Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fethiyle asıl anlamını kazanan Ayasofya, Müslümanların kılıç hakkı olarak camiye çevrilmişti.
Cumhuriyet dönemiyle müzeye çevrilerek asıl anlamı unutturulmaya çalışılmış ve "kültür üstü" gibi yalana mâl edilmek suretiyle camilik hüviyeti silinmeye çalışılmıştı.
24 Temmuz 2020 tarihinde tekrar asıl manasını kazanan Ayasofya, cami olarak Müslümanlara hizmet etmeye başladı.
"KÜLTÜR ÜSTÜ" YALANI DAİMA GÜNDEMDE
Ülkemizdeki batıcı kemalistlerin bir türlü hazmedemediği bu durum, Kültür Bakanlığınca da destek görüyor.
Kültür Bakanlığı, Ayasofya'nın tarihini sergilemek amacıyla Defter-i Hakani Nezareti binasında "Ayasofya Tarih ve Deneyim Müzesi"ni ziyarete açtı. Ancak müzede sergilenen Ayasofya maketi, minareleri olmadan ve sadece müze olarak sunularak, yapının cami olma özelliğinin geçici olduğu ve "kültür üstü" bir anlama sahip olduğu izlenimini uyandırıyor.
Özellikle öğrencilere yönelik düzenlenen bir programda sergilenen bu tür uygulamalar, bizleri endişelendiriyor. Bu uygulamaların arka planında, Ayasofya'nın gerçek kimliğinin unutturulması ve toplumda "Ayasofya müze olarak da kalabilir" düşüncesinin yaygınlaştırılması gibi bir amacın yattığına inanıyoruz.
Sosyal medyada da birçok kullanıcının tepkisini çeken bu yanlış uygulama, bir an önce düzeltilmelidir. Ayasofya'nın gerçek kimliğini ve anlamını yansıtan çalışmalara öncelik verilmelidir.