Hamas’ın 7 Ekim operasyonu bir yılını doldurdu. Bütün dünyayı sarsan operasyonun ardından İran’ın, Hamas yönetimine Golan, Güney Lübnan, Yemen ve Batı Şeria’dan İsrail’e karşı aktif cepheler açma sözü verdiği ancak bu sözünde durmadığı ortaya çıktı.

Türkiye Gazetesi'ne konuşan bir Hamas yöneticisi İranlı yetkililer ve Hizbullah yönetimi ile 7 Ekim’den kısa süre sonra yapılan toplantıda alınan kararların uygulama aşamasına neden geçmediği ile ilgili İran’ın herhangi bir gerekçe öne sürmediğini söyledi.

İsminin açıklanmasını istemeyen Hamas yöneticisi, 7 Ekim’in ardından belirlenecek stratejiye dair birden fazla toplantı yapıldığını kaydetti ve şunları anlattı:

Almanya'dan soykırımcı Yahudi'ye silah desteği Almanya'dan soykırımcı Yahudi'ye silah desteği

"Bize ‘İsrail’in tüm gücünü tek cephede (Gazze) toplamasını engellemeliyiz. Bu sebeple Siyonist orduyu bölerek Gazze ile birlikte Lübnan, Golan, Yemen ve Batı Şeria’da savaştırmalıyız. Ana stratejimiz bu’ denildi. Doğrusu Golan ve Güney Lübnan’da çok güçlü bir mukavemet bekledik ancak olmadı. Golan cephesi de açılmadı. Yemen’den atılan füzeler de İsrail’i durdurma kapasitesinden çok uzaktı. Arap devletleri Gazze’nin yok olmasını alenen izledi ve bu noktada İran’ın stratejik ortaklığı da sürece dair etkin bir unsur olmadı maalesef. Üstelik Gazze’yi işgal eden İsrail şimdi hedefe Lübnan’ı koydu ve bütün şehirleri yakıp yıkıyor. Ardından sıra Golan’a gelecek. Yani Hizbullah’ın sahip olduğu onca füze ve savaş gücünü kullanma konusunda neyin beklendiğini hâlen bilmiyoruz.

"En büyük kaybımız İsmail Heniyye oldu"

İran’ın bölgesel ölçekte de olsa İsrail’e cephe açma isteksizliği, İsrail’i toplu katliamlar yanında daha büyük işgal projelerine itti. Bununla birlikte Hizbullah korumasında olan bölgede, hareketimizin en önemli isimlerin Salih Aruri suikastla şehit edildi. Gazze dışında başka yöneticilerimizi de şehit verdik. Tabii ki bu noktada en büyük kaybımız İsmail Heniyye oldu. Liderimiz verilen güvenceye binaen gittiği Tahran’da halen tam olarak açıklanmayan (bilmediğimiz) bir biçimde şehit edildi. Yani direniş bu bekleyiş sürecinde kan kaybetti ve kimse bu duruma dair herhangi bir açıklama yapmadı. Hiçbir biçimde olan biten analitik boyutta sorgulanamıyor. Bu belirsizlik tüm direniş unsurlarına zarar veriyor. Lübnan’daki telsiz-siber saldırılar ve Hizbullah’ın birçok yöneticisini hedef alan bombardımanlara en son Hasan Nasrallah’ın öldürülmesi eklendi. İsrail durmuyor çünkü direnişin mukavemet potansiyelini sahaya sürmemesi Netanyahu’yu daha fazla cesaretlendiriyor."

"Filistin direnişi her şeyini feda etmeye hazır"

Hamas’ın yetkin ismi, 7 Ekim’i tamamen kendi inisiyatifi ve savaş stratejisi dahilinde gerçekleştirdiğinin altını çizdikten sonra İran’la süreçte askerî iş birliğinin de normal seyrinde olduğunu kaydetti. İranlı yetkililerin Gazze, Kudüs ve Batı Şeria konusunda kararlılık göstergesi olarak ‘Dünya ticaretinin ana hatlarından Hürmüz ve kimyasal caydırıcılık kartını da kullanmakta tereddüt etmeyiz’ gibi taahhütleri olduğunu hatırlatan Hamaslı yetkili “Elbette Filistin direnişi bağımsızlık mücadelesine ve Müslümanların kutsal beldesi Kudüs ve Mescid-i Aksa için her şeyini feda etmeye devam edecek. Biz sadece işin İran boyutuna dair olan biteni anlamak istiyoruz” ifadelerine yer verdi.

İsrail’in korkunç katliamlarına rağmen Cumhurbaşkanı Reisi suikastı, Suriye’de üst düzey Devrim Muhafızları Komutanlarının öldürülmesi, Heniyye’nin şehit edilmesi ve daha birçok İsrail eylemine karşı İran’ın cılız karşılıkları büyük eleştiri aldı. Aradan geçen bir senelik dönemde Lübnan’da konuşlu olduğu iddia edilen etki gücü yüksek füzelerin neden ateşlenmediği soru işareti. Ayrıca İran’ın drone şovu ve Golan’da süren İsrail ilerlemesine karşı İran’ın kayıtsızlığı da bir diğer dikkat çekici gelişme. 

Hedef Suriye

Suriye’de 2011 halk ayaklanmasını korkunç katliamlar eşliğinde bastıran Esad’a en büyük desteği veren İran, ülkeden 7 milyon Sünni Müslüman’ın çıkmasını sağladı. Harabeye dönen şehirlere Şii milisleri yerleştiren Tahran yönetimi Lübnan’da artan bombardımanlara paralel Hizbullah yöneticilerinin ailelerini Hama, Halep, Humus, Şam ve Kuneytra bölgelerine taşımaya başladı. Suriyeli araştırmacı Ammar Celil, Halep, Şam, Humus dâhil onlarca bölgede şehir merkezlerindeki apartman ve çiftliklerin Hizbullah milislerinin ailelerine tahsis edildiğini kaydetti. Celil “Geçtiğimiz hafta İsrail, Humus’ta bir askerî üsse hava indirme operasyonu yaptı ve dört İranlı askerî uzmanı İsrail’e götürdü. Ardından Nasrallah saldırısı yapıldı. Şu an İsrail’e Lübnan sonrası ve belki de eş güdümlü saldırı koordinatları çiziliyor. Zaten parçalı durumdaki Suriye’nin İsrail tarafından işgali için bütün şartlar hazır. Bu şartları hazırlayan da sözde İsrail düşmanı İran ve Hizbullah” şeklinde konuştu. Suriye’de bir başka şoke edici gelişme ise Şam rejiminin Hizbullah’a ait askere alım bürolarını kapatması oldu.

İran’da birçok meydana, Hizbullah’ın öldürülen lideri Hasan Nasrallah’ın afişleri asılırken Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’dan dikkate değer bir açıklama geldi. Pezeşkiyan, İsmail Heniyye’nin suikastına misilleme yapmama karşılığında ABD’den ‘Gazze’de ateşkes sözü aldıklarını’ itiraf etti. Sürece dair İran-ABD-İsrail üçlüsünün hangi angajmanlara girdiği ve ne tür anlaşmalar yapıldığı merak konusu.

Yılmaz Bilgen, Türkiye Gazetesi