında arkeolojik kazılar yaparak bölgeyi kontrol etmeye çalıştığını, İsrail'in bölgede özellikle Lübnan ve Filistin'de saldırgan politikalarını sürdürdüğünü, bu durumun bölgedeki gerilimleri artırdığını dile getiriyor.

Rapor: ABD'deki Müslüman öğrenciler taciz ve ayrımcılığa uğruyor Rapor: ABD'deki Müslüman öğrenciler taciz ve ayrımcılığa uğruyor

Dijital dünya düzenine doğru geçiş!

Abdullah Çiftçi, dünya siyasetindeki gelişmelerin kaotik bir sürece doğru ilerlediğini, ancak bu kaosun sonunda yeni bir dünya düzenine geçişin yaşanacağını öngörüyor. Dijital dünya düzenine doğru bir geçişin hızla yaklaştığını belirterek, jeopolitik mücadelenin önümüzdeki 10 yıl içinde sonuçlanacağını ve teknolojik bir dönemin başlayacağını ifade ediyor. Ayrıca, ABD'de sızıntılar ve ifşalarla dolu bir dönemin olacağına ve bu ifşaların küresel siyaseti önemli ölçüde etkileyeceğine inanıyor.

Siber pandemi ve siber saldırılar

Abdullah Çiftçi, konuşmasında siber pandemi kavramına değinerek, bu olgunun önümüzdeki yıllarda dünya genelinde büyük bir etki oluşturacağını belirtiyor. Çiftçi’ye göre, siber pandemi 2025 sonu veya 2026 yılı itibarıyla gerçekleşebilir. Bu süreçte dijital dünyanın altyapısının yenilenmesi gerektiğini savunuyor ve küresel aktörlerin bu düzenlemeye yönelik çalışmalara başladığını ifade ediyor.

Siber pandemi kavramını açıklarken, dijital dünya düzenine geçişin hızlandığını ve mevcut internet altyapısının yetersiz kalacağını öngörüyor. Ayrıca, bu geçiş sürecinde ortaya çıkacak büyük siber saldırılar ve kaotik durumlarla birlikte devlet dışı aktörlerin etkili olacağına dikkat çekiyor. Çiftçi, bu olayların dünya çapında ekonomik, siyasi ve toplumsal dönüşümlere neden olacağını da vurguluyor.

"Yahya Sinvar sol görüşlü biri olsaydı Che Guevara gibi anılırdı"

Abdullah Çiftçi, geçtiğimiz günlerde kahramanca mücadele ederek şehit olan Yahya Sinvar hakkında da şunları dile getiriyor:

"Yahya Sinvar şehit oldu, bir kahramandı. Eğer bu kişi sol görüşlü biri olsaydı, Che Guevara gibi anılırdı. Che, Küba'da bir devrim yaptı, ardından Cezayir'in bağımsızlık savaşına katıldı ve Güney Amerika'da mücadele etti. Bolivya'da öldürüldüğüne dair söylentiler var. Che bir solcuydu. Şu an ise karşımızda savaşarak şehit düşen bir kahraman var. Dün de bahsettiğim gibi, Yahya Sinvar’ın ölümüyle olay sona ermez. Çünkü bu bir çete hareketi değil, bir bağımsızlık mücadelesi. Hamas, mücadelenin devam edeceğini açıkladı."

Baran Dergisi