SDG'nin açıklamasında, operasyonun öncelikle DEAŞ hücrelerini hedef aldığı ve Suriye rejimi güvenlik güçlerini ‘olayların yönünü değiştirmekle’ suçladığı belirtildi.

Açıklamada, Suriye rejiminin Deyr-i Zor köylerine Fırat Nehri'nin batı yakasından silahlı unsurlar sokarak bunları ‘Aşiret Ordusu’ adı altında kendisine bağlı silahlı hücrelerle birleştirdiği kaydedildi. SDG, operasyonun ilk günlerinde güçlerinin ‘sertlik ve şiddete başvurmadığına’ ancak ‘silahlı unsurların saldırganlığını artırarak hizmet kurumlarına saldırdığını ve bu durumun bölge halkını tehlikeye attığını’ belirtti.

Açıklamada, SDG'nin operasyona bölge halkının ‘kaos ve kurumlarda yolsuzluğu sonlandırma’ talebi üzerine girdiği kaydedildi. Ayrıca Suriye rejimi ve Türkiye'yi ‘Suriye'de ‘olaylara özellikle Deyr-i Zor bölgesinde tehlikeli boyutlar kazandırmakla’ suçladı.

Deyrizor meclisi üyesi İbrahim el-Asi, SDG'nin, son 13 gündür yoğun çatışmaların yaşandığı bölgelerin güvenliğini sağlamak için bir dizi önlem ve güvenlik tedbiri aldığını açıkladı.

Asi, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, SDG'nin bölgenin güvenliğini sağlamak için iç güvenlik güçleriyle birlikte çalıştığını söyledi. "Kuvvetlerimiz, bölgenin tamamen güvenliğini sağlamak için gerekli tüm güvenlik önlemlerini alıyor" diyen Asi ayrıca, SDG'nin bölgedeki güvenliği sağlamak için hazır olduğunu ve bölgeye silahlı unsurların girmesini engelleyeceğini kaydetti. "Suçlu unsurların bölgeye tekrar girmesini engelleyeceğiz. Güvenlik ve istikrarı sağlamaya çalışıyoruz, böylece sivil kurumlar halka hizmet vermeye başlayabilir" ifadesini kullandı.

İbrahim el-Asi, DEAŞ'a karşı başlatılan operasyonların aslında Arap ve Kürt aşiretleri arasında bir çatışma olduğunu öne süren raporlara işaret ederek ismini açıklamadığı dış güçleri, Suriye'nin kuzeydoğusunda ‘ulusal bir çatışmanın varlığını uydurmakla’ suçladı. Asi, "Bu güçler, gerçeği çarpıtmaya ve yolsuzlukla mücadele görevini aşiret çatışması haline getirmeye çalışıyor" dedi. Meclis üyesi ayrıca, Deyrizor sakinlerine, özellikle de Besira, Şahil ve Ziban köylerinin halkına teşekkür etti. Bu köyler, DEAŞ’a karşı operasyonlara katılan SDG ve Deyrizor Meclisi savaşçılarına yardımı sağlamıştı. Asi açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

"Onlara, bölgede güvenliği yeniden sağlamaya yardımcı oldukları için teşekkür ediyoruz. Özellikle de şeyhlerine ve ileri gelenlerine teşekkür ediyoruz. Çünkü onlar ulusal çıkarları kişisel çıkarlarından üstün tuttular ve operasyon sırasında güçlerimizi güçlü bir şekilde desteklediler."

SDG’nin Arap aşiretlerine mensup silahlı kişilerle önemli bir çatışma olmadan Deyrizor’un doğu kırsalındaki Ebu Hammam, el-Keşkiya ve Garanic köylerine girdiği bildirildi. SDG, bu köyleri tarama amacıyla bölgeye girdi. SDG ayrıca, bölgeden dışarıdan silahlı grupların sızmasını önlemek ve Deyrizor Sivil Meclisi'ne bağlı sivil ve hizmet kurumlarına yönelik operasyonların yeniden başlamasına ve bölge sakinlerine hizmet sunmasına izin vermek için Besira, Şahil ve Ziban kasabalarında kısmi bir sokağa çıkma yasağı ilan etti.

Aynı zamanda, SDG lideri Mazlum Abdi, Suriye'nin doğusundaki silahlı çatışmalara katılan yüzlerce yerel savaşçıyı serbest bırakan genel bir af çıkarıldığını açıkladı. Ancak af, SDG kontrollü bölgelerde yakalanan ve hükümet güçlerine bağlı olan ve aşiret silahlı gruplarına katılan savaşçıları kapsamıyordu.

Diğer yandan Suriye Dışişleri Bakanlığı dün, ABD heyetinin Suriye'nin kuzeydoğusuna girip SDG ile yaptığı görüşmenin, Suriye'nin egemenliğini, toprak bütünlüğünü ve güvenliğini açık bir ihlal olduğunu söyledi.

ABD, İsrail'in insani hukuku ihlal etmiş olabileceğini "ima" etti ABD, İsrail'in insani hukuku ihlal etmiş olabileceğini "ima" etti

SANA Haber Ajansı'na göre Bakanlığın açıklamasına ABD'nin Suriye'nin içişlerine açık bir şekilde müdahale ettiği ve bu durumun, Washington'ın Suriye'deki amacının ‘ülkedeki krizi uzatıp halkının acısını artırmak’ olduğu ifade edildi. SDG, bu ayın başlarında, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Ethan Goldrich ve ABD'nin DEAŞ’a karşı Uluslararası Koalisyon Komutanı General Joel B. Vowell ile kuzeydoğu Suriye'de bir toplantı yaptığını açıklamıştı. SDG'nin açıklamasına göre toplantıda ‘Deyrizor’daki durum ve bölgedeki dış müdahaleler’ ele alınmıştı.

ABD güçleri, iki gün üst üste devriye gerçekleştirdi. Bu devriye, Deyrizor’un doğu kırsalındaki Şahil ve Ziban kasabalarını ziyaret etti. Devriye, kasabaları bağlayan ana yoldaki askeri noktalar ve güvenlik barikatlarını denetledi. Bu yol, Fırat Nehri'nin kuzey kıyısındaki Deyr-i Zor kırsalının geri kalanına bağlanıyor. Devriye sırasında, koalisyon uçakları düşük irtifada seyretti.

Deyrizor, Irak sınırında bulunan ve çoğunlukla Araplardan oluşan bir şehir. Şehirde onlarca Arap aşiret ve kabile bulunuyor. Bu şehir, Suriye iç savaşının 2011 yılında başlamasından bu yana kontrol açısından bölünmüş durumda. ABD öncülüğündeki SDG ve Koalisyon Güçleri, Fırat Nehri'nin doğu yakasını kontrol ediyor. Öte yandan, İran yanlısı fraksiyonların desteklediği Suriye hükümeti güçleri, nehrin batı yakasını kontrol ediyor.

Kaynak: Şarkul Avsat