Cezayir ile Fransa arasındaki diplomatik gerilim, son gelişmelerle yeniden tırmandı. Cezayir yönetimi, ülkede görevli 12 Fransız konsolosluk çalışanının 48 saat içinde ülkeyi terk etmesini istedi. Bu karar, Fransa’da üç Cezayir uyruklu kişinin gözaltına alınmasının ardından alındı ve Cezayir, bu adımın, Fransız yetkililerinin iç işlerine müdahale etmelerini engellemeye yönelik bir tepki olduğunu belirtti.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, Cezayir'in kararını “haksız” olarak değerlendirerek, Fransız diplomatik personelinin sınır dışı edilmesinin geri alınmasını talep etti. Ancak Cezayir, Fransa'nın bu müdahaleci yaklaşımını kabul etmedi ve egemenlik haklarına saygı gösterilmesi gerektiğini belirtti. Cezayir yönetimi, bu çağrıyı, ülkeler arasındaki ilişkilerde eşitlik ve karşılıklı saygıya dayalı bir anlayışa ters düşen bir tutum olarak değerlendirdi. Fransa'nın, kendi iç işlerine müdahale etme çabalarının, tarihsel ve politik bağlamda Cezayir’in ulusal egemenliğine yönelik bir tehdit oluşturduğunu ifade etti.

Cezayir, yıllardır Fransa'nın müdahaleci tavırlarına karşı durarak, kendi bağımsızlık ve egemenlik haklarını savunduğunu vurguladı. Bu karar, Fransa'nın geçmişteki ilişkilerinden gelen etkileriyle, Cezayir’in iç işlerine yapılan dış müdahalelere karşı verdiği kararlı bir yanıt olarak öne çıktı. Cezayir halkı ve hükümeti, Fransız hükümetinin tutumunu, kendi egemenliklerini ve ulusal çıkarlarını savunma adına bir tehdit olarak algıladı.

Fransa, Cezayir’in kararından vazgeçmemesi halinde, Fransız diplomatik görevlilerinin sınır dışı edilmesine derhal karşılık vereceğini açıkladı. Ancak Cezayir, Fransa’nın bu tehditlerine karşı dik duracağını ve kendi ulusal egemenliğini savunmaya devam edeceğini net bir şekilde ifade etti. Cezayir, dış müdahaleleri reddederek, yalnızca kendi iç işlerini yönetme hakkını kendisinde gördüğünü belirtti.

Doların küresel rezervlerdeki ağırlığı 30 yılın en düşük seviyesinde Doların küresel rezervlerdeki ağırlığı 30 yılın en düşük seviyesinde

Bu gelişme, Cezayir’in diplomatik ilişkilerdeki kararlılığını bir kez daha gözler önüne serdi. Cezayir, tarihsel olarak bağımsızlık mücadelesinin ve ulusal egemenliğinin savunucusu olmuştur ve bu duruşunu hiçbir şekilde değiştirmeye niyetli olmadığını bir kez daha göstermiştir. Fransa'nın geçmişteki ilişkilerinden gelen müdahaleci tutumlarının artık kabul edilmediği, Cezayir için ulusal bağımsızlığın her şeyin önünde geldiği bir kez daha vurgulandı.