Bakan, UAEA'nın Viyana'da düzenlenen 67. Genel Kurul toplantısında Krallığın bakış açısını ele aldı. Ajansın 177 üye ülkesinden temsilciler 25-29 Eylül tarihleri arasında düzenlenen toplantıya katıldı.
Bakan konuşmasının başında Krallığın ulusal nükleer enerji politikasına olan bağlılığını bir kez daha teyit ederek şeffaflık, güvenilirlik ve en üst düzey güvenlik önlemlerinin en üst standartlarda olması gerektiğini vurguladı.
Suudi Arabistan'ın nükleer enerjinin enerji güvenliğine olumlu katkılarına ve sosyal ve ekonomik faydalarına inandığını belirtti.
Krallığın, Suudi Ulusal Atom Enerjisi Projesi ve bileşenleri ve ilk nükleer enerji santralinin inşası da dahil olmak üzere IAEA ile yakın işbirliği içinde nükleer enerjinin çeşitli alanlarda barışçıl kullanımını geliştirmek için çalıştığı açıklandı.
Bakan, Krallığın radyolojik ve nükleer acil durumlara hazırlık ve müdahale alanlarında ve ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeylerdeki diğer düzenleyici hususlarda insan yeteneklerini geliştirmek için UAEA ile bölgesel bir işbirliği merkezi işletmeyi dört gözle beklediğini söyledi.
Suudi Arabistan'ın, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'nın hükümlerinin uygulanması ve evrensel düzeyde bağlılığının sağlanması için ortak uluslararası çabaların önemini vurguladığını ifade ederek, Orta Doğu'da nükleer silahların yayılmasının önlenmesinin önemini bir kez daha teyit etti.
Bakan, "Bu bağlamda, Orta Doğu'da nükleer silahlardan arındırılmış bir bölge kurulmasını amaçlayan 1995 sayılı Kararın tam olarak uygulanmasının önemini bir kez daha teyit ediyoruz" dedi.
Prens Selman: İran'ın nükleer silahı olursa bizim de olur
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ise geçtiğimiz günlerde oldukça sert bir mülakat verdi. Selman Amerikan Fox News televizyonuna verdiği röportajda İsrail ve İran ile ilişkiler konusunda önemli mesajlar verdi.
İsrail-Suudi Arabistan normalleşmesi
İsrail ile ilişkilerin normalleşme yolunda olduğunu ve bu ülke ile bir anlaşma imzalanması için yapılan müzakerelerin durdurulduğu iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirten Selman, "Anlaşmaya her geçen gün daha yaklaşıyoruz. İlk kez gerçekten ciddi bir şeyler oluyor" dedi.
İsrail ile olası bir anlaşmanın "Soğuk Savaş sonrası dönemin en büyük tarihî anlaşması" olacağını dile getiren Selman, ancak böyle bir anlaşmanın İsrail'in Filistinlilere yönelik tutumuna bağlı olacağını da sözlerine ekledi.
"Tahran atom bombası sahibi olursa bizim de yapmamız gerekir”
Veliaht Prens, "Filistinlilerin ihtiyaçlarını karşılayan ve bölgeyi rahatlatacak bir anlaşmaya varılabilirse, İsrail'de hangi hükümet iş başında olursa olsun herkesle iş birliği yapabileceklerini" belirtti. Suudi Arabistan Filistinlilerin en önemli finansörü konumunda.
Karar’ın aktardığına göre İran'ın nükleer silah geliştirmesi olasılığıyla ilgili bir soruyu yanıtlayan Selman, "Tahran atom bombası sahibi olursa Suudi Arabistan'ın da güç dengesi için, güvenlik gerekçesiyle bunu yapması gerekir" dedi.
Selman, "Herhangi bir ülkenin nükleer silah edinmesinden endişe duyarız. Bu kötü bir şey. Nükleer silaha gerek yok, çünkü kullanamazsınız. Nükleer silah kullanan bir ülke tüm dünya ile savaşta demektir. Dünya ikinci bir Hiroşima yaşayamaz. Dünyada 100 bin kişi ölürse dünyaya karşı bir savaş içindesiniz demektir" ifadelerini kullandı.