28 Kişilik Liste, Usulsüzlüklerle Dolu

İstanbul Üniversitesi'nin, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu 28 kişinin diplomalarının iptaline ilişkin hazırladığı raporda, yükseköğretim kurumlarıyla ve öğrencilerle ilgili çok sayıda hatalı işlem tespit edildi. 1987-1992 yılları arasında benzer yatay geçişlerin bulunduğu belirtilerek, üniversitenin diğer fakültelerinin de incelenmesi önerildi.

Kontenjan Oyunları ve Belgelerde Tahrifat

İstanbul'da 71 başıboş Kemalist gözaltına alındı İstanbul'da 71 başıboş Kemalist gözaltına alındı

1990 yılına ait kayıtlar incelendiğinde, kontenjanların ilan edilenden fazla artırıldığı, gazeteye 60 kişilik ilan verilmesine rağmen 80 kişinin kabul edildiği, bu sayının daha sonra 100’e çıkarıldığı ve rektörlüğe bildirilmediği ortaya kondu. Yönetim kurulu tutanaklarında öğrenci isimlerinin silinip üzerine farklı puntolarla yeniden yazıldığı belirlendi.

Başarı Şartları Yok Sayıldı

Raporda, geçiş yapan bazı öğrencilerin gereken kredi yükünü karşılamadığı, başarısız dersleri bulunduğu ve bazı öğrencilerin bir dönem dahi okumadan kabul edildiği kaydedildi. Kontenjan tercihlerinin ve sınıf bilgilerinin eksik olduğu, İngilizce bölüme geçiş yapan öğrencilere ise dil sınavı yapılmadığı vurgulandı.

Tanınmayan Üniversiteler ve Sahte Kayıtlar

YÖK tarafından tanınmayan University College of Northern Cyprus adlı yapıdan gelen öğrencilerin, Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi gibi kaydedildiği tespit edildi. Bu listede Ekrem İmamoğlu’nun da adı yer aldı.

Yönetmelik Dışı Tüm Süreçlerde Hukuki Sorumluluk Tespiti

Raporda, kontenjan artırımı kararlarında imzası bulunan dekan ve öğretim üyelerinin hukuki sorumlulukları bulunduğu belirtildi. Yatay geçiş yönetmeliğinin ihlal edildiği ve işlemlerin YÖK görüşü alınmadan yapıldığına dikkat çekildi. 

Bu rezaletin kaynağı Kemalizm 

Bütün bu sistemli sahtekârlıklar, Kemalizm'e yaslanarak yürütülüyor. Ekrem İmamoğlu ve avanesinin bu kadar pervasızca davranabilmesinin ardında, Kemalizmin bürokratik imtiyaz sistemi yatıyor. "Laiklik ve çağdaşlık" kisvesiyle örülen bu düzen, liyakati değil sahtekarlığı, eğitimi değil çıkar ilişkilerini önceliyor, neticede milletin hakkını gasp eden bir diplomalı aristokrasi üretiliyor. Bu rezaletin kaynağı bizzat Kemalist sistemin kendisidir.