Tedavisi mümkün olmayan Kemalizm hastalığı Hollanda'da da hortladı. İslam düşmanlığıyla varlık bulan Kemalistler, geldikleri yerde bu düşmanlıklarını göstermek için mücadele ediyor.
Türk düşmanlığı ile bilinen Hollanda’nın Güvenlik ve Adalet Bakanı Dilan Yeşilgöz, polis memurlarının başörtüsü takmasını yasakladı.
Yeni kıyafet yönetmeliğini imzalayan Atatürkçü Yeşilgöz, kararının gerekçesini de “Polis üniformasının tarafsızlığını ortaya koyuyoruz.” diyerek açıkladı.
Üniforma üzerinde dini ya da siyasi sembollerin yer almasının artık tamamen ortadan kaldırıldığını söyleyen Yeşilgöz, Hollanda’da yayınlanan De Telegraaf gazetesine yaptığı açıklamada, poliste başörtüsü tartışmasının artık sona erdiğini dile getirdi.
Yeni yönetmelikle polisin, siyasi tartışma yükünden kurtulduğunu belirten Yeşilgöz, “Polisler, özel bir görevle hükümeti temsil eden kişilerdir. Görünür dini veya siyasi semboller üniformalarının tarafsızlığına uymuyor.” dedi.
Yeşilgöz, yeni kıyafet yönetmeliğinin, belediyelere bağlı olan özel soruşturma görevlilerini (BOA) kapsaması gerektiğini de savundu.
Başörtüsü tartışması, 2017 yılında başladı
Utrecht, Amsterdam, Rotterdam ve Arnhem gibi bazı kentlerde, belediye meclisleri BOA’ların başörtüsü, yarmulke veya diğer dini veya siyasi simgeleri taşıyabileceğine karar vermişti.
Hollanda polisinde başörtüsü tartışması, 2017 yılında dönemin Amsterdam Emniyet Müdürü Pieter-Jaap Aalbersberg’in açıklamaları ile başladı.
Göçmen kökenli polis memurlarının sayısının arttırılmasını isteyen Aalbersberg, İngiltere, Kanada ve İsveç'te olduğu gibi Hollanda’da da üniforma üzerine başörtü takılmasına izin verilmesini istedi.
Hollanda Polisi Irkçılıkla Mücadele Ulusal Koordinatörü Komiser Johan van Renswoude de, geçen kasım ayında, üniforma üzerine başörtü takılmasına izin verilmesini önerdi.
Dilan Yeşilgöz ise görevde bulunduğu sürece böyle bir uygulamaya karşı olduğunu açıkladı.
2017'de polisin, Rotterdam’da bir kadın memurun üniformalıyken başörtüsü takmasına izin vermeyerek ayrımcılık yaptığına karar veren Hollanda İnsan Hakları Kurulu, Yeşilgöz'ün tutumunu da, "damgalayıcı ve tarafsızlık sağlamada etkisiz" olarak değerlendirdi.