Bir para birimini altına endekslemek, o para biriminin altın fiyatına bağlı olarak değer kazanıp kaybetmesi anlamına gelir.
Altına endeksleme, çoğunlukla para biriminin değerini korumak veya enflasyona karşı korunmak amacıyla kullanılır. Altın değerli bir varlık olarak kabul edilir ve zaman içinde değerini koruyabilen bir yatırım vasıtasıdır. Özellikle enflasyon ve diğer para birimleri karşısında değer kaybeden Türk Lirası için bir çaredir parayı altına endekslemek!
Kronik hasta: Türk Lirası
Dolar/TL paritesinde yükseliş sürerken dolar kuru, yeni haftaya 21,38'i test ederek yeni rekor seviyesinden başladı. Türk Lirası tabir yerindeyse can çekişiyor.
Ülkemizde artık kronik hâle gelmiş iktisadî krizleri yalnız tek bir sebebe irca etmek elbette söz konusu değil. Yalnız bir krize çözüm getirilmek istendiğinde de bir yerden başlamak gerek ve bize kalırsa ülkemizdeki tüm iktisadî faaliyetlerin merkezinde yer alan Türk Lirası’nı ele alarak işe başlamak gerekiyor.
Para, en umumî tabire göre mübadele, değiş tokuş vasıtası. Paradan yerine getirmesi beklenen fonksiyonlar ise mübadele vasıtası olması, standart kıymet ölçüsü olması ve tasarruf vasıtası olması.
Türkiye’de bugün market alışverişi dışında Türk Lirası üzerinden yapılan pek bir alışveriş kalmamış vaziyette. Bunun dışında kalan diğer alışverişin fiyatlandırması da yine döviz üzerinden anlık olarak gerçekleştirildiği için Türk Lirası bir mübadele vasıtası olmaktan ziyade elde edilen kazancın dövize aktarılması noktasında ancak bir ara bir mübadele vasıtası muamelesi görüyor.
Dolar ve Euro karşısında sürekli kan kaybeden Türk Lirası altına bağlanırsa ne olur?
Altına endeksli liraya geçilmesinden sonra paranın değeriyle bugünkü gibi oynanamayacağı, yüksek enflasyon, yüksek kur, yüksek faiz gibi ler Türkiye’nin gündeminden çıkacağından, para üzerinden para kazanma imkânı daralacak, servet ve tasarruf sahipleri daha fazla gelir elde etmek için üretime yönelmek zorunda kalacaktır. Bu da tabiî olarak durağanlaşan ekonomiye dinamizm getirecek ve para sirkülasyonun hızlanmasına, servetin tabana doğru yayılmasına ve dolayısıyla hakiki bir iktisadî büyümeye sebeb teşkil edecektir.
Türk Altın Lirası’nın yabancı paralar karşısında satın alma gücünü muhafaza ediyor olması dolayısıyla memleket içindeki, adına sunî kazanç diyebileceğimiz birçok rant kapısı da bu vesileyle kapanmış olacaktır.
Amerikan doları başta olmak üzere diğer paraların altın karşısında sürekli olarak değer kaybediyor oluşları uzun vadede Türk Altın Lirası’nın aşırı değerlenmesine, bu da ithalat hacminin artmasına, ihracatta Türkiye’nin elinin zayıflamasına, üretimin daralmasına buradan da zincirleme bir şekilde işsizliğe kadar pek çok menfîliğe vesile teşkil edebilir diye düşünülebilir. Oysaki böylesi bir değişim Türkiye’de sadece emeğin maliyetini arttıracaktır; üretimde kullanılan emtia milletlerarası borsalarda fiyatlanmaya devam edeceği için nisbî mânâda üretilen malın fiyatlanması noktasında bunun dışında bir fark olmayacaktır. Cari açık noktasından hadiseye yanaşacak olursak, bugün zaten Çin’den gelen ithâl mallarının fiyatı Türkiye’de üretimi yapılan aynı ürünün maliyetinin bile altında fiyatlanmaktadır. Bugün nasıl ki gümrük vergileri ve kısıtlamaları üzerinden bu vaziyete karşı tedbir alınıyorsa, yarın da aynı şekilde cari açığın dengelenmesi bu yol ile sağlanabilir.
Türk Lirası’nın altına endekslenmesi ve bunun neticesinde hem paranın fonksiyonlarını geri kazanması ve hem de stabilizasyonun sağlanması ise iktidara, Türkiye ekonomisindeki diğer meseleler üzerinde cerrahî operasyon yapma imkânını bile sağlayacaktır.
Yol budur: Türk Altın Lirası!
Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşadığı kronikleşmiş ekonomik krizlerin çözümü yolunda, yâni hem sorunların bazılarını direkt olarak çözüme kavuşturacak, hem de geri kalan sorunlara neşter vurulabilmesinin yolunu açacak çözümü böylelikle ifâde etmiş oluyoruz. Samimi olarak Türkiye ekonomisinin sorunlarını çözmek isteyenler için yol budur.
Görüldüğü üzere bugün Türkiye ekonomisine kaşıkla verip kepçeyle almak için bile kimselerin yanaşmadığı şu konjonktürde, dünya çapında bir değişim ve dönüşüme de ön ayak olması muhtemel, ihtilâl çapındaki bu adımı atmaktan başka bir çare kalmamıştır.
Yok, bunun yerine “Bugün faizi arttır, yarın döviz de artsın, sonra bir daha faizi arttır, yok böyle olmadı bu sefer Merkez Bankası başkanını değiştir, faizi düşür döviz artsın, sonra yine faizi arttır, sonra başkanı bir daha değiştir.” şeklinde ekonomi siyaseti sürdürülmek isteniyorsa, bunun bedelini yalnız vatandaşın değil, iktidardaki siyasîlerin de ödeyeceği geçmiş seçimlere bakılarak pekâlâ anlaşılabilir.
***
Türk Lirası’ndan altına endeksli Türk Lirası'na geçilmesi elbette ki tek başına kocakarı ilacı hesabı Türkiye ekonomisinin bütün dertlerine deva olacak değil; fakat Türkiye ekonomisinin sorunlarının çözümü noktasında mükemmel bir başlangıç noktası olacaktır.
Bu meseleye dair şu içerikleri de okuyabilirsiniz:
Türkiye altına hücum etti: Sırada altına endeksli lira mı var?
Türk Altın Lirası’ndan Sonraki Adım: Büyük Doğu Ticaret Birliği
Baran Dergisi