Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'ne 403 gündür sürdürdüğü saldırılara ilişkin bilgi verildi.
İsrail ordusunun son 48 saatte Gazze'nin çeşitli bölgelerinde gerçekleştirdiği 5 ayrı katliamda 62 kişinin şehit olduğu, 147 kişinin yaralandığı kaydedildi.
Buna göre İsrail ordusunun Gazze'ye yönelik saldırılarında son 14 günde 502 kişi şehit oldu, 1566 kişi de yaralandı.
Terörist İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda şehit olanların sayısı 43 bin 665'e, yaralı sayısı da 103 bin 76'ya yükseldi.
Enkaz altında halen binlerce şehit olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.
"İşgalci İsrail, Gazze'nin kuzeyinde 38 günde 2000 kişiyi şehit etti"
Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi Müdürü İsmail es-Sevabite, AA muhabirine Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki son duruma ilişkin bilgi verdi.
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyinde 38 gündür "etnik temizlik" yaptığını ve en az 2000 Filistinliyişehit ettiğini belirten Sevabite, uluslararası topluma, Gazze'nin kuzeyinde Filistinlilere karşı uygulanan "soykırım savaşını durdurmak için acil müdahale" çağrısını yineledi.
Sevabite, ABD, İngiltere ve bazı Avrupa ülkelerini Gazze’deki “açlık ve soykırım politikasına ortak olmakla" suçladı.
Güvenli bölge yalanı
Sevabite, "İsrail, Filistinliler için güvenli ilan ettiği insani bölgelerin genişletildiğine dair sahte haritalarla dünyayı ve uluslararası toplumu yanıltıyor. İsrail ordusu, yardım sağlama, sahra hastaneleri kurma ve insani bölgeleri genişletme iddiasında bulunarak yanlış bilgiler yayıyor." ifadelerini kullandı.
İşgalci İsrail ordusu tarafından sarı renkle işaretlenip "güvenli ve insani" olarak tanımlanan bölgelerin hedef alınarak bombalandığını, kadın, çocuk ve yaşlı çok sayıda sivilin hayatını kaybettiğini belirten Sevabite, Han Yunus’un batısındaki Mevasi bölgesi ve Deyr el-Belah’ın "güvenli" ilan edilmesine rağmen bombalandığını kaydetti.
İnsani yardımların geçişi engelleniyor
Terörist İsrail’in Gazze’ye insani yardım girişini engellemeye devam ettiğini belirten Sevabite, "İsrail’in uyguladığı kısıtlamalar, Gazze’deki insani krizi benzeri görülmemiş bir şekilde derinleştirdi. Başlıca yardım geçiş noktası olan Refah Sınır Kapısı'nın yaklaşık 190 gündür kapalı olması nedeniyle temel ihtiyaç malzemelerinde ciddi eksiklik yaşanıyor ve kuzeyde açlıktan ölüm vakaları artıyor." dedi.
Sevabite, Refah Sınır Kapısı'nın diğer tarafında 600 bin ton yardım ve gıda malzemesinin bekletildiğini, İsrail'in bunların geçişine izin vermediğini ifade etti.
Şehit olanların naaşlarına ulaşıldı
İşgalci İsrail'in abluka altındaki Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları 403 gündür devam ederken ordunun Gazze'nin güneyindeki Refah kentinde bir grup Filistinliyi hedef aldığı saldırıda yaşamını yitiren Filistinlilerin naaşlarına ulaşıldı.
Filistin Kızılayına bağlı ekipler bölgeye giderek Filistinlilere ait naaşları bölgeden aldı.
Yahudi ordusunun Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 13 Filistinli şehit oldu
İşgalci İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılarda 13 Filistinli hayatını kaybetti.
Filistin haber ajansı WAFA'ya göre, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde bir grup Filistinliyi hedef alması sonucu 11 kişi şehit oldu, çok sayıda kişi yaralandı.
Gazze kentinin güneyindeki es-Sabra kentinde İsrail ordusunun bir evi bombalaması sonucu 2 Filistinli şehit oldu, birçok kişi yaralandı.
Yardımlar ihtiyacı karşılamıyor
BM Sözcüsü Stephane Dujarric, günlük basın toplantısında gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Aylarca süren müzakere ve görüşmelerin ardından bugün ilk defa Dünya Gıda Programı'nın (WFP) Gazze'deki Kissufim bölgesinden Gazze'ye gıda yardım sevkiyatı yapabildiğini belirten Dujarric, buradan 15 tır gıda yardımı yapıldığını kaydetti.
Dujarric, bu yıl en az yardım girişinin yapıldığı ikinci ayın ekim olduğunu belirterek, WFP'nin yardıma muhtaç insanların sadece yarısına ulaşabildiğini bildirdi.
Kissufim'den geçitin sürekli olarak erişime açık olması halinde durumda düzelme olabileceğine dikkati çeken Dujarric, İsrail'in yardımları engellemeye devam ettiğine işaret etti.
Dujarric, "Gazze'ye giren insani yardım, ihtiyaçları karşılamanın yakınından bile geçmiyor." uyarısında bulundu.
Gazze'de çok sayıda kişinin aç, hasta ve yardıma muhtaç olduğunu belirten Dujarric, acilen Gazze'ye kara yolundan daha fazla geçiş noktalarının açılması gerektiğini dile getirdi.
Dujarric, Gazze'ye insani yardım sevkiyatına ilişkin idari ve fiziksel kısıtlamaların kaldırılmasının şart olduğunu ifade ederek, ticari tırların girişindeki düşüşün de piyasadaki istikrarı olumsuz etkilediğini söyledi.
Kissufim'den geçit noktasının açılmasıyla ilgili beklentilerin sorulması üzerine Dujarric, "Beklentilerin yerine getirilmemesinden artık tükendik. Tüm geçiş noktalarının açılmasını ve giden yardımın insanların ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde olmasını bekliyoruz. Bu gerçekleşmiyor, o yüzden görmek istediğimizi dile getiriyoruz." açıklamasında bulundu.
Yaralılar dron saldırılarıyla hedef alındı
Mamode, İngiltere Parlamentosunun Uluslararası Kalkınma Komitesinin "Gazze'deki İnsani Durum" başlıklı oturumunda konuştu.
Gazze'de ağustos-eylül arasında bir ay görev yaptığını anlatan Mamode, bölgeye gittiği anda gördüğü manzarayı 2. Dünya Savaşı'nda atom bombası atılan Hiroşima ve Nagazaki'ye benzettiğini söyledi.
Bölgenin güneyindeki görev bölgesinde insanların çadır veya derme çatma yapılarda yaşadığın kaydeden Mamode, bu insanların su, elektrik ve temizlik imkanlarının bulunmadığını hatırlattı.
Mamode, buralarda yaşayanların defalarca yer değiştirmek zorunda kaldığını ifade ederek, dronlarla bölgede sürekli saldırılar yapıldığını kaydetti.
"Dronlar korku yaratıyor." diyen Mamode, gözlem amaçlı dronların ateş etme özelliğine de sahip olduğunu ve bazı sivillere ateş açtığını belirtti.
Mamode, kendilerine tahsis edilen misafirhanelerin de hedef alınmasından dolayı hastanede kaldıklarını aktararak, "Hastane çevresine füze atışları ya da top atışları olduğunda bina sallanıyordu. Camdan bakarak ya da dışarı çıkarak gördüğümüz görüntü, hayatın değişmez görüntüsüydü." dedi.
"Bomba düştükten sonra dronlar çocukları ve sivilleri vuruyordu"
Dronların, İsrail bombardımanlarının ardından da operasyon yaptığını söyleyen Mamode şöyle konuştu:
"Çok rahatsız edici şeylerden biri de, çadırların bulunduğu kalabalık bir noktaya bomba düştükten sonra dronlar geliyordu, çocukları ve sivilleri vuruyordu. Bu ara sıra olan bir şey değildi, her gün oluyordu. Ameliyat ettiğimiz bir çocuk 'Bomba atıldıktan sonra yerde yatarken bir dron indi, üzerimde uçtu ve beni vurdu.' dedi. Bu tamamen kasti ve devam eden bir eylemdi, devamlı olarak her gün siviller hedef alınıyordu. Günde 1-2 kere toplu saldırı vakası oluyor, 10-20 arası ölü, 20-40 arası ağır yaralı geliyordu. (Londra'daki) St Thomas Hastanesi'nde yılda bir iki kere olan olayları biz günde bir iki kez görüyorduk."
Tedavi ettikleri kişilerin yüzde 70'e yakınının kadın ve çocuklardan oluştuğunu belirten Mamode, bu çocukların çoğunlukla küçük yaşlarda olduğunu kaydetti.
"Siviller kasten hedef alınıyor"
Mamode, tedavi ettiği çocuklar arasında en küçüğünün 3 yaşında olduğunu, vücudundan da küp şeklinde metal parçalar çıkardığını söyledi.
Sivillerin kasten hedef alındığını yineleyen Mamode, "Ruanda Soykırımı'nda da oradaydım. Bu boyutta bir şey hiç görmedim. Bu, beraber çalıştığım diğer meslektaşlarımın da görüşü. Birlikte çalıştığım cerrahlardan biri 5 kere Ukrayna'da görev yaptı ve Gazze'nin 10 kat daha kötü olduğunu söyledi." değerlendirmesinde bulundu.
"Çok sayıda hastamız enfeksiyondan öldü"
Birçok temel tıbbi ihtiyaç malzemesi ve ekipmanın bulunmadığını ya da kısıtlı olduğunu kaydeden Mamode, tıbbi malzemenin Gazze'ye girişinin engellenmesinin de kasti hareket olduğunu vurguladı.
Yaraların temizlenemediği için kurtlandığını, ameliyathanelerde sineklerin uçuştuğunu belirten Mamode, "Elimizden geleni yapmaya çalışıyorduk. Çok sayıda hastamız ameliyatla hayatta kaldı ancak sonrasında enfeksiyondan öldü." dedi.
Mamode, hijyenik olmayan ortamlarda ortaya çıkan Hepatit A'dan bir doktorun hayatını kaybettiğini, tahliye edilme taleplerinin ise yerine getirilmediğini belirtti.
Saldırılar nedeniyle ortaya çıkan hijyen, beslenme ve bakım şartları nedeniyle hastaneye gelenlerin sayısında da artış olduğunu kaydeden Mamode, kanser gibi diğer hastalıklara yakalananların da gerekli tıbbi desteği alamadığına dikkati çekti.
Hastane dışına çıkmak ve hareket etmenin de riskli olduğunu söyleyen Mamode, İsrail'e bildirilen Birleşmiş Milletler (BM) konvoyuyla seyahat etmelerine rağmen 5 kere hedef alındıklarını kaydetti.
"En büyük korkum İsrailliler tarafından öldürülmekti." diyen Mamode, İsrail birliklerinin söz konusu BM konvoyunu kasten hedef aldığını belirtti.
Otonom dron iddiası
Dron saldırılarında yaralanan ya da öldürülenlerin vücudunda bazen tek bir mermi yarası, bazen de birkaç mermi yarasının bulunduğunu anlatan Mamode, "Bazı vakalarda çok rahatsız edici bir şey gördük. Göğsün solunda 3-4 mermi, sağında 3-4 mermi, kasıkta 3-4 mermi yarası bulunuyordu. Bu bize tam otonom ya da yarı otonom bir dron tarafından yapıldığını düşündürdü. Çünkü insan tarafından yönetilen bir dron ile bu kadar hızlı ve hatasız atış yapılması çok kolay değil." dedi.
Mamode, dron atışlarında kullanılan mermilerin normal mermilerden daha zararlı olduğunu belirterek, "Mermiyle göğüsten vurulduğunuzda kalbi ıskalarsa muhtemelen yaşarsınız. Ancak dron mermilerinde gördüğüm şu ki vücuda girip içeride hareket ediyor. Bu da çok sayıda yaraya sebep oluyor." diye konuştu.
Dron saldırısıyla yaralanan bir çocuktaki mermi yarasının karnın yan tarafında olduğunu ama kontrol ettiklerinde vücudun içinde mide, karaciğer ve bağırsakların zarar gördüğünü kaydeden Mamode, vücudun tek noktadan giren bir mermiye göre daha fazla zarar gördüğünü bildirdi.
Mamode, tıbbi yardımların yeterli miktarda Gazze'ye girmesi halinde çok kişinin kurtarılacağını ve çoğu ölümün ise güvenli bölgelerde yaşandığını söyledi.
Kaynak: AA