Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmaya, organize suç örgütü elebaşı Fırat Sarı'nın da aralarında bulunduğu 22 tutuklu sanık ve bazı tutuksuz sanıklar ile tarafların avukatları katıldı. Bir kısım tutuksuz sanıklar ise bulundukları şehirlerdeki adliyelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandı.
Çok sayıda avukat ve basın mensubunun izlediği duruşmaya, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Derya Yanık ile üyeler CHP Milletvekili Mahmut Tanal, Saadet Partisi Milletvekili Mesut Doğan, MHP Milletvekili Naci Şanlıtürk ve DEM Parti Milletvekili Kamuran Tanhan gözlemci olarak katıldı.
Pazartesi gününden bu yana 18 sanığın savunmasının alındığı duruşmada, organize suç örgütünün elebaşlarından 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü tutuklu sanık Gıyasettin Mert Özdemir'in savunmasının alınmasıyla devam ediliyor.
Öte yandan davanın görüldüğü salon ve önünde, polis ekiplerince yoğun güvenlik önlemi alındı.
İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı'nın elebaşı olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini sanık doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı belirtiliyor.
İddianamede, suç örgütünün esas amacının, işletmesini devir aldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf edip doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yapıp, Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) üst sınırda ödeme almak olduğu kaydediliyor.
Sanıklar tarafından hasta bebeklerin durumunun olduğundan daha ağır gösterildiği, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarının sağlandığı belirtilen iddianamede, bu şekilde SGK'den yüksek ücret tahsil edildiği ve bazı hasta yakınlarından fazla para alındığı anlatılıyor.
Bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği, örgüt adına karlı görünen hastanelere yatırıldığı aktarılan iddianamede, karın çoğunun sağlık çalışanı olan örgüt üyesi sanıklarla paylaşıldığı ifade ediliyor.
Esas amacın, bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil maddi açıdan en fazla kazanç elde edilmesi olduğu iddianamede bildiriliyor.
Ceza istemleri
İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için 10 bebeğin ölümü nedeniyle "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından 10 kez, "resmi belgede sahtecilik" suçundan da 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl 6'şar aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.
Sanık Gıyasettin Mert Özdemir'in ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. 8'i kadın 44 sanık hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor.
“Maddi kazanç sağladığımı kabul ediyorum”
Davanın 5’inci celsesinde ilk olarak ambulans şoförü tutuklu sanık Gıyasettin Mert Özdemir savunma yapmaya başladı. Suçlamaların hiç birini kabul etmediğini söyleyen Özdemir, “Ama hasta yönlendirme yaptığım için maddi kazanç sağladığımı da kabul ediyorum” dedi.
112’nin hastanelere nasıl sevk yaptığını detaylı bir şekilde anlatan Özdemir, “Hastanın yoğun bakım servisine gitme süresi 5-6 saati bulmaktadır. Hastanın bir an önce yoğun bakıma gitmesi için kimse pratikte bu kuralı uygulamamaktadır. Hastanın menfaati de bunu gerektirmektedir” dedi.“
“Ambulans bulamayınca beni arıyorlar”
İstanbul’da bebek kuvözü olan ambulans sayısının 4 olduğunu söyleyen Gıyasettin Mert Özdemir, “Bu ambulanslar çocuğu alıp yoğun bakıma götürene kadar en az 4-5 saat geçiyor. Teoride olan kuralların pratikte uygulanmaması gerektiğinin takdirini size bırakıyorum. Ambulans ve yer bulamama durumunda beni arıyorlar. Bazı hastalara günlerce dahi yer bulunamadığı oluyor” dedi.“Hasta bana ulaştığında tüm kamu hastanelerini aramış ama yer bulamamış oluyor” diyen sanık Özdemir, “112 ambulans şoförü olduğum için savcı Yavuz Engin tarafından hakkımda algı operasyonu yapılıyor” dedi.
“Dosya yenidoğan ile kısırlaştırlmış”
Örgüt yöneticisi olarak suçlandığını söyleyen Özdemir, “Ama ben sadece Fırat Sarı’nın anlaşmalı olduğu hastanelere hasta göndermiyorum. Dosya sadece yenidoğan sevkleri ile kısırlaştırılmış. Ben erişkin hastalarla ilgili de yönlendirme yapıyorum. Yani konu sadece Fırat Sarı ile alakalı bir durum değildir. Ben örgüt yöneticisiysem doktorlara hemşirelere talimat vermem gerekir. Bu suçlama komiktir. En azından bana öyle gelmektedir” dedi.
Yapılan suçlamaların 112 sistemine zarar verdiğini söyleyen Özdemir, “Tüm 112 çalışanlarının da zan altında bırakıldığını düşünüyorum”
“10 bebeğin ölümünden suçlanıyorum ama 1’i için savunma yapabilirim”
Acil hastalarda doktorların zaman kaybı yaşamak istemediklerini anlatan Özdemir, “112’yi de mağdur etmemek için doktorlar adına hasta kabul ettiriyorlar. Ancak ben bu durumda doktorlardan maddi kazanç elde etmedim. Doktorlardan para almadım” dedi. Savcı Yavuz Engin’in kendisini 10 bebeğin ölümünden sorumlu tuttuğunu anlatan sanık, “Ben sadece bir bebekle ilgili savunma yapabilirim. Diğer 9 bebeklerle alakam yoktur” dedi.
“Gebeye 4 saat hastane bulamadılar"
Bahsettiği 1 bebeğin de Kaya bebek olduğunu söyleyen Özdemir, “Kaya bebek de bir bebek sevki değil, gebe sevkidir. 28 haftalık bir gebe hastaneye gidiyor ve yüksek riskli gebe teşhisi koyuluyor. Gebe sevkleri sadece kamu hastanelerine yapılmaktadır. 112’ye bildiriyorlar ancak gebeye 4 saat boyunca uygun hastane bulunamıyor” dedi.
"Hastane buldum"
İstanbul’daki hiçbir kamu hastanesinin gebeyi kabul etmediğini söyleyen Özdemir, “Kural gereği bu vaka ile ilgili özel hastanelerde yer araması yapılmamıştır. Bu vakanın durumu saatler geçtikçe kötüleştiği için bana hastane yetkilileri 112’den umudunu kesip bana ulaştılar. Ben de gebeye hastane buldum” dedi.
Kendisinin hastane bulduktan sonra transfer sürecinin başladığını anlatan sanık, “Benim yaptığım iş burada bitiyor. Ama yine de o kadar ağır suçlamayla, algı operasyonu ve kasıtlı bir şekilde savcı Yavuz Engin tarafından yapıldığını düşünüyorum” dedi.
Kaynak: Milliyet