ABD üniversitelerinde, İsrail’in Gazze’ye yönelik katliamına karşı protestolar yeni akademik yılın başlamasıyla tekrar yoğunlaştı. Öğrenciler, İsrail’in Filistin topraklarındaki işgali ve Gazze’deki saldırıları nedeniyle üniversitelerinden İsrail’e destek veren yatırımları durdurmalarını talep ediyor. Ancak üniversite yönetimlerinin bu taleplere karşı sert tutumları dikkat çekiyor.
Örneğin, Columbia Üniversitesi’nde Başkan Minouche Shafik'in istifası sonrası, kampüse girişler sadece kimlik kartı olanlara izin verilerek sınırlandırıldı ve kampüste protesto düzenlemek zorlaştırıldı. Protesto alanlarına erişim engellenirken, yeşil alanlar çitlerle çevrildi ve protesto kampları yasaklandı. Üniversitenin yeni protesto yönergeleri, protestoların önceden bildirilmesini zorunlu kılarken, üniversite faaliyetlerini engelleyen gösterilerin yasaklanacağını belirtiyor.
Benzer şekilde New York Üniversitesi de Filistin yanlısı protestoları bastırmak için yeni tedbirler aldı. Üniversite, “Siyonist” kimliğini koruma altına alarak, Siyonizm karşıtı görüşleri üniversitenin ayrımcılık ve taciz politikalarına aykırı olarak değerlendirmeye başladı. Bu adımla Filistin yanlısı aktivistlerin ifade özgürlüğü kısıtlanıyor.
Kaliforniya eyaletindeki üniversitelerde de benzer kısıtlamalar uygulanıyor. Kaliforniya Üniversitesi yönetimi, kampüslerde “sıfır tolerans” politikası uygulayarak, protestoları, kamp kurmayı ve kimlik gizlemeyi yasakladı. Kaliforniya Eyalet Üniversitesi sistemi de öğrencilerin ve akademisyenlerin protesto haklarını sınırlandıran yeni kurallar getirdi. Protesto çadırları kurmak, binaları işgal etmek ve kimliği gizlemek gibi eylemler artık yasak.
Bu baskıcı politikalar, öğrenci ve akademisyenlerin tepkisine yol açarken, üniversitelerin toplumsal değişim ve adalet arayışında önemli bir rol oynaması gerektiği vurgulanıyor. İsrail'in Gazze'deki saldırıları devam ederken, Filistin yanlısı seslerin bastırılmaya çalışılması, akademik özgürlüğün mesele Siyonizm olunca işlemediği görülüyor. Üniversitelerin bu duruşu, özellikle neoliberal sistemin bir yansıması olarak görülüyor ve yükseköğrenim kurumlarının artık sosyal değişimin öncüsü olmaktan ziyade, finansal çıkarlarını koruyan birer ticari işletme haline geldikleri eleştirisi yapılıyor.
ABD'deki bu baskı ortamında, öğrenciler ve akademisyenler, Filistin’deki adalet arayışlarını sürdürmeye devam edeceklerini belirtiyorlar. Ancak üniversite yönetimlerinin bu protestoları bastırma girişimlerinin, uzun vadede yükseköğrenim kurumlarının tarihi misyonuna zarar vereceği ve bu süreçte yanlış tarafta kalacakları uyarısında bulunuluyor.
Al Jazeera