İsveç'in başkenti Stockholm'de mutad olduğu üzere öldürülmesi gereken bir alçak tarafından Stockholm Camii önünde polis koruması altında Kur'an-ı Kerim yakıldı.
Dışişleri Bakanlığı da ticari ve diplomatik ilişkiyi kesmek yerine her zamanki gibi kınayarak geçiştirilmemesi gereken hadiseyi geçiştirdi.
Hadise Türkiye'de de her zamanki gibi sönük kaldı. Ne bir eylem ne de bir çalışma başlatıldı. Hiçbir bürokratın nefislerine dokunmadıkları sürece de bir tivit atmayı bile kendilerinde fazlalık gördü.
"Kur'an'a hakareti büyütmek lüzumsuz"
Tarihçi Ekrem Buğra Ekinci de hepsinin düşüncelerini bir tivitle dile getirerek aşağılık bir paylaşımda bulundu.
Ekinci, “Bazı Avrupa şehirlerinde Kur'an-ı kerimin yakılmasına bir müslüman nasıl bakmalıdır?
Cevap: Umumiyetle cahil veya akıl hastası ya da prokovatör kişilerin yaptığı bu gibi densizce hadiseleri büyütmek lüzumsuzdur. Kur'an-ı kerim, Cenab-ı Peygamber ve İslamiyet, bu kişilerin tecavüzleriyle zarar görecek kadar zayıf değildir.”
Allah Rasulü nasıl tavır alırdı?
Tarihçi Ekinci belli ki, dinimiz tahkir altında iken ne yapılması gerektiğini bilmiyor. Peygamber Efendimiz'in bu gibi hadiselerde nasıl tavır aldığını şu misalle gösterelim:
“Bir gün, Müslüman bir kadın, Bir Yahudi’nin kuyumcu dükkânına gitmişti. İhtiyacı olan bir şeyi alacak ve dönecekti. Tabii örtülü, yüzü ve her tarafı kapalı. Hain Yahudi’nin damarlarındaki zehirli kan beynine hücum etti ve Müslüman kadının yüzünü görmek istedi ve kadına bunu teklif etti. Namus ve iffet timsali Müslüman kadın razı olmadı. Şeytan Yahudi bir plan kurdu, gizlice kadının sarkan örtüsünü bir tarafa iliştirdi. Hiçbir şeyden haberi olmayan kadın işini bitirip yerinden kalktı ve bir adım atar atmaz örtüsü düşüverdi. İffet abidesi Müslüman hatunun başı açıldı ve kadın çığlığı bastı. Yahudiler üşüşüp kahkahalarla manzaraya bakıyorlardı.
O sırada yoldan geçen bir Müslüman, bu iğrenç Yahudilerin yaptığı rezaleti gördü, birden irkildi ve bir aslan gibi kükreyip kapıdan içeri daldı, bir vuruşta Yahudiyi cansız yere serdi.
Yahudiler sırtlanlarla döndü ve hep birden o Müslümanın üstüne atılıp onu oracıkta şehid ettiler.
Bu hadise, bardağı taşıran son damla oldu, Yahudilerle Müslümanlar arasındaki ilk hesaplaşma da böylece başladı.
İnsanlığın Efendisi derhal silahlandılar ve sahabilerinin başına geçip Beni Kaynuka üzerine yürüdüler. Ve Yahudi oymağını kuşattılar. Yahudiler dize geldi ve aman dilemeye mecbur oldu.”
Sosyal medyadan tepkiler geldi
Alçak paylaşım sosyal medyada tepkilere sebep oldu:
"Allah'a, Peygamber'e, Kuran'a saldıran hakaret eden birini büyütmek lüzumsuzmuş. Dışı Müslüman zihniyeti Kemalist bir kafanın resmi bu. Nefsine saldırı olunca dünyayı ateşe verecek heriflerin uğruna canını vermesi gerekenlere aldığı aşağılık tavra bakın! Haysiyetsiz herif!"
“Heykele kar topu attı diye, ilkokul çocugunun, ailesinin ve beden eğitimi öğretmenin hayatını zindan eden zihniyet bunlar…”
“Saçmalamayın elbette gereği yapılacaktır. Ne için yaşıyoruz?”
“Arkadaslar müslümanlar yavşak değildir, sizi bir yavşağa cevirmeye düşmana diz çökmeye yönlendiren insanlara dikkat edin, Allah a, peygamber sav a, Kur'an-ı kerime karsı yapılan hakaretleri, gücünüz kadar engellemekle yükümlüsünüz,elinizle dilinizle direnmek zorundasınız.”
"Kur'an-ı kerimi yakanlar diyelim ki akılsız, provokatör. Peki, onlara bu izni veren Avrupalı dostlarınızda mı akıl hastası, provokatör? Onlara toz kondurmuyor.
Avrupalı, karınıza, kızınıza ilişmez diyen fetöcü kafasından ne farkı var bu kafanın?”
"Nasıl bakmalıdır dedikten sonra söylediği şeyi hiç bakmayan da yapar. Şimdi sen yokluğu mu tarif ediyorsun? Bu sözünle Bir şeyin yok olduğunu tarif ettin ama, sen haysiyetinin yokluğunu tarif ettin. Saksı Müslümanlığı mı istiyorsun? O zaman niye kendine isim koyuyorsun?"
"Sen bu pespaye, pısırık, mahkum tavrınla bırak İslâm'a güçlü veya zayıf olarak yer tayin etmeyi, herhangi bir görüş bildirebileceğini mi zannediyorsun? Sen şimdi ne yapmış oldun, niye ve neyi konuştun?"
Baran Haber