İstanbul Üniversitesi'nde Osmanlıca'nın da aralarında olduğu 30 farklı dil arasında tercüme “Transleyt” platformunun tanıtım toplantısı yapıldı.

CIA Direktörü, Gazze'de esir takası müzakereleri için Katar'a gidecek CIA Direktörü, Gazze'de esir takası müzakereleri için Katar'a gidecek

Lansmanda platformu geliştiricilerinden Sadi Özgür tanıtırken; Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın, Prof. Dr. Hayati Develi, Prof. Dr. Mehmet Ölmez, Prof. Dr. Cemal Demircioğlu, yayıncı Saadet Özen ve diğer geliştirici Fatih Kadir Akın birer konuşma yaptı.

O isimlerden olan Prof. Hayati Develi, Türkçenin “alfabe değişikliği travmasını” atlatması gerektiğini vurgulayarak “Biz bir alfabe değişikliği travması yaşadık. Eski metinleri okuyamaz ve anlayamaz hâle geldik. Bu yüzden yıllarca birçok akademisyen Osmanlı Türkçesi metinleri çevirerek ünvanlar aldı. Ancak sadece metni çevirmek bilim değildir; yorumlamak, teori birikimi oluşturmak ve medeniyete katkı sunmak gerekir. Şimdi Türkçenin Yunus’tan bugüne gelen birikimini anlamaya yarayacak bir şey lazım. Bu sebeple Transleyt projesi beni çok heyecanlandırdı. Elbette hiçbir yazılım insan kadar doğru tercüme yapamaz. Yapay zekânın da yanlışları var. Ancak ileride Türkçeyi çok iyi öğrenecektir!” dedi. 

Prof. Mehmet Ölmez ise yapay zekânın Osmanlıca metinleri günümüze çevirmede bazı sıkıntılar yaşayabileceğini de örnek kelimeler üzerinden anlattı ama “Elbette bu çözülecektir. Teknolojiye karşı kavga olmaz” ifadelerini kullandı. Ölmez, konuşmasında Türkçe kadar dünyada alfabe değiştiren başka bir dil olmadığını kaydederek “Alfabeler aslında dinle alakalıdır. Bir din değiştiren o dinin alfabesini de kabul eder. Mesela Budizme girenler Nagari alfabesini kullanmışlardır” ifadelerini kullandı. Saadet Özen ise bir iletişim devriminin tam ortasında olduğumuzu vurgulayarak “Bugünün ileride anılacağını düşünüyorum. Platformun yayıncılığa avantajları var. İyi çevirmenler için iyi bir yardımcıdır ve çok faydalıdır. Osmanlıcayı anlamlandırmaya dair daha iyi bir ortam oluşturabilir” dedi.

Prof. Dr. Cemal Demircioğlu da “Transylet devletimizin sahip çıkması gereken çok önemli bir proje. Eksikleri olabilir ama elbette gelişecek. Orta Asya’dan başlayan Türk yazı ve çeviri serüvenimize de büyük veriler sağlayacaktır” diye konuştu. 

Harf İnkılabı ile Müslümanlar İslam kültüründen ve tarihinden uzaklaştırıldı

Harf İnkılabı, Türkiye Cumhuriyeti'nin 1928 yılında Arap alfabesinden Latin alfabesine geçişi olarak tanımlanır. Bu değişiklik, Türk milletinin İslam kültürü ve tarihinden koparılması ve Batı medeniyetine entegre edilmesi amacıyla yapılmıştır. İnkılap, eski alfabeyi kullanmaya devam edenleri cezalandırmış, Türk toplumunun kültürel ve dini hafızasına zarar vermiştir. İnönü ve dönemin diğer liderleri, bu değişikliğin toplumu modernleştireceğini savunmuş, ancak eleştirilere göre bu süreç, Türk milletini kendi tarihinden ve kültürel köklerinden uzaklaştırmıştır.

Bu proje, Türkiye'nin Batı kültürüne entegrasyonunu hızlandırmayı ve Osmanlı/İslam kültüründen kopmayı amaçlamıştır. İsmet İnönü ve dönemin diğer liderleri tarafından öne sürülen başlıca gerekçe, okuma-yazma öğreniminin kolaylaştırılması olmuş, ancak gerçek motivasyonun kültürel dönüşüm ve modernleşme olduğu vurgulanmıştır. İnönü'nün zaman içindeki açıklamaları, harf değişikliğinin aslında Batı medeniyetine geçişin bir aracı olarak görüldüğünü açıkça ortaya koymuştur.

Kaynak: Baran Dergisi, Türkiye Gazetesi