Almanya’da ilkokul dördüncü sınıfa giden bir Türk öğrenciye öğretmeni tarafından bir ödev verilir. Ödev, kondom kullanımıyla ilgilidir. Ödev kâğıdı elimde. Uygun içerik olmadığı için burada paylaşmıyorum.
Düşünebiliyor musunuz? Henüz 9 yaşındaki çocuklara neler öğretiliyor!
Avrupa’nın birçok ülkesinde ilkokul çağındaki çocuklara LGBT propagandası yapıldığını zaten biliyoruz.
Geçenlerde okuduğum bir makale, Amerika’daki okulları anlatıyordu.
13 yaşındaki bir çocuk, öğle yemeğini aç bir arkadaşıyla paylaşarak okulu "sorumlu" tuttuğu için gözaltına alınmış!
Kemoterapi nedeniyle saçlarını kaybeden bir arkadaşına moral vermek için kafasını kazıyan üçüncü sınıf öğrencisi de okuldan uzaklaştırılmış.
Bir lise öğrencisi, sınıf arkadaşının hapşırması üzerine "Tanrı seni korusun" dediği için disipline sevk edilmiş.
Florida'daki bir ortaokulda polisler, öğrencilere gerçek bir ateş açılması durumunda nasıl tepki vereceklerini öğretmek için bir keskin nişancı ile tatbikat yaptırmış.
Tatbikatta iki silahlı polis memuru sınıflara dalıyor, silahlar çekiliyor haliyle bu durum öğrencileri korkutuyor ve okul ceza alıyor.
Örnekler devam ediyor.
Yazar Deborah Cadbury, The Washington Post'taki yazısında şöyle diyor; "Otoriter yöneticiler, totaliter hükümetlerinin bir parçası olarak uzun süredir okulu bir kontrol merkezi olarak kullanıyor.”
İşin aslı şudur; tüm dünyada gençler, ileride tesis edilecek olan polis devletine ayak uydurmak üzere eğitiliyor.
Amerikan okulları, gözetleme kameraları, metal detektörleri, polis devriyeleri, sıfır tolerans politikaları, tecritler, uyuşturucu koklayan köpekler, çıplak aramalar ve hedef talimleriyle dolu yarı hapishanelere dönüşmüş durumda.
Öğrenciler sadece okul bahçesinde polis ve soyguncu oynamak, okula lego getirmek veya yemek kavgası yapmak gibi küçük suçlar için cezalandırılmakla kalmıyor, aynı zamanda gözaltına da alınıyorlar.
Çocuk mahkemesi, kelepçe, elektrik şoku ve hatta hapis cezasına kadar gidiyor iş!
Yazar, Nisha Whitehead,“hükümet yetkilileri, eleştirel düşünme becerilerine sahip, sivil fikirli vatandaşlar yetiştirmek yerine, tarihleri veya özgürlükleri hakkında çok az veya hiçbir şey bilmeyen, uyumlu robotlar üretiyor” diyor.
O Amerika için diyor bunu, bendeniz de yıllardır ülkemin okulları için taşıdığım endişeleri dile getiririm.
Dünyadaki tüm çocuklar aynı merkez tarafından aynı politikalarla ve okullar aracı edilerek yeni dünya düzeni sistemine entegre edilmek üzere eğitiliyorlar.
Nazi Almanya'sında okullar birer beyin yıkama merkezleriydi. Ve tamamen itaat esaslı çalışırdı.
Bugün de statükoyu sorgulamaya veya meydan okumaya cesaret edenlere karşı eğitim aracılığıyla amansız bir savaş yürütülüyor. Doğrudan zihne hedef alan, ahlaka, özgürlüğe, duru düşünceye karşı yürütülen bir savaş bu.
Kör, sığ, kaba, ultra ırkçı, medeniyet ve kültür karşıtı eprimiş bir zihniyeti bize muasırlaşmak diye yutturan sistemin adıdır eğitim.
Unutmayın, en büyük işkence; zihne yapılan, doğrudan hafızayı hedef alan, ruhi dengeyi altüst eden, insanı kendine yabancılaştıran işkencedir.
Zihinlerimiz işgal edildi ve ediliyor.
Düşünen, sorgulayan, üreten, tarihini bilen, ahlaklı, şahsiyetli, erdem sahibi, özgürlükçü nesiller istenmiyor. Bu sistemi tersine çevirmeliyiz. Çocuklarımıza sahip çıkalım.
Ufuk Coşkun, Milat Haber