İrlanda merkezli RTE News muhabirinin 2022 yılında İslam Emirliği yönetiminin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abdulkahhar Belhi ile yaptığı röportaj...
Mahfil tarafından Türkçeye çevrilen röportajı alakanıza sunuyoruz:
Bir başka endişe konusu, çoğu kişinin Afganistan’daki kadınlara muamelesi. Kesinlikle şöyle görünüyor. Erkekler birinci sınıf vatandaş, kadınlar bazı durumlarda üçüncü sınıf vatandaş. Bu bakışın yanlış olduğunu düşünüyor musunuz?
Bu kesinlikle yanlış bir görüş. Biz İngiliz küresi ile aynı standartlara sahip değiliz. Biz insanların meclislerde koydukları kanunları takip etmiyoruz. Düne kadar siyahilerin, Çinlilerin ve Arapların insandan aşağı köleler olarak görüldüğüne şahit olduk. Evleri perişan edildi, toprakları sömürüldü. Biz ilahi kanunları takip ediyoruz, adı da İslam. İslam'ın içinde kutsal bir alan var: Hem kadınların hem erkeklerin ve çocukların hakları. Ebeveynlerin, komşuların ve hatta hayvanların. bu yaşadığımız gezegenin insanlar üzerinde hakları var. Yani bu her şeyi kapsayan bir dindir. İslam dini içindeki tüm Müslümanlar buna inanır. Onlar haklarını çok iyi biliyor. Hiçbir şekilde ikinci veya üçüncü sınıf değiller.
Kadın ve erkek İslam’da eşit midir?
Evet.
Topluma baktığınız zaman yüzde 95 erkek var, görebildiğim. Gördüğüm kadınlar da dileniyordu. Dükkanlarda çalışmıyorlar. Araç kullanmıyorlar. Görünmezler. Eşit bir toplum olduğunu düşünmüyorum.
Afgan toplumu yüzde 50 erkek yüzde 50 kadın. Yüzde 95 erkek yok. Afgan toplumu farklıdır. Farklı bir kültürü var. Hiçbir ilgisi yok ve eşitliğin göstergesi değil 10 sürücü erkek varsa 10 da kadın olması. Yaşamımıza göre standartlar bu değil.
Kadın araç kullanabilir mi?
Elbette. Kabil’de kullanıyorlar.
Henüz hiç görmedim.
Fakat oran dediğiniz gibi oran İran, İngiltere veya ABD ile eşit değil. Bu farklı bir sorun. Kadın ve erkeğin eşitliğini “10 erkek sürücü varsa 10 da kadın olmalı. 10 dükkan sabini erkek varsa 10 da kadın olmalı” şeklinde anlamayız.
Caddelerde çok kadın görmedim. Caddede yürürken erkek kameramanım dostça selamlandı, halk çok hoş yaklaştı. Merhaba dediler ve naziklerdi. Benimle pek konuşmadılar. Şunu demek istiyorum. Bir kadın olarak bunun bana hissettirdiği şey korkutucu. Bu beni önemsiz hissettiriyor. Ve bu ülkede kadın olmanın nasıl olduğunu hissedebiliyorum. Konuştuğum insanlar son derece nazik ve sevecendi. Fakat genel olarak kadınlara erkeklerden farklı davranıldığını düşünüyorum.
Bir kez daha şunu belirtmem gerekiyor ki, biz farklı bir toplumuz. Farklı değerlerimiz ve kültürümüz var. İş arkadaşınızın güzelce selamlanması, el sıkışılması, sarılınması, sizle konuşulmaması bizim saygımızın bir göstergesidir. Biz kadına saygımızı bu şekilde gösteririz. Biz Batı toplumu değiliz.
Kadınların caddelerde dilenerek saygı gördüğünü düşünüyor musunuz? Kadınlara banka hesabı açılmasına izin verilebilir.
Dilenmek saygı değer ve onurluca değildir. Onlar dileniyorlar çünkü Batı ülkeleri bize yaptırımlar uyguluyor. Banka hesabı açma hakları olmadığı için veya çalışma hakları olmadığı için dilenmiyorlar. Bunlar dilenmenin sebebi değil. Dileniyorlar, çünkü yaptırımları sebebiyle ekonomi kötüleşiyor. Dilenmenin sebebi bu. Dilenciliğin imajını değil kaynağını sormalı ve aramalı. Gidin dilencilere ve neden dilendiklerini sorun.
Burka giyilmesi ile alakalı ne öğretiliyor? Kadınlar neden burada bunu giymesi gerekiyor?
Sizin bakış açınıza göre böyle, fakat bizim bakışımız, kadının cinsel obje haline getirilmesi kabul edilemez. Tekrar ediyorum, bu bir farklılık. İnsanların nasıl yaşaması gerektiğine dair farklı anlayışların olduğu gerçeğini anlatmaya çalışıyorum. Değerlerinizi dayandırdığınız yasalar bizim dayandığımız yasalardan farklı. Tesettür konusundaki sorunuza gelecek olursak; burka, Afganistan’a özgü bir şey. Kültürel bir şey. İslam kadına tesettürü emreder. Tıpkı Meryem annemizin tesettürü gibi. O örtünüyordu. Hristiyan dindar kadınlar gibi tıpkı, onlar örtünüyorlar. Bu bir tesettür. Bu tesettür ile İslam’ın tarif ettiği arasında fark yok.
Fakat yüzlerce yıl önce Meryem Ana tesettürlüydü. Şu an 2022’deyiz.
Binlerce yıl önce, yüzlerce yıl önce değil. Allah tarafından gönderilen ilahi kanunlara inanıyoruz ve iman ediyoruz. O dünyanın, evrenin ve insanın yaratıcısıdır. Size tekrar ifade ediyorum, anlamanıza çaba gösteriyorum, sizin kanunlarınız değişiyor ve dönüşüyor. Bizim kanunlarımız Allah tarafından konuldu, onların ilahi olduğuna inanıyoruz ve takip ediyoruz. Onlar değişmiyor.
Baran Dergisi