Amerika Birleşik Devletleri hükümeti, Guantanamo Körfezi'ndeki tartışmalı hapishaneden bazı mahkumları tahliye etmeye devam ediyor. Son olarak, Yemenli mahkumların bir kısmı Umman'a nakledilirken, diğer mahkumlar da Tunus, Malezya ve Kenya gibi ülkelere gönderildi. Bu gelişmeler, hapishanedeki tutuklu sayısının 15'e düşmesiyle, 23 yıllık Guantanamo tarihindeki en düşük seviyeye ulaşılmasını sağladı. Ancak, halen "9/11 Beşlisi" olarak bilinen mahkumlar dahil olmak üzere, hapishanede kalanların durumu belirsizliğini koruyor.
Guantanamo'nun Mirası: İşkence, Dışlama
Maha Hilal'in Middle East Eye'daki makalesine göre, Guantanamo sadece bir hapishane değil, aynı zamanda ABD'nin "teröre karşı küresel savaş" bahanesi adı altında Müslümanları tutsak ettiği yer.
Hapishanenin, Müslümanları hedef alan işkence, hukuk dışı uygulamalar ve insanlık dışı muamelelerle dolu bir geçmişi olduğuna dikkat çekiyor. Yazıda, Guantanamo'nun sadece fiziksel bir mekân olmaktan öte, Amerikan hayal gücünde kimin cezayı hak ettiği ve kimin adalet sisteminden dışlanması gerektiği fikrini temsil ettiğini belirtiyor.
Makalede, Guantanamo'nun emperyalist bir yapı üzerine kurulu olduğu vurgulanıyor. ABD'nin Küba'daki deniz üssünü, 1903'ten beri devam eden bir kiralama anlaşmasıyla işgal ettiği ve bu anlaşmanın emperyalist bir yaklaşımın sonucu olduğu ifade ediliyor. Yazar, bu emperyalist şiddetin, ABD'nin 2001'den bu yana Müslüman çoğunluklu birçok ülkeye karşı savaş başlatması, sömürgeleştirmesi ve işgal etmesiyle daha da derinleştiğini belirtiyor.
Hukuk Dışı Uygulamalar ve İnsan Hakları İhlalleri
Guantanamo'daki mahkumların, "yasa dışı düşman savaşçıları" olarak nitelendirildiği ve Cenevre Sözleşmesi'nin korumasından mahrum bırakıldığı hatırlatılıyor. Bu durumun, mahkumlara işkence yapmanın yasal olarak meşru gösterilmesine zemin hazırladığına işaret ediliyor. İnsan hakları avukatı Michel Paradis'in ifadelerine yer verilerek, "işkence edilemeyen" insanların olduğu ve bu nedenle işkencenin yasal olarak sorun oluşturmadığı çarpık bir mantığın benimsendiği aktarılıyor.
Yazar, Guantanamo mahkumlarının "çıplak hayat" kavramına indirgendiğini, yani sadece biyolojik varlıklar olarak görüldüklerini ve siyasi, sosyal ve yasal haklarından mahrum bırakıldıklarını belirtiyor. Bu durumun, mahkumların serbest bırakıldıktan sonra bile toplumda damgalanmalarına ve dışlanmalarına yol açtığına dikkat çekiliyor.
Guantanamo, İslam Düşmanlığının Bir Sembolü
Makalede, Guantanamo'nun Müslümanlara karşı kurumsallaşmış bir İslam düşmanlığı örneği olduğu vurgulanıyor. ABD yetkililerinin, Müslümanları tehdit etmek ve Müslümanların karıştığı şiddet olaylarını istisnaileştirmek için bu hapishaneyi bir araç olarak kullanmaya devam ettiği belirtiliyor. Örnek olarak, New York'ta bir terör saldırısıyla suçlanan Sayfullo Saipov'un Guantanamo'ya gönderilebileceği yönündeki açıklamalar ve son olarak, Guantanamo'dan mahkûm tahliyelerine karşı çıkan Cumhuriyetçi siyasetçilerin açıklamalarına yer veriliyor.
Hapishanenin Kapatılması Yetmez, Ortadan Kaldırılmalı
Hilal, Guantanamo'nun sadece kapatılmasının yeterli olmadığını, tamamen ortadan kaldırılması gerektiğini savunuyor. Yazar, hapishanenin, haklarından mahrum bırakılmış ve toplumdan dışlanmış insanlar için bir işkence merkezi ve korku sembolü olmaya devam ettiğini belirtiyor. Nizar Sassi adlı bir eski mahkûmun, "Burası için bir tanım isterseniz, haklara sahip olma hakkınız yok" şeklindeki sözlerine yer veriliyor.
Sonuç olarak, yazar Guantanamo'nun Müslümanlar ve diğer topluluklar için sürekli bir tehdit oluşturmaya devam ettiğini, bu nedenle tamamen ortadan kaldırılması gerektiğini vurguluyor.
9 Ocak 2023'te Washington'daki Kongre Binası dışında bulunan Guantanamo Körfezi gözaltı kampına karşı protesto düzenleyen tutuklu kılığındaki bir grup aktivist
Guantanamo hapishanesi
Guantanamo, 11 Eylül 2001'deki İkiz Kuleler’ yapılan saldırıların bahane edilerek "teröre karşı küresel savaş" söylemiyle 11 Ocak 2002'de açtığı ve işkence gibi uluslararası hukuka aykırı pek çok eylemin merkezi haline gelen bir hapishanedir.
Küba'daki Guantanamo Körfezi'nde konumlanmış olan bu tesis, ABD yasalarının uygulanmadığı bir yasal boşlukta bulunuyor, bu da burada yapılan insan hakları ihlallerinin yasal bir sorumluluğa yol açmadan yapılmasına olanak tanıyor.
Guantanamo, Amerikan hükümetinin kendi toprakları dışında kasıtlı olarak kurduğu, uluslararası insan hakları örgütleri tarafından kapatılması için yıllardır kampanya yürütülen bir "işkence üssü" olarak nitelendirilmekte.
Hapishane, özellikle Müslüman toplulukları hedef alan ve onları "terör şüphelisi" olarak damgalayan bir cezalandırma ve intikam yeri olarak işlev görüyor.