Çin, ilk ve tek denizaşırı üssünü 2017’de Cibuti’de inşa etmişti. Foreign Policy (FP) makalesi, bir sonraki üssün nereye inşa edileceğini sorarak başlıyor.

Yazarların, bu soruyu yanıtlamak için, 2000 ile 2021 yılları arasında düşük ve orta gelirli ülkelerde Çin devlet kuruluşları tarafından finanse edilen ve 2000 ile 2023 yılları arasında uygulanan limanlar ve altyapı inşaatlarına odaklanan yeni bir AidData veri setinden yararlandığı kaydediliyor. Veriler, 46 ülkede 78 limanda toplam 29,9 milyar dolar değerinde 123 liman projesini kapsıyor.

Çin devlet kuruluşlarının, 2000-2021 yılları arasında 46 ülkede 78 limanı genişletmeye veya inşa etmeye yönelik 123 projeyi finanse etmek için 29,9 milyar dolar taahhüt ettiği kaydediliyor.

Analizin temel varsayımında ise, Çin’in dış yardım veya yatırım yoluyla liman ve ilgili altyapıyı finanse etmesi ve inşa etmesi, barış veya savaş zamanlarında Çin Halk Kurtuluş Ordusu Donanması’na (ÇHKOD) hizmet edebilecek limanların veya üslerin bir göstergesi olarak sunuluyor. Bu varsayıma dayanak olarak ise, Çin yasalarının, sivil limanların gerektiğinde Çin donanmasına lojistik destek sağlamasını zorunlu kılması gösteriliyor.

Bu varsayıma göre, liman inşaatı ve genişleme yoluyla kurulan mali bağlar, ilişkinin uzun vadeli bir yaşam döngüsü ile kalıcı kılınıyor. Ve Batı’daki klasik sav olan Çin’in borçlandırma yoluyla ülkeleri kendisine bağladığı iddiası üzerinden hareket ediliyor: “Yatırım ne kadar büyükse, Çin’in iyilik istemek için o kadar fazla kaldıracı olmalı.”

Verilerin, Çin’in dünyanın düşük ve orta gelirli ülkeleri ile olağanüstü bağları olan, denizde olduğu kadar karada da bir deniz süper gücü olduğunu ortaya koyduğu kaydediliyor:

“Çin devlet bankaları, toplam GSYİH’nın yaklaşık 10 milyar dolar olduğu Moritanya’nın Nouakchott limanını genişletmek için 499 milyon dolar borç verdi. Sierra Leone’deki Freetown, toplam GSYİH’nın 4 milyar dolar olduğu bir ülkede, limanının 759 milyon dolara kadar finanse edildiğini gördü. Bu, Karayipler’e kadar uzanan dünya çapında bir portföydür. Buradaki sembolik köprübaşı, 2022’nin sonlarında Çinli kuruluşların St. John Limanı’ndaki rıhtım ve deniz duvarlarının genişletilmesini tamamlamak, limanı taramak ve kıyı tesisleri inşa etmek için 107 milyon dolar harcadığı Antigua ve Barbuda’dır.”

İddianın garipliği…

Şu an tüm dünyada tek bir askeri üssü olan bir ülkenin ticari yatırımlar aracılığıyla yeni üsler kuracağını öne sürmenin oldukça “garip” kaçtığının farkında olan yazarlar, bu garipliği ise Çinli liman şirketlerindeki devlet ağırlığı üzerinden meşrulaştırmaya çalışıyor: “Görünürde ticari bir yatırım ile gelecekteki deniz üsleri arasında bir bağlantı kurmak, Çin’in iş yapma biçimine aşina olmayanlara garip gelebilir. Ancak bir Çin liman inşaatı veya işletme şirketi, Şangay Menkul Kıymetler Borsası’nda işlem görebilir ve aynı zamanda resmi bir devlet kuruluşu olabilir. Liman inşaatındaki en önemli oyuncular arasında, çoğunluğu devlete ait, halka açık, çok uluslu bir mühendislik ve inşaat şirketi olan China Communications Construction Company, Ltd. (CCCC) bulunmaktadır. Liman iştiraklerinden biri China Harbour Engineering Company, Ltd.’dir (CHEC). Her ikisi de denizaşırı limanlar inşa etmede önemli oyunculardır. 2020’de ABD Ticaret Bakanlığı, CCCC’yi Güney Çin Denizi’nde yapay adalar inşa etmedeki rolü nedeniyle yaptırıma tabii tuttu.”

İddialarını bu dayanaklar üzerinden inşa eden yazarlar, sözde liman üssü seçeneklerini daraltmak için stratejik konum, limanın boyutu ve su derinliği ve Pekin ile olası ev sahibi ülke ilişkileri dahil olmak üzere çeşitli kriterleri inceliyor.

Ve bu incelemelerden yola çıkarak, gelecekteki sözde bir Çin donanma üssü için en olası sekiz adayın listesini çıkarıyorlar: Hambantota, Sri Lanka; Bata, Ekvator Ginesi; Gwadar, Pakistan; Kribi, Kamerun; Ream, Kamboçya; Luganville, Vanuatu; Nacala, Mozambik; ve Nouakchott, Moritanya.

Atlantik üsleri kritik

ABD’nin Hint-Pasifik’te Çin’i çevreleme stratejisi bu yazıda tepetaklak edilerek, tam aksine Çin’in Hint-Pasifik’te ABD’yi kuşatmaya çalıştığı iddia ediliyor.

ABD, Avustralya, Hindistan ve Japonya’dan oluşan Hint Okyanusu’ndaki Dörtlü İttifaka meydan okumanın ve Batı Pasifik’te ABD’yi kovma veya kuşatmanın Pekin için bir “öncelik” olduğu öne sürülürken, sözde üslerin de bu bağlamda, Cibuti gibi, Hint-Pasifik odaklı olacağı öngörülüyor.

Ancak Afrika’nın Atlantik yakasındaki Çin yatırımlarının yoğunluğunun ise şaşırtıcı olduğu not ediliyor: “Çin, çok fazla jeopolitik dikkatin yoğunlaştığı Hint Okyanusu’ndan çok, Afrika’nın Atlantik yakasındaki çok sayıda limanda daha aktif. Çin, Moritanya’dan güneye, Batı Afrika çevresinde, Gine Körfezi üzerinden Kamerun, Angola ve Gabon’a limanlar inşa ediyor.”

Çin donanmasının önce Batı veya Orta Afrika’da bir üs aracılığıyla, Aden Körfezi’ndeki korsanlıkla mücadele görevlerinde evinden uzakta nasıl harekât yapacağını öğreneceği, daha sonra kendisini Avrupa’ya, Cebelitarık Boğazı’na ve önemli Atlantik ötesi nakliye yollarına nispeten yakınlaştıracak Atlantik üslerine geçeceği iddia ediliyor.

“Amerika Birleşik Devletleri, Hint-Pasifik’e takıntılı, İngiltere ve Avustralya ile AUKUS güvenlik ortaklığını imzalıyor, Hindistan ile lojistik bağlarını derinleştiriyor, Filipinler ve Solomon Adaları’na dönüyor ve Papua Yeni Gine ile savunma konusunda işbirliği yapıyor. Atlantik’teki bir ÇHKOD üssü, Washington ve Brüksel’in donanma hesaplarında yanlış adım attırır ve planlamacıları çizim tahtasına geri gönderir.”

Ayrıca Çin’in limanlarını gözden uzak yerlere koymayı sevdiği ve çoğunluğu ve sınırsız kontrolü sağlayabilecekleri veya ev sahibi ülkenin kamuoyu tepkisinden kaçınabilecekleri güvenli yeni yerleri tercih ettikleri ifade edilirken, donanma üslerinin de bu tarz tesislerin olduğu yerlere inşa edileceği yorumu yapılıyor. Yazarlar olası sekiz üssü belirlerken bu unsuru da değerlendirdiklerini belirtiyor.

Çin filoları Rus donanma üslerine yerleşebilir

Diğer yandan Çin’in, filo birimlerini bir veya daha fazla Rus donanma üssüne yerleştirerek, “neredeyse gelişmiş” dünyada bir üs kurmaya çalışabileceği de öne sürülüyor: “Çin perspektifinden bakıldığında net bir avantaj var: Rus liderliğini ABD ve Avrupa’nın bir tehdit olduğuna ikna etmek zorunda değil ve ABD’nin Rusya’yı uzaklaştırmak için herhangi bir cazibe saldırısı tehlikesi çok az.”

Çin için asıl çekici olabilecek noktanın ise, Kuzey Pasifik Okyanusu’ndaki bir üs olacağı ifade ediliyor: “Böyle bir tesis -diyelim ki Kamçatka Yarımadası’ndaki Vilyuchinsk’teki mevcut Rus üssü- güvenli olacak, kamu denetiminden uzakta olacak, mevcut savaş gemisi yanaşma ve onarım tesislerinden yararlanacak ve ÇHKOD bir ABD müttefiki olan Japonya ve Alaska arasında yerleştirme hakkına sahip olacaktır.”

ABD'li sporcu: Mossad, Epstein üzerinden ülkeyi ele geçirdi ABD'li sporcu: Mossad, Epstein üzerinden ülkeyi ele geçirdi

Buna dayanak olarak da hem 2021 hem de 2022’de Çin ve Rus donanmalarının, Doğu Çin Denizi ve Batı Pasifik’te Japon ana adalarının çevresini dolaşmak da dahil olmak üzere kapsamlı ortak tatbikatlar gerçekleştirmesi örnek gösteriliyor. Bu bağlamda Çin’in, Norveç ve Rusya’nın kuzey kıyılarında bulunan Barents Denizi’ndeki veya Barents Denizi açıklarındaki doğal bir liman olan Kola Körfezi’ndeki tesislerini Rus Donanması ile paylaşarak Kuzey Atlantik’e erişimini sağlayabileceği de öne sürülüyor.