FIRILDAKÇILARLA HESAPLAŞMA BAŞLIYOR
Strateji uzmanı ve analist Abdullah Çiftçi, “Büyük Fırtına Öncesi Her Ülke Alarmda” başlıklı konuşmasında, Türkiye’de son günlerde yaşanan siyasi gelişmelerin sıradan bir parti içi kriz olmadığını, çok daha derin bir temizlik sürecinin başlangıcı olduğunu dile getirdi. Ekrem İmamoğlu ve çevresine yönelik yürütülen soruşturmanın, doğrudan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) içinden gelen ihbarlarla başlatıldığını vurgulayan Çiftçi, bu durumun CHP içinde ciddi bir iç çatışmaya işaret ettiğini belirtti.
Çiftçi’ye göre bu çatışma, sadece İmamoğlu’nun şahsında değil, partinin yapısal krizinde kendini gösteriyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilgili dosyanın içeriği henüz açıklanmamış olsa da, içeriden bilgi sızdırılmasıyla çorap söküğü gibi gelen gelişmelerin CHP’yi “kapatma davası ve terör soruşturması” gibi ciddi süreçlerle karşı karşıya bırakabileceğini ifade etti.
DEVLET, SAHTEKÂRLARI VE FIRILDAKÇILARI AÇIĞA ÇIKARACAK
Abdullah Çiftçi, devletin uzun süredir “kaset, diplomalar ve para çeteleriyle kirletilen siyaset mekanizmasını” adım adım ifşa ettiğini söyledi. Türkiye’nin yakın tarihinde FETÖ’nün soru çalma yöntemlerinden, PKK’nın kurtarılmış bölgelerine; DAEŞ ve Sorosçu sivil yapılanmalara kadar her türlü iç tehditin sistematik olarak tasfiye edildiğini vurgulayan Çiftçi, yeni dönemin artık siyaseti de, bürokrasiyi de, belediyeleri de kapsayan “kapsamlı bir reorganizasyon süreci” olacağını belirtti.
CHP’nin iç hesaplaşmasının arka planında sadece parti içi klikler değil, küresel projelerin Türkiye’deki yerli uzantıları olduğunu ileri süren Çiftçi, İmamoğlu’nun yalnızca bir figür olduğunu; asıl hesaplaşmanın “arka plandaki güçlerle” yaşanacağını ifade etti. Bu süreci “ulus devletlerin kendi içindeki çürümeyle yüzleşmesi” olarak niteleyen Çiftçi, Avrupa’daki rüşvet skandallarını, Çin’deki yolsuzluk operasyonlarını ve ABD’deki iç mücadeleleri örnek gösterdi.
ÇİFTÇİ: BATI’NIN KÜRESELCİ MEKANİZMASI HER ÜLKEYİ İÇTEN KEMİRDİ
Çiftçi’ye göre dünyanın birçok ülkesinde benzer bir süreç yaşanıyor. ABD, Avrupa, Çin ve Rusya gibi küresel aktörler, kendi içlerinde “kök sökme” operasyonlarına girişmiş durumda. Avrupa Parlamentosu’nda Çin bağlantılı vekillerin rüşvetten yargılanması, Çin’in binlerce Komünist Parti yetkilisini yolsuzluktan idam etmesi, Ukrayna Savunma Bakanı’nın görevden alınması gibi gelişmeler; ulus devletlerin kendi “siyasetçi hırsızlarıyla” hesaplaştığını ortaya koyuyor.
Türkiye’de de aynı sürecin yaşandığını ifade eden Çiftçi, bunun bir iktidar-muhalefet meselesi değil, “devleti yeniden inşa ve arındırma süreci” olduğunu vurguladı. CHP’nin kurumsal kimliğinin içten çürümüşlüğünü eleştiren Çiftçi, Ecevit ve Baykal dönemleriyle bugünkü dönemin “devlet adamlığı” farkına dikkat çekti. “Partinin içinde devlet adamı yoksa, o partiyi bizzat kendi siyasetçileri batırır” dedi.
BELEDİYELER DENETLENMELİ
Toplumun bir kısmının yaşanan süreci “siyasi operasyon” olarak algıladığını, bir kısmının ise gerçek olduğunu düşündüğünü ifade eden Çiftçi, dosyanın içeriğinin açıklanmasıyla birlikte kamuoyunun daha net bir tablo göreceğini söyledi. “Bu süreçten bir kargaşa çıkmaz, ama provokasyonlara açık bir dönemdir” diyen Çiftçi, geçmişteki örnekleri hatırlatarak dikkatli olunması gerektiğini belirtti.
İçerideki her türlü siyasi ve bürokratik çeteleşmeye karşı devletin ciddi bir hamle yapma hazırlığında olduğunu vurgulayan Çiftçi, sürecin yalnızca İmamoğlu’yla sınırlı kalmaması gerektiğini, “parti farkı gözetmeksizin” her yapının denetlenmesi gerektiğini belirtti. FETÖ’nün çaldığı sınav soruları örneğini vererek, “vatandaşın çocuğu gecesini gündüzüne katarken, sahtekârlıkla makam mevki kapmak adaletsizliktir” dedi.
KÜRESEL ATEŞ HATTI: ULUS DEVLETLER KENDİ İÇİNDE KAVGA VERİYOR
Abdullah Çiftçi’ye göre, Türkiye’de yaşanan bu iç hesaplaşma, dünyadaki genel gidişattan bağımsız değil. Dünya çok kutuplu yeni bir döneme girerken, her ulus devlet kendi içindeki küreselci ve işbirlikçi unsurlarla yüzleşiyor. Çin’in Tayvan’ı 2027’ye kadar ele geçirme hedefi, Danimarka’nın ABD silahlarını artık istememesi, Avrupa’nın NATO’dan bağımsız ordu kurma girişimi gibi gelişmeler, küresel sistemin çözülmeye başladığının işaretleri.
Avrupa Birliği içinde liderler çatışırken, iç kamuoyunu “Rusya saldıracak” korkusuyla sindirmeye çalışan diktatörlük eğilimleri dikkat çekiyor. Fransa, vatandaşlarına “hayatta kalma rehberi” dağıtırken; Hollanda, Belçika ve İskandinav ülkeleri de benzer adımlar atıyor.
Çiftçi, bu hazırlıkların gerçekte Avrupa’nın bir savaşa hazırlandığını değil, halkı korku ile dizayn etmeyi hedeflediğini belirtiyor. “Rusya'ya saldırmak için bahane üretiyorlar” diyen Çiftçi, bu psikolojik savaşın esas amacının Avrupa'yı içten kontrol altına almak olduğunu söylüyor.
UKRAYNA: BİR ÜLKENİN BATI UĞRUNA NASIL KÖLELEŞTİRİLDİĞİNİN HİKÂYESİ
Çiftçi, Ukrayna’yı “100 yıllık köleliğe sürüklenen bir ülke” olarak niteliyor. Zelenski yönetiminin, enerji santrallerini, madenlerini ve limanlarını ABD’ye devretmeye başladığını belirten Çiftçi, savaşın Ukrayna’yı Batı'nın önüne yem olarak attığını ifade ediyor. ABD, Zaporoja Nükleer Santrali’nin işletmesini istemekle kalmıyor; Trump ekibi, Ukrayna'nın “güvenlik gerekçesiyle” tüm enerjisini ABD’ye devretmesini talep ediyor.
Bu süreçte Putin ve Trump’ın Suudi Arabistan üzerinden görüşmelere devam ettiğini, Ukrayna krizini derinleştirmeden büyük ekonomik anlaşmalar üzerinden çözmeye çalıştıklarını belirten Çiftçi, asıl engelin Avrupa’daki küreselci mekanizma olduğunu söylüyor. “Avrupa’daki küreselciler bu görüşmeleri sabote etmek için her şeyi yapacak” diyen Çiftçi, Avrupa'nın ABD'ye rağmen savaşı sürdürmekte ısrarcı olduğunu vurguluyor.
İSRAİL'İN RUH HALİ: ATEŞKESİ 1000 KEZ İHLAL EDEN ÇÖKMÜŞ BİR DÜZEN
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını değerlendiren Çiftçi, bu sürecin İsrail açısından “psikolojik ve askeri tükeniş” anlamına geldiğini belirtiyor. Hamas karşısında başarısız olan İsrail ordusunun yedek asker çağrılarına yanıt alamadığını, savaşma iradesinin kalmadığını dile getiriyor. Netanyahu’nun halk desteğini kaybettiğini ve savaşı sadece iktidarda kalabilmek için uzattığını vurgulayan Çiftçi, “İsrail, askeri değil siyasi olarak çöktü” yorumunu yapıyor.
ABD'nin, İsrail'in son saldırılarına "onay veriyoruz" açıklamasıyla destek vermesini ise, Trump'ın küresel Siyonist yapıyla doğrudan çatışmaya girmemek adına bir manevra olarak okuyor. Yine de sürecin uzun vadede İsrail'i daha da yalnızlaştıracağını belirtiyor.
BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ’NDEN GİZLİ LOBİ: DAHLAN ÜZERİNDEN FİLİSTİN OPERASYONU
Çiftçi, BAE’nin ABD’de Trump yönetimiyle gizli lobi faaliyetleri yürüttüğünü ve Arap Birliği’nin Filistin planını engellemeye çalıştığını belirtiyor. Bu bağlamda, 15 Temmuz sürecinde adı sıkça geçen Muhammed Dahlan’ın Filistin'in başına geçirilmesi planlarının yeniden gündeme geldiğini aktarıyor. “Bu, Filistin’i Batı’nın güdümüne sokma operasyonudur” diyen Çiftçi, bu girişimin arkasında İsrail ve BAE'nin el birliğiyle çalıştığını söylüyor.
YENİ DÜNYA DÜZENİNİN AĞIR ADIMLARLA GELİŞİ
Abdullah Çiftçi’nin değerlendirmelerine göre dünya 1945 sonrası kurulan düzenin çöküşüne şahitlik ediyor. Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası, IMF, NATO gibi yapılar çözülürken; ulus devletler kendi öz gücüne dönmeye başlıyor. Türkiye’nin de bu dönemde sadece siyasi değil, sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda büyük bir reorganizasyona ihtiyacı olduğunu vurgulayan Çiftçi, “Devletin içine açılmış dükkânlar bir bir kapatılmalı, devlet yeniden inşa edilmelidir” diyor.