Hamas’ın silahlı kanadı El-Kassam Tugayları Komutanı Muhammed ed-Dayf (Ebu Halid) karanlık bir görüntü içerisinde net, yüksek ve doğrudan bir sesle İsrail’e karşı ‘Aksa Tufanı’ operasyonunu başlattıklarını ve 1973 yılında Mısır’ın Süveyş Kanalı’nı geçip İsrail ile olan ateşkes hatlarını aşmasından beri İsrail’i yaşamadığı bir pozisyona sokarak birkaç saat içinde ateş altına aldıklarını duyurdu. Füzeler Tel Aviv ve Kudüs’e, yerleşim yerlerine, Kibbutzlar bölgesine, İsrail bölgelerine düştü ve bu yerler tamamen Kassam savaşçıları, yani Dayf’ın askerleri tarafından kontrol altına alındı.

Dayf’ın talimatlarıyla karadan, denizden ve havadan Hamas Hareketi mensupları harekete geçti, İsrail bölgelerini kontrol altına aldı, İsraillileri öldürdü ve bir kısmını da Gazze Şeridi’ne götürdü. Buradan bir savaşın başlatılmasında veya sonlandırılmasında Dayf’ın ciddi derecede söz sahibi olduğu bir kez daha anlaşılıyor.

dayfrestore

(Dayf’ın üç fotoğrafı var; biri çok eski, ikincisi maskeli, üçüncüsü de gölgesinin fotoğrafı)

Peki Dayf kim?

Ailesi ve Hamas’ın küçük bir grubu dışında kimse kendisini tanımıyor. Büyük olasılıkla, bir noktada hepsi, İsrail’in on yıllardır peşinde olduğu ve arananlar listesinin başında geldiği adamın nerede olduğunu bilmiyor.

Dayf’ın üç fotoğrafı var; biri çok eski, ikincisi maskeli, üçüncüsü de gölgesinin fotoğrafı. Dünyanın en güçlü istihbaratına sahip olmakla övünen İsrail’in bile elinde Dayf’ın yeni bir fotoğrafı yok.

Ocak 2011’de annesi vefat ettiğinde tüm Hamas liderleri cenaze törenine katıldı. Kendisi geldi mi gelmedi mi bilinmiyor. O dönem kimileri geldiğini ama hiç kimsenin bilmediğini söyledi. Bazıları güvenlik nedeniyle hiç gelmediğini öne sürdü. Bir kısmı da yaşlı bir adam kılığına girerek annesine veda edip gittiğini iddia etti.

Teknolojiyi kullanmıyor. Akıllı ve kıvrak zekalı biri. Görünmeyi sevmiyor. İsrail ile yeni bir çatışmanın başlayacağını duyuracağı zamanlarda nadiren sesli mesajlar yayınlamak zorunda kalıyor.

Yaklaşık 30 yıldır Dayf ortalarda görünmüyor. Ya da durum, Gazze’deki insanların Şarku’l Avsat’ın sorusuna verdiği cevaptaki gibi “Ona baksaydık da tanımazdık” noktasında.

Dayf’ın bu yüksek güvenlik hassasiyeti, İsrail’in kendisine defalarca ulaşamamasını açıklayabilir.

1990’ların ortasından beri İsrail Dayf’ın başını istiyor. Hatta 1996’da dönemin Başbakanı Şimon Peres bile Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat’tan Dayf’ı tutuklamasını istemiş ve Arafat da sanki neyden bahsedildiğini bilmiyormuş gibi bu ismi duyunca garipsemişti. Daha sonra Peres Arafat’ın Dayf’ı koruduğunu, sakladığını ve onun hakkında yalan söylediğini fark ettiğini söylemişti. İsrail onu birden fazla kez öldürmeye çalıştı, iki kez de yaraladı.

Gençler kumar bağımlılığıyla boğuşuyor Gençler kumar bağımlılığıyla boğuşuyor

glg

Gerçek adı Muhammed Diyab İbrahim el-Masri ise de Dayf lakabıyla biliniyor. 1965 yılında, El-Kubeybe beldesinden Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus kampına yerleşen Filistinli bir mülteci ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Çok fakir bir ailede büyüyen Muhammed ailesini desteklemek için geçici olarak okulu bırakmak zorunda kaldı. Babasıyla birlikte iplikçilik ve döşemecilik yaptı ve ardından kümes hayvanlarından geçimini sağlamak için küçük bir yer kurdu. Ayrıca İsrail tarafından aranmadan önce şoför olarak çalıştı.

Büyüdüğü mahalledeki arkadaşları onun nazik olduğunu, iyi bir mizah anlayışına sahip olduğunu, iyi kalpli olduğunu ve içine kapanmaya meyilli olduğunu söylüyor. Dayf, camilerle olan ilişkisi sayesinde 1987’nin sonunda Hamas Hareketi’ne katıldı. Eğitimine geri dönen Dayf, Gazze İslam Üniversitesi’ne gidip 1988 yılında lisans diplomasını alarak mezun oldu.

Bu süre zarfında Dayf, tiyatro işleriyle ilgilenen El-Aidun (Dönenler) adlı İslami bir sanat ekibi oluşturdu. Oyunculuğa olan tutkusuyla bilinen Dayf, tiyatroda tarihi şahsiyetler de dahil olmak üzere birçok rol üstlendi. Dayf, İslam Üniversitesi Öğrenci Konseyi’ndeki faaliyetleri sırasında sanat komitesinden sorumluydu.

1989 yılında İsrail tarafından tutuklandı ve Hamas’ın askeri koluna çalıştığı suçlamasıyla 16 ay boyunca işgal hapishanelerinde yargılanmadan tutuklu kaldı. Dayf hapishaneden çıktıktan sonra beraberindekilerle Kassam’ı kurdu. 1990’lı yıllarda İsrail’e karşı sayısız operasyonun başında bulundu ve bunlara katıldı.

Filistin Yönetimi Dayf’ı Mayıs 2000’de İsrail'in talebi üzerine tutukladı. Yetkililerle ilişkileri gelişmiş ve iyi olup anlaşmalar kapsamında tutuklanmıştı.

2002 yılında başkomutan Salah Şehade’nin öldürülmesinin ardından Kassam Tugayları’nın komutasını devraldı. İlk suikast girişimine 2001 yılında maruz kaldı ancak hayatta kaldı. Bir yıl sonra bir Apache helikopterinin Dayf’ın aracına iki füze fırlatmasıyla ikinci bir girişime maruz kaldı. İçlerinden biri Dayf’ı yaraladı ve Hamas lideri doktor Abdulaziz er-Rantisi (2004’te suikaste kurban gitti) tarafından bilinmeyen bir yerde tedavi edildi.

2003 yılında bir İsrail uçağı Gazze şehrindeki bir evde Dayf’a ve bazı Hamas liderlerine suikast girişiminde bulundu. Ancak füze yanlış yere çarptı. Üç yıl sonra, 2006’da Dayf’ın Kassam liderleriyle buluştuğu eve yüksek patlayıcılı bir füze isabet etti ve Dayf bir kez daha hayatta kaldı. Ancak İsrail Dayf’ın ciddi şekilde yaralandığını söyledi. İsrailli yetkililer, Dayf’ın kötürüm kaldığını ve bir gözünü kaybettiğini öne sürüyor. Ancak Hamas bunun doğru olup olmadığına dair herhangi sinyal vermedi.

Geçen yıllarda Dayf yalnızca iki kez kayıtlarda göründü. Bunlarda karanlık bir görüntüsü olan ve yalnızca yarısı görünen bir hayalet gibiydi. Ardından yıllar sonra ayakları üzerinde dururken maskeli olarak göründü.

Filistinliler Dayf’ı Savunma Bakanı olarak adlandırmayı severken, İsrail’de yılanın başı olarak addediliyor.

turkishaawsat