Benboutrif, ocak ayında Gazze'ye giderek Avrupa Hastanesinde 15 gün görev almasının ardından temmuzda tekrar bölgeye dönerek 30 gün boyunca Kemal Advan Hastanesinde çalıştı.

Fransız doktor Benboutrif, bölgedeki Gazzeli sağlıkçıların zorlu çalışma şartlarını ve İsrail'in saldırılarının halkın üzerindeki etkilerini anlattı.

Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de Cibaliya bölgesindeki durumun düzelmediğini ifade eden Benboutrif, Cibaliya ve Gazze'nin kuzeyinin sürekli abluka altında olduğunu ve bombalandığını ifade etti.

Khaled Benboutrif, her gün bu bölgelerde bombalamalar, patlamalar olduğunu, hastanenin üstünden füzelerin geçtiğini söyleyerek İsrail ordusunun, mahallelerdeki halkı bombaladığını ve sağlıkçıların buralara ulaşmasına izin vermediğini kaydetti.

Gazze Şeridi'nde sağlık sisteminin yerle bir olduğunu, 3 hastanenin daha boşalttığını dile getiren Benboutrif, "Yeniden de açsalar, personelin yarısından fazlası yeniden göreve dönemiyor, ayrıca yaşam ve seyahat zorlukları yaşanıyor. İnsani durum çok zor ve bölgedeki halk için katlanılmaz." ifadelerini kullandı.

Fransız doktor Benboutrif, Gazze'de her şeyin yıkılmış olduğunu ve evlerinin adeta bir kışla gibi hedef alındığını gözlemlediğini aktararak tarlalar yerine yolların sürülmüş olduğunu vurguladı.

"Hayalet gibi harabelerde yaşıyorlar"

Gazze'deki halkın durumu hakkında Benboutrif, "İnsanların çoğu mülteci kamplarında bulunuyor, düzenli olarak yer değiştirmek zorunda ve geriye kalanlar ise hayalet gibi harabelerde yaşıyor. Suları, gıdaları eksik, (Gazze'nin) kuzeyinde, ciddi gıda yokluğu çekiliyor çünkü 2023'teki işgalden bu yana, sebze ve et gibi taze besinlere ulaşamıyorlar." diye konuştu.

Mart ile mayıs ayları arasında Gazze'de tamamen bir ambargo uygulandığı için insanların bitkileri ve hayvan yemi yemek zorunda kaldığını aktaran Benboutrif, ardından bölgeye ulaşan insani yardım kapsamında insanların pirinç yiyebildiğini anlattı.

Fransız doktor Benboutrif, "Sadece pirinç yiyorlar ve bir ay boyunca bunu yaşadık, her öğünde pirinç vardı, 30 gün boyunca aynı yemek." dedi.

"Sağlıkçılar bazen 24 saat hastanede kalıyor"

Hastanelerdeki ciddi personel eksikliğine işaret eden Benboutrif, "Kadrolu doktorların ve sağlıkçıların tamamı öldürüldü, hapsedildi veya yerinden edildi." diyerek Gazze'de kalan sağlıkçıların yüzde 90'ının tıp öğrencileri gibi gönüllülerden oluştuğunu kaydetti.

Gazze'de kalan sağlıkçıların görevlerini yerine getirebilmek için ellerinden geleni fazlasıyla yaptığını vurgulayan Benboutrif, "Çok çalışıyorlar, çok yoruluyorlar. Bazen 24 saat buradalar, hastanede yaşıyorlar, evlerini kaybettiler, her şeylerini kaybettiler. Çoğu, aile üyelerini veya ailelerinin tamamını kaybetti." diye konuştu.

Benboutrif, bölgedeki elektrik kesintileri hakkında da "Elektrik kesilince çalışmamızı tamamlamak, yaraların tedavisini tamamlamak çok zorlayıcıydı. Klima yoktu. Yazın çok zordu, hava sıcaklığı 43 derece ve üzeriydi ve yoğun nem vardı." ifadelerini kullandı.

Yeterince ilacın Gazze'ye ulaşmadığını vurgulayan Benboutrif, pansuman malzemelerinin ve kompreslerin de sınırlı sayıda olduğunu belirtti.

Fransız doktor Benboutrif, cerrahi ve dikiş ekipmanlarının olmadığını, sterilizasyon için gerekli malzemenin de yetersiz olduğunu ifade etti.

"Daha önce başka bir yerde böyle bir şey görmedim"

Kemal Advan Hastanesinde yetersiz beslenenlerin kaldığı bölümü ziyaret ettiğinde bir deri bir kemik kalmış onlarca çocukla karşılaştığını anlatan Benboutrif, "Daha önce başka bir yerde böyle bir şey görmedim." dedi.

Benboutrif, Gazze Şeridi'nde hastanelerin güvenilir alanlar olmadığına dikkati çekerek Kemal Advan Hastanesinde çok sayıda kişinin bulunduğunu ve etrafındaki mahallelerin harabe olduğunu söyledi.

İsrail ordusunun hastanenin etrafındaki tüm binaları yerle bir ettiğini aktaran Benboutrif, şunları kaydetti:

"Bu hastanenin etrafında her gün bombardımanlar oluyordu ve bazen çok yakındı. Akın akın yaralı ve ölü insanları karşılıyorduk çünkü her şey hastaneden geçiyordu. Bu nedenle bombardımanların ardından getirilen çok sayıda ölüyü karşıladık. Yanımızda patlamalar olduğunda, bombalar patladığında, füze sesleri çıkarırken kendimizi güvende hissetmiyorduk."

Fransız doktor, Gazze halkının cesaretine ve yaşama sevgisine hayran olduğunu dile getirerek "Yaşamayı seven bir halk, yaşamak için mücadele eden, fedakarlık ve karşılık yardım konusunda ders veren bir halk." değerlendirmesini yaptı.

Gazzelilerin, bölgedeki durum karşısında uluslararası kamuoyunun tepkisinden üzüntü duyduğunu aktaran Benboutrif, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Avrupa, merkezde Deyr el-Belah'daki Aksa Şehitleri ve Kemal Advan (Hastanelerini) tanıdım. Endonezya Hastanesi'ni de ziyaret ettim ancak Kemal Avdan'da çalıştım ve beni şaşırtan özellikle de çocuklara yönelik hedefli saldırıların sayısı oldu. Bunu ocak-şubat aylarında gördük; bu, apaçıktı. Kafaların hedef alındığı keskin nişancı saldırılarıydı tabii ki. Dolayısıyla bunlar hedefli ve kasıtlı saldırılardı ve çocuklar bunların büyük bir kısmını oluşturuyordu. Gerçekten kasıtlı olarak hedef alınan çocuklar, kadınlar, yaşlı insanlar ve yetişkinler vardı ve hepsi sivildi."

Khaled Benboutrif, insani yardım ekiplerindeki doktorların herhangi bir tünel veya savaşçı görmediğini, ölenlerin hepsinin sivil olduğunu ifade ederek "Soykırımdan başka bir adlandırma yapamayız. Soykırım az kalır bence. Bu ortadan kaldırmak. Halkı yok etmek istiyorlar." diye konuştu.

Gazze'de yaşananlar için "katliam" nitelendirmesi yapan Benboutrif, bölgede olup biteni tarif etmek için benzer çok sayıda kelime kullanılabileceğini belirtti.

Benboutrif, "Sayı, istatistik, tanık sıkıntısı yok. Orada yaşananları nitelendirmek için eksik yok. Bu 'soykırım riski' değil, kesinlikle bir soykırım." dedi.

Yalnızca hastaneye getirilen ve kimliği tespit edilebilenlerin ölü sayılarına dahil edildiğini söyleyen Benboutrif, bu nedenle bölgedeki can kaybı sayısının artabileceğine işaret etti.

Fransız doktor Benboutrif, Deyr el-Belah'taki Aksa Şehitler Hastanesi'ne yönelik bombardımanların fotoğraflarında sivillerin doğrudan yakıldığının görüldüğünü belirterek şu değerlendirmelerde bulundu:

Kutsal beldeler Suudi Arabistan'ın işgalinde Kutsal beldeler Suudi Arabistan'ın işgalinde

"Gazze'de yaşananlar bir hadise değil, her gün sürdürülen bir soykırım. Bu nedenle azami dikkat gerektiriyor. Bazı ülkelerde medya bahsetmese de göstermese de artık sosyal medya aracılığıyla imkanımız var, fotoğrafları görüyoruz, haberler alıyoruz, yaşananlar hakkında detaylar var. Bu yüzden insanları şimdiden bilgi edinmeye, dikkat etmeye, farkındalık yaratmaya, Gazze'de yaşananların konuşulması için bunları yaymaya davet ediyorum."

Fransız doktor, bu olayların yalnızca Gazzelileri değil, tüm insanlığı etkilediğini vurguladı.

AA