İsrail hapishanelerinde kadınlar işkence görüyor

Terörist İsrail hapishanelerindeki Filistinli kadın tutuklular çeşitli insan hakları kısıtlamalarının yanında çıplak aramaya tabi tutuluyor, tecavüzle tehdit ediliyor, zor ve acı verici durumlarda fotoğraflanıyor. Artan baskıların arasında uluslararası kadın kuruluşlarına, Filistinli tutuklu kadınlar için harekete geçme çağrısı yapılıyor.

Filistin Esirler Cemiyeti Basın Sorumlusu Emani Serahine, terörist İsrail'deki Damon ve Hasharon hapishaneleri ile soruşturma merkezlerinde 38'i anne 82 kadın tutuklunun bulunduğunu açıkladı. Resmi kayıtlara göre bu kadınlardan 8'inin Gazzeli olduğu ancak kamplardaki Gazzeli kadınların sayısı bilinmediği için gerçek rakamın onlarca olabileceği tahmin ediliyor. Serahine, başta kadınlar olmak üzere Gazze'den getirilen esirlerin durumlarının öğrenilmesi için uluslararası müdahale çağrısı yaptı.

7 Ekim'den bu yana 290 kadına gözaltı

Terörist İsrail, Batı Şeria ve 1948 sürecinde işgal edilen topraklarda 7 Ekim'den bu yana aralarında Gazzelilerin de olduğu 290 kadını gözaltına aldı. Kadınlar özellikle 7 Ekim'den sonra farklı düzeylerde işkence ve saldırılara maruz kaldı, eşlerine ve çocuklarına baskı yapılması için rehine olarak kullanıldı ve çok zor şartlar altında tutukluluklarını sürdürdü.

İsrail aylarca yerlerini gizlediği Gazzeli esirlerin yerlerini açıkladı

İsrail'in 9 ay sonra serbest bıraktığı Filistinli, işkencenin etkisiyle hâlâ kendisini hapiste sanıyor

İşgal altındaki Batı Şeria'nın güneyinde yer alan Beytüllahim kentinde yaşayan 5 çocuk babası Ubeyyat, İsrail'in 7 Ekim'den sonra Filistinlilere karşı başlattığı tutuklama dalgası sırasında gözaltına alındı. İsrail askeri yasaları uyarınca sanığın hakkındaki suçlamayı öğrenemeden demir parmaklıklar ardına gönderildiği "idari tutukluluk" uygulamasıyla hapsedilen Ubeyyat, İsrail hapishanelerinde geçirdiği 9 ayın ardından serbest bırakıldı.

Yaşadığı işkence ve zor şartların izlerini taşıyan Ubeyyat, tedavi için Beytüllahim'deki bir hastaneye nakledildi.

Ubeyyat, hastanede ailesi ve sevdiklerinin yanında olmasına rağmen gördüğü işkenceler nedeniyle hâlâ nerede olduğunu anlamakta zorlanıyor.

KKTC'nin laik-kemalist, 28 Şubatçıları hortladı KKTC'nin laik-kemalist, 28 Şubatçıları hortladı

"Bu gece beni dövmediler"

Yaşadığı işkencelerin etkisiyle konuşmakta zorluk çeken Ubeyyat'ın hâlâ daha hapishanede olduğunu düşündüğü görülüyor.

AA muhabirine konuşan Ubeyyat, "Her gece Rabbim büyük şeyler yapıyor. Bu gece beni dövmediler. Yüzü maskeli hapishane gardiyanları hücreme girdi ama beni dövmedi." dedi.

"Bazı mahkumların öldürüldüğünü gördüm"

İsrail'in güneyindeki Necef (Negev) Çölü'nde kaldığı hapishaneyi ABD'nin ağır işkence metotlarıyla ünlü "Guantanamo" hapishanesine benzeten Ubeyyat, şu ifadeleri kullandı:

"Bazı mahkumların öldürüldüğünü gördüm. Üzerimize ayakkabılarla bastılar. Gözaltına alındıktan sonra beni askeri sorguya aldılar. Bana 'katil' dediler. Ben kimseyi öldürmedim. Dövülmekten kafamda ve elimde çatlaklar oluştu. Hassas yerlerime, eskiden yaralı olduğum yerlerime vurdular. Öldüm ve siyah bir poşete kondum."

Durumunun kötü olduğunu dile getiren Ubeyyat, İsrail hapishanelerindeki Filistinli esirlerin kurtarılması için harekete geçilmesi çağrısı yaptı.

Ailesi ve sevdikleri ise konuşmakta zorluk çeken Ubeyyat'ın hâlâ daha kendisini hapishanede sandığını ve işkencenin psikolojik etkisi altında olduğunu aktardı.

"Oğlum sporcuydu, hapishaneye 110 kilo girdi 50 kilo çıktı"

Baba Halil Ubeyyat ise oğlunun hapisten başka biri olarak çıktığını belirterek, "Oğlum vücut geliştirme sporuyla ilgilenen atletik biriydi. 5 çocuk babasıydı, kasapta çalışıyordu. Akıcı şekilde konuşan ve sosyal biriydi. Bugün ise hafızasını kaybetmiş, neredeyse felçli, yürümekte dahi güçlük çeken zayıf bir vücutla döndü. Aile üyelerini de tanıyamıyor. Hapishaneye girdiğinde 110 kiloydu, şimdi neredeyse 50 kilo." dedi.

Acılı baba, oğlunun tutuklu bulunduğu tüm süre boyunca darp ve işkenceye maruz kaldığını düşündüklerini aktardı.

"Hâlâ hapishanede olduğunu düşündüğü zor bir travma içinde"

Muazzez Ubeyyat'ın tedavi gördüğü Beytüllahim'deki Arap Toplumu Hastanesi Başhekimi Dr. Nizar Kumsiye ise Muazzez'in vücudunda morluklar bulunduğuna işaret ederek, "Hâlâ hapishanede olduğunu düşündüğü zor bir travma içinde." dedi.

Ubeyyat için çok sayıda test yaptıklarını bunun sonuçlarına göre tedavisine başlanacağını aktaran Dr. Kumsiye, psikolojik durumunun düzelmesinin ise daha uzun zaman alacağını vurguladı.

İsrail'in Filistinlilere karşı yürüttüğü gözaltı ve tutuklama kampanyası

İsrail, "idari tutukluluk" adını verdiği uygulamayla Filistinlileri 1 aydan 6 aya kadar alıkoyabiliyor. Askeri mahkemeler, "İsrail'in güvenliği için tehlike teşkil ettiğine" karar vererek tutukluya hangi suçla itham edildiğini açıklamadan tutukluluk süresini 5 yıla kadar uzatabiliyor.

Filistin Esirler Cemiyetinin paylaştığı verilere göre, haklarındaki suçlamayı öğrenemeden İsrail hapishanelerinde tutulan aralarında kadın ve çocukların da olduğu 3 bin 380 Filistinli "idari tutuklu" bulunuyor.

Kadın tutuklulara yönelik işlenen suçlar

Filistin Kurtuluş Örgütüne bağlı Esirler ve Serbest Bırakılanlar Heyetinden bir avukatın, Damon Hapishanesi'ne gerçekleştirdiği ziyaret sırasında oluşturulan rapor, 9 Mayıs'ta heyetin Facebook sayfasından yayımlandı. Raporda, Filistinli kadınların tecrit edildiği, sürekli hakaret ve aşağılamalara maruz bırakıldığı, televizyon, radyo ve gazeteye erişimleri engellenerek dış dünyayla bağlantılarının kesildiği, psikolojilerinin ve maneviyatlarının bozulması için sürekli çalışıldığı aktarıldı. Raporda kadınlara özellikle 7 Ekim'den sonra artan dozda cezalar getirildiğine vurgu yapılıyor.

İçme suları kasıtlı olarak kirletiliyor

Rapora göre 7 Ekim'in ardından terörist İsrail hapishanelerindeki kadınlara ait tüm elektrikli aletlere el konuldu. Yiyeceklerin kalitesi düşürüldü ve miktarları asgarinin altına indirildi. Bunun dışında kantinler kapatıldı, aile ziyaretleri yasaklandı, kıyafet, battaniye ve kadın hijyen malzemesi erişimi kısıtlandı. En temel yaşam malzemesi olan içme suları kasıtlı olarak kirletildi, duş alma ve açık hava avlularındaki dinlenme saatleri düşürüldü.

Kadınlar tecavüzle tehdit ediliyor

Kadınların ayrıca, hapishane idaresi tarafından, sorgu sırasında, kliniğe gittiklerinde, avukatla görüştüklerinde veya gözaltında tutulduklarında darbedildiği, işkenceye maruz kaldığı, elleri, ayakları ve gözlerinin acımasızca bağlandığı aktarıldı. Tutsak kadınların çıplak aramaya tabi tutulduğu, tecavüzle tehdit edildiği, saçlarının çekildiği, yerlerde sürüklendikleri, zor ve acı verici durumlarda cep telefonlarıyla fotoğraflarının çekildiği ifade edildi. Kadınların genel durumunun zor ve endişe verici olduğuna vurgu yapılan raporda, Arap ve uluslararası kadın kuruluşları ile sosyal kurumlara, Filistinli tutuklu kadınlar için harekete geçme ve onları terörist İsrail'in sistematik suç makinesine terk etmeme çağrısı yapıldı.

5 gün boyunca prangalı şekilde hücrede tutuldu

Hapishanede ellerinin arkadan kelepçelendiğini bu yüzden sadece seslenebildiğini ancak kendisine su bile verilmediğini anlatan Racub, zincirlerle bağlı halde 5 gün boyunca hücre yatağında beklediğini söyledi. “Tutukluların arasından sürüklenerek beni hücreye aldılar. Hücrede ayaklarımdan zincirle prangaya vuruldum.” Çektiği acıyı artırmak için gardiyanların ayaklarını ezdiğini ve serbest kalmasının üzerinden günler geçmesine rağmen ellerinde ve ayaklarında hâlâ pranga ve kelepçe izleri olduğunu belirten Racub, hücrede kaldığı sırada gardiyanların kendisine ailesinin trafik kazası geçirdiğini ve çocuklarının öldüğüne dair yalan söyleyerek acısını daha da arttırdıklarını aktardı.

Hapishanede kaldığı süre boyunca tedavisinin engellendiğini ve cezaevi dışında kullandığı ilaçların kendisine verilmediğini aktaran Racub, hücre koşulları sebebiyle serbest bırakıldığı an sinir sisteminin bozulduğunu ve birkaç gün hafızasını yitirdiğini söyledi. Racub, mahkumların ciddi şekilde tedaviye ihtiyacı olduğunu belirterek Filistinli yetkililere mahkumların tabutla geri dönmemeleri için Uluslararası Ceza Mahkemesine başvurma çağrısında bulundu.

Filistin Esirler Cemiyeti: Mahkumlar sistematik işkencelere maruz kalıyor

Filistin Esirler Cemiyeti tarafından yapılan yazılı açıklamada, Filistinli tutukluların "tek kişilik hücrede tecrit edilme, sağlıksız koşullarda tutulma, sistematik baskınlar, tıbbi ihmal sonucu yavaş yavaş ölüme terk edilme" gibi uygulamalara maruz kaldığı belirtildi. Açıklamada, tutukluların 20 saate varan sorgulama seanslarından geçirildiği, uykusuz bırakıldığı, vücuttaki kan akışını durduran yöntemlerle bağlandığı, başlara kirli torbaların takılması, sandalyeye uzun süreli bağlama, dayak, tekme, tokat, aşağılama ve küfürlere maruz kalabildiği vurgulandı. Terörist İsrail makamlarının tutukluları aile fertlerini gözaltına almak, tecavüz etmek, evlerini yıkmak ve öldürmekle tehdit ettiği aktarılan açıklamada, tutukluların ayrıca banyo ve tuvaletten mahrum bırakıldığı, haftalarca kıyafet değiştirmelerine izin verilmediği, aşırı sıcak veya soğuğun yanı sıra gürültü ve tehdide maruz bırakıldığının altı çizildi.

Filistin Esirler Cemiyeti ve PLO'dan ortak rapor: 18 Filistinli şehit oldu

Filistin Esirler Cemiyeti ile Filistin Kurtuluş Örgütüne bağlı Esirler ve Serbest Bırakılanlar Heyeti, "26 Haziran İşkence Mağdurlarıyla Uluslararası Dayanışma Günü" münasebetiyle ortak bir rapor yayımladı. Raporda, ilgili kurumların verilerine göre, terörist İsrail'in Gazze'de başlattığı soykırım savaşı olan 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail hapishaneleri ve kamplarında tutulan Filistinlilerden en az 18'inin şehit olduğu kaydedildi. Kimlikleri açıklanmayan çok sayıda şehidin de bulunduğu aktarıldı.

İşkence, terörist İsrail’in sistematik uygulaması

İşkencenin, terörist İsrail'in işgalci yapısının temelini oluşturduğu, bu suçu bir yaklaşım olarak benimsediği ve bu yaklaşımı pekiştirmek için pek çok araç ve yöntem geliştirdiği ifade edildi. Uluslararası sistemin tutuklulara tanıdığı tüm hakların İsrail tarafından "işkence aracına" dönüştürüldüğü vurgulandı. Terörist İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Batı Şeria'da yaklaşık 9 bin 400 Filistinliyi gözaltına aldığı, Gazze'de ise binlerce Filistinliyi alıkoyduğu hatırlatıldı.

Cinsel saldırı ve kemik kırılmalarına kadar varan şiddet

Serbest bırakılan Filistinli tutukluların ifadelerine göre, gözaltı ve alıkoymanın ilk dakikasından itibaren bedensel ve psikolojik şiddet başlıyor. Filistinlilerin kamp, gözaltı ve sorgu merkezlerinde ailelerine ve kendilerine yönelik aşağılanma, hakaret, uykusuz bırakılma ve uzun saatler sorgulama gibi insanlık dışı uygulamalara maruz kaldığı aktarıldı. Tecavüz dahil olmak üzere cinsel saldırılar, ağır darplar ve işkencelerin sıkça uygulandığı; bazılarının bu işkenceler altında şehit olduğu, çoğunun ise kemiklerinde ciddi kırıklarla tedavi edilmeksizin bekletildiği bildirildi.

Ramzi Abbasi: “İsrail hapishaneleri bir cehennemdir”

Terörist İsrail hapishanelerinde yaklaşık 8 ay tutuklu kalan Filistinli aktivist Ramzi Abbasi, "İsrail hapishanelerindeki Filistinlilerin çoğu, istismar, işkence ve uluslararası hukukla güvence altına alınan temel haklardan yoksun bırakılarak çok zor koşullarda yaşıyor" dedi. 7 Ekim 2023’ten sonra hapishanelerdeki durumun cehenneme döndüğünü ifade eden Abbasi, bunu "gölge savaşı" olarak tanımladı.

“Filistin'de Gazze'deki savaşa paralel bir savaş var. İsrail işgali, cezaevlerindeki Filistinli tutukluları hedef aldı. Şu ana kadar 8 tutuklu şehit oldu. Her gün maruz kalınan ağır dayaklar sonucu morluklar ve kırıkları olan yüzlerce mahkum var. İsrail hapishanelerinin Guantanamo’ya benzetilmesi yerindedir.”

Kur’an-ı Kerim’e hakaret ve namaz yasağı

Abbasi, Nakab hapishanesindeki en ağır işkenceleri şöyle anlattı: “Güneşi görmemiz yasaklandı. Günde üç kez dövülüyorduk. Namaz kılmamız engellendi. Kur’an-ı Kerim yırtılıp tuvalete konuldu. Filistinli tutuklulara karşı cinsel tacizler de var. Ben çıktım ama içeride on binden fazla kardeşim kaldı.”

“Bizi yıldırmak istiyorlar ama biz teslim olmayacağız”

Abbasi, “Bu işkenceler bizi etkilemiyor, biz hapishanelerde daha fazla yüceliyoruz. Allah’ın kullarıyla olduğuna, bu kapalı kapının açılacağına ve tutukluların geri döneceğine inanıyoruz. Terörist İsrail’in bahaneye ihtiyacı yok. Mesele 7 Ekim değil, 1948'de başlayan işgal düzenidir” ifadelerini kullandı.

Gazze'deki Hükümet: 36 Filistinli işkenceyle şehit oldu

Gazze'deki Filistin hükümetine bağlı Esirler ve Serbest Bırakılanlar Bakanlığı'ndan terörist İsrail'in alıkoyduğu Filistinlilere ilişkin yapılan yazılı açıklama, hükümetin Medya Ofisi tarafından duyuruldu. Açıklamada, terörist İsrail'in alıkoyduğu Gazzelilerden 36’sının işkenceyle şehit olduğu bildirildi. 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana alıkonulması sonrası toplamda 54 Filistinlinin şehit olduğu belirtildi.

"Vahşi köpekler alıkonulanların üzerine salınıyor"

Açıklamada, “İsrail hapishanelerinde esirlerin yaşadığı felaketin boyutu çok büyük. Esirler benzeri görülmemiş korkunç ve insanlık dışı yaşam koşullarıyla karşı karşıya. Terörist İsrail, başta alıkoyma suçu olmak üzere, Gazzeli esirlere karşı insanlık suçu işlemeye devam ediyor. Uluslararası kurumların ihmali nedeniyle İsrail hapishaneleri binlerce Filistinli esir için toplu mezar haline geldi” denildi.

Elektroşok, zincirleme, aç bırakma, delici aletlerle işkence

Açıklamada alıkonulan Filistinlilere karşı, ellerin ve ayakların bağlanması, gözlerin uzun süre bağlanması, elektrikle idam, sistematik aç bırakma, zincirlerle asma ve vücudunun keskin bir aletle delinmesi gibi çeşitli işkenceler yapıldığı aktarıldı. Tıbbi bakımın kasıtlı olarak engellendiği, vahşi köpeklerin mahkumların üzerine salındığı ifade edildi. Uluslararası insan hakları kuruluşlarına, “İsrail cezaevlerini ve tüm gözaltı merkezlerini ziyaret ederek tutukluların maruz kaldığı ağır ihlallerin ve vahşi suçların tespit edilmesi” çağrısı yapıldı.