Suriye savaşından Ukrayna savaşına varana kadar mültecilerin nefes almak için canını attığı Avrupa ülkeleri sığınmacıları bambaşka bir akıbete sürüklüyor. Binlerce çocuğun kaybolduğu, insan tacirlerinin, organ mafyasının eline düştüğü, fuhuş için çalıştırıldığı Avrupa’da bir de sefalet içinde yaşıyorlar.

Kendi çıkarları için Ortadoğu’yu kana bulayan Batı medeniyeti, had safhaya ulaşan mülteci akınından ve bundan doğan krizden çıkamıyor.

Mülteciler sokakta yaşıyor

AA’nın haberine göre Uluslararası Af Örgütü tarafından yayınlanan yıllık raporun Belçika'ya ayrılan kısmında, ülkenin mülteci kabulü politikası, sığınmacıların durumu ve hapishanelerdeki şartların eksikliğine yer verildi.

Belçika'nın, "Avrupa Birliği'nin (AB) her sığınmacıya yiyecek, barınak ve sağlık hizmetlerine erişim sağlama yükümlülüğünü" yerine getirmediği gerekçesiyle açılan davalarda mahkûm edildiğine dikkati çeken Örgüt, ülkenin sığınmacılara yeterli yardım sağlamadığını ifade etti.

Örgütün Belçika şubesinin direktörü Carine Thibaut, hükümetin yol açtığı "sığınmacı kabulü krizinin" 2,5 yıldır devam ettiğini belirterek, "Bu kriz, binlerce insanı aylarca sokaklarda yaşamaya zorluyor, bu da onurlarını ve insan haklarını ciddi şekilde zedeliyor." değerlendirmesinde bulundu.

İngiliz National Housing Partisi: "Ülkemizi İslami fikirler değil, Yahudi fikirleri yok ediyor" İngiliz National Housing Partisi: "Ülkemizi İslami fikirler değil, Yahudi fikirleri yok ediyor"

Hükümet adım atmıyor

Thibaut, Belçika adına verilen binlerce mahkumiyet kararının hükümet tarafından görmezden gelindiğini, hükümetin durumu iyileştirmek için adım atmadığını ifade etti.

Örgüt, ülkedeki hapishane koşullarını da "felaket" olarak nitelendirerek, hapishanelerin "aşırı kalabalık ve harap halde olduğunu", tutukluların insan haklarını ihlal edecek seviyede temel hizmetlere erişiminde eksiklikler bulunduğunu bildirdi.

Thibaut, "Hem kabul krizi hem de cezaevlerindeki içler acısı durum esas olarak yetkililerimize atfedilebilir ve siyasi tercihlerin sonucudur." ifadesini kullandı.

Barınacak yerlerle ilgili yaşanan kriz

Belçika'da sığınma başvurusu yapmak isteyenlere barınacak yer bulunmamasıyla ilgili uzun süredir kriz yaşanıyor.

Avrupa İstatistik Ofisi verilerine göre, Belçika'da 2020'de 12 bin 905 olan sığınma başvurusu sayısı 2022'de 32 bin 100'e yükseldi.

Devlet, mülteci kabul merkezlerinin kapasitelerinin dolmasını gerekçe göstererek yükümlülüğünü yerine getirmiyor.

Gönüllü avukatlar, Brüksel mahkemelerinde Belçika Federal Sığınmacı Kabul Kurumu ve devlete karşı binlerce dava kazanıyor. Avukatlar, mahkeme kararlarına riayet edilmemesi üzerine sığınmacıların davalarını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) taşıyor.

AİHM, bugüne dek 5 kez yüzlerce sığınmacıya barınma sağlamaması nedeniyle Belçika aleyhine ihtiyati tedbir kararı aldı ancak uluslararası koruma isteyen sığınmacılar, sokaklarda kalmaya devam ediyor.

108,4 milyon kişi zorla yerinden edilmiş durumda

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) yıllık olarak “Zorla Yerinden Edilmede Küresel Eğilimler” raporuna göre 2022 sonu itibarıyla dünyada 108,4 milyon zorla yerinden edilmiş nüfus bulunuyor. Bu nüfusun 35,3 milyonu ise mülteci.