15 Temmuz’dan hemen sonra iktidarın olsa olsa bir teamül diyebileceğimiz Batı menşeili bir silah olan “demokrasi”ye sarılması ve söylemini bu merkezde geliştirmesi anlaşılabilirdi. Ne var ki, derenin altından çok sular aktıktan ve Batının kendi silahı “demokrasi” ile vurulamayacağının anlaşılmasından sonra, bugün hâlen ön plana “demokrasi şehidi”, “demokrasi bilmem nesi” ifâdelerinin çıkartılmaya çalışılıyor olması ancak bir sefalet göstergesidir. Afedersiniz ama siz manyak mısınız? Türkiye’de bırakın Müslüman milleti, kendisini demokrat olarak tanıtan insanlar bile demokrasi için değil canlarını, mallarını bile vermezler. Siz eğer ki hakikaten inanarak demokrasi şehidi falan gibi lâflar söylüyorsanız, bilin ki zihniniz size oyunlar oynuyor, siz bu milleti hiç tanımadığınız gibi üzerinde konuştuğunuz kavramı da bilmiyorsunuz. Ha yok, siz hâlâ Batıyı kendi silâhı olan “demokrasi” söylemi ile vurmaya çalışıyorsanız, o zaman da artık komik olduğunuzun farkına varın, bunu yemediler, daha doğrusu yediremediniz, şimdi de sizinle dalga geçiyorlar, bunu anlamıyor musunuz?

Terörist yahudiler birbirlerini vurdu: Beş, leş var! Terörist yahudiler birbirlerini vurdu: Beş, leş var!

Daha evvelki sayılarımızda ifâde etmiştik, biz başkalarının ayıplarından da rezil duruma düşmelerinden de utanan insanlarız, insan olmak bunu gerektirir diye. Rica ediyoruz, bizi, milletimizi daha fazla utandırmayınız.

Hakikaten anlamıyor, idrak edemiyor olmanız ihtimaline binaen şunu da ifâde etmeden geçmeyelim. 15 Temmuz gecesi yaşananlar, Müslüman Anadolu insanı ile gavura tapan Batıcılar arasında cereyan etti. Müslüman Anadolu safında mücadele edenlerin tek gayesi Allah rızasıydı. Onlar gavurla, gavur tapıcılarıyla Allah’ın emri doğrultusunda malları ve canları ile cihad ettiler. NOKTA!

Yazı: Ömer Emre Akcebe

Tamamı için TIKLAYINIZ